Oldukça karmaşık bir siyasi yapıya sahip olan Bosna Hersek’te savaştan sonraki altıncı genel seçim, 3 milyondan fazla seçmenin katılımıyla 3 Ekim 2010 Pazar günü gerçekleştirildi. Boşnak, Sırp ve Hırvat olmak üzere 3 üyeden oluşan Devlet Başkanlığı Konseyi’nin belirlenmesi seçimin en çok tartışılan boyutunu oluşturdu. Bosna’da, savaş sırasında ülkenin lideri olan Aliya İzzetbegoviç’in oğlu Bakir İzzetbegoviç’in Demokrat Hareket Partisi, oyların yüzde 34,82’sini alırken, halen Konsey Başkanlığını yürütmekte olan Bosna-Hersek Partisi Genel Başkanı Haris Silayciç, yüzde 24,86’da kaldı. Hırvatistan’da Sosyal Demokrat Parti’den Jelyko Komşiç, federasyon bölgesindeki oyların yüzde 60,99’unu elde ederek Devlet Başkanlığı Konseyi üyeliğine yeniden seçildi. Sırp kesiminde ise, Sırp Cumhuriyeti Başbakanı Milorad Dodik'in genel başkanlığını yaptığı Bağımsız Sosyal Demokratlar İttifakı’ndan Devlet Başkanlığı Üçlü Konseyi'ne bir kez daha aday gösterilen Nebojsa Radmanoviç oyların yüzde 49,90'ını alarak seçimi önde tamamlamış oldu.
Ülkedeki Müslüman, Sırp ve Hırvat ayrılığını sona erdirmek adına bir başlangıç olması umulan seçimler, Bosna Hersek’in AB üyeliği yolunda da önemli bir sınav olarak görülüyor. Bu bağlamda, ılımlı bir lider olan İzzetbegoviç’in konsey üyeliği memnuniyet yaratırken, Komşiç de ülkenin çoklu etnik yapıya uygun birleştirici bir liderliğe ihtiyaç duyduğunu düşünüyor. Ancak, Bosna Federasyonu’na karşı bir tutum sergileyen Nebojsa Radmanoviç’in Sırplar tarafından yeniden Devlet Başkanlığı Üçlü Konseyi’ne seçilmesi, savaşın üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen, Sırp Cumhuriyeti ile Müslüman-Hırvat Federasyonu arasındaki bölünmenin sürdüğü şeklinde yorumlanıyor. Ayrıca, Radmanoviç’in Bosnalı Sırpların bağımsızlığını desteklemesinin etnik çatışmaları tetiklemesinden endişe ediliyor.
Bunun yanısıra, Sırp Cumhuriyeti’nde toplam oyların yüzde 10’undan fazlasının geçersiz sayılması yolsuzluk iddialarını da gündeme getirdi.