IMF tarafından düzenli olarak her yıl, yılda iki kere hazırlanan Dünya Ekonomik Görünümü (WEO – World Economic Outlook) Raporu’nun 2010 yılına ilişkin ikinci raporu 6 Ekim’de yayımlandı. Raporda kriz sonrası dünya ekonomisinin toparlanmaya başlandığına işaret ediliyor. Bu yıl ve gelecekle ilgili tahminlerin genelde olumlu yönde revize edildiği raporda, dünya ekonomik büyümesi Nisan ayında yayımlanan raporda bu yıl için yüzde 4,2, gelecek yıl için yüzde 4,6 olarak öngörülürken, Ekim ayındaki raporda bu yılki büyüme oranı yüzde 4,8’e yükseltildi.
IMF tarafından Türkiye’ye ilişkin tahminler de genelde yukarı yönde revize edildi. Nisan ayı raporunda 2010 yılı büyüme oranı yüzde 5,2 öngörülmüşken Ekim ayında bu rakam yüzde 7,8’e çıkarıldı. 2011 büyüme tahmini yüzde 3,4’ten yüzde 3,6’ya yükseltildi. Türkiye’ye ilişkin tüketici fiyatlarıyla enflasyon oranı 2010 yılı için yüzde 9,7 olarak öngörülürken bu raporda tahmin yüzde 8,7’ye çekildi, 2011 enflasyon tahmini ise yüzde 5,7 olarak sabit kaldı. Yükselen ve gelişmekte olan ülkelerde enflasyon oranı yüzde 6,2 olarak tahmin edildi. Raporda Türkiye’nin cari işlemler açığının 2010 yılı için yüzde 4’ten yüzde5,2’ye, gelecek yılki tahminin ise yüzde 4,4’ten yüzde 5,4’e yükselmesi dikkat çekiyor. Türkiye’deki işsizlik ise bu yıl yüzde11, gelecek yıl ise yüzde10,7 olarak öngörüldü. IMF raporunda, tüm bu tahminlerin gerçekleşmesi halinde Türkiye’nin bu yıl reel GSYİH büyümesinde gelişmiş ülkeler dahil Avrupa ülkelerinin yaklaşık iki misli büyüme kaydetmiş olacağı belirtiliyor.
Bunun yanında dünya ekonomisine ilişkin ekonomik toparlanmanın geniş ölçüde öngörüldüğü gibi gerçekleştiği, ancak risklerin devam ettiği belirtiliyor. Raporda sürdürülebilir ve sağlıklı bir toparlanma için gerekli dengeler, gelişmiş ekonomilerde özel talebin güçlendirilmesiyle birlikte içte dengenin yeniden sağlanması; mali konsolidasyona izin verilmesi; ABD gibi açık veren ülkelerdeki net ihracatta artışla birlikte yeniden dış dengenin sağlanması ve fazla veren ülkelerde, özellikle yükselen Asya’da olduğu gibi net ihracatlarda düşüş şeklinde tanımlanıyor.
IMF tarafından 6 Ekim’de yayımlanan bir diğer rapor ise Küresel Finansal İstikrar Raporu oldu. Raporda mevcut ekonomik toparlanmanın süreceği beklentisi dile getirilirken, küresel finansal istikrarda Nisan 2010’da yayımlanan bir önceki Küresel Finansal İstikrar Raporu’na göre bir gerileme yaşandığı ifade edildi.
IMF raporunda Avrupa'da ülke borcu piyasalarında yaşanan belirsizliğin sebep olduğu banka ve ülke bilançolarının artan hassasiyetlerine dikkat çekildi. Küresel hasılanın, daha önceki tahminlerle uyumlu olarak arttığı, bu artışın yükselen piyasa ülkelerinde özellikle güçlü olduğuna değinilen raporda, yine de ülke bilançolarının büyüme şoklarına karşı yüksek derecede hassas olduğuna, bunun da borçların sürdürülebilirliğini daha az belirli hale getirdiği vurgusu yapıldı. Türkiye, Polonya ve Rusya gibi, yurtiçi banka sahipliğinin daha fazla ve yurtiçi piyasaların daha büyük olduğu ülkelerde son aylarda kredi hacminin büyümesinde hızlanma görüldüğü belirtilirken küresel mali sistemin hala büyük belirsizlik içinde bulunduğu belirtildi.
Raporda, politika yapıcıların sürdürülebilir bir küresel mali sistemin oluşmasını sağlamak ve ekonomik toparlanmayı korumak için bazı kilit reformları hayata geçirmesi gerektiğine işaret edilirken mali sektördeki güvenin tam olarak yeniden sağlanamadığı ifade edildi.
IMF’nin raporunda yer alan Avrupa ülkeleri arasında Türkiye, 2010 yılı büyüme öngörüsüyle, en fazla büyüme kaydetmesi beklenen ülke konumuna yükseldi. Ayrıca, Türkiye’de işsizlik oranının bu yıl yüzde 11’e, gelecek yıl da yüzde 10,7’ye düşeceği tahmininde bulunulurken Türkiye’nin büyümesinin daha da süreceğine vurgu yapıldı.