İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni

G–20 ZİRVESİ 11–12 KASIM TARİHLERİNDE SEUL’DE GERÇEKLEŞTİRİLDİ

2010 yılındaki ilk toplantısı Toronto’da yapılan G–20 (Group of 20) Zirvesi’nin bu yılki son toplantısı 11–12 Kasım tarihlerinde Güney Kore’nin başkenti Seul’de gerçekleştirildi. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı iki gün süren zirvedeki temel gündem maddelerini ticari dengeler ve kur politikası oluşturdu.
G–20 ZİRVESİ 11–12 KASIM TARİHLERİNDE SEUL’DE GERÇEKLEŞTİRİLDİ

2010 yılındaki ilk toplantısı Toronto’da yapılan G–20 (Group of 20) Zirvesi’nin bu yılki son toplantısı 11–12 Kasım tarihlerinde Güney Kore’nin başkenti Seul’de gerçekleştirildi. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı iki gün süren zirvedeki temel gündem maddelerini ticari dengeler ve kur politikası oluşturdu. 

Zirve öncesinde de öngörüldüğü üzere, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) toplantılarda, özellikle Almanya ve Çin’in gerçekleştirdiği yüksek seviyedeki ihracatın bir üst limitte sınırlandırılmasını amaçladı. Almanya Şansölyesi Angela Merkel zirve öncesinde yaptığı açıklamalarda Almanya’nın ihracat hedeflerinden ödün vermeyeceğini ortaya koymuştu. Politikacıların uluslararası ticarete karışamayacağını vurgulayan Merkel, ülkesinin ihracat fazlasını savunurken bu fazlanın, Alman ürünlerinin rekabetçi özelliğinin bir göstergesi olduğunu kaydetmişti. Nitekim zirve sonucunda da ABD hedeflerine ulaşamadı. Zira yukarıda da belirtildiği üzere, ABD tarafından gündeme getirilen, özellikle Almanya ve Çin gibi ihracat fazlası olan ülkelerin gerçekleştirdiği ihracata bir üst sınır konması teklifi zirvedeki katılımcı ülkelerden destek görmedi.

G–20 liderleri, zirvedeki diğer bir gündem maddesi olan kurlarla ilgili olarak da, rekabet devalüasyonundan kaçınma hususunda anlaştıklarını açıkladılar. Kur konusundaki sorunun temelinde, Çin’in ticaretini artırmak amacıyla para birimi Yuan’ın değerini özellikle düşük tutması yatıyordu. Aynı şekilde ABD Merkez Bankası FED’in (Federal Reserve System) piyasalara 600 milyar Dolar enjekte edeceğini açıklaması büyük tepkiyle karşılandı. Para birimi değerlerinin düşük tutulmasının ülkelere ticari avantaj sağlaması zirve öncesinde ve sırasında en çok tartışılan konulardan biri olma özelliği taşıdı. 

Çin ve gelişmekte olan diğer ekonomilerin, Uluslararası Para Fonu (IMF) nezdinde daha güçlü bir şekilde temsil edilmesini öngören reform önerileri zirvede üzerinde mutabık kalınan noktalardan biri oldu. Zirve sonrasında yayımlanan bildiride, bu konuya ilişkin, sözü edilen IMF nezdindeki kapsamlı reformların küresel mali istikrar ve büyümeyi sağlamakta bu organizasyonu daha güçlü bir kurum haline getirerek, meşruiyetini, inandırıcılığını ve etkinliğini artıracağı vurgulandı.

Zirve sonrasında yayımlanan bildiride (bildirinin tam metni için http://www.g20.org/Documents2010/11/seoulsummit_declaration.pdf) küresel ekonomiye ilişkin risklerin hâlâ sürdüğü belirtildi. İnişli çıkışlı büyüme ve artan dengesizliklerin, küresel çözümlerin eşgüdümden yoksun çabalara sapmasına sebep olduğunun altı çizildi.

AB’ye üye 5 ülke (İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya) tarafından yayımlanan ortak deklarasyonda da olası yeni bir kurtarma mekanizmasının 2013 ortalarında uygulamaya geçebileceği belirtildi.

Dünyanın en gelişmiş ekonomilerinin liderlerini bir araya getiren G–20 toplantıları özellikle küresel kriz sonrasında daha da önem kazandı. Önümüzdeki yıl G–20 Zirvesi’ne Fransa ev sahipliği yapacak.

Diğer Yazılar