Dünya ekonomisinde bütün sektörleri etkileyen global kriz derinleştikçe, piyasaların işleyişine ilişkin kuralların belirlenmesinde son söz sahibi kurum olarak kamunun müdahalesi olmadan krizin aşılamayacağı ortaya çıkıyor.
Brüksel’de Forum Europe tarafından 27 Ocak’ta düzenlenen Avrupa Mali Hizmetleri Konferansı’nda piyasaları düzenleyici ve denetleyici kurumların rolü ve yeniden yapılandırılmaları tartışıldı.
Alman Maliye Bakanı Jörg Asmussen, finans piyasalarını düzenlemede ülkelerin ve kurumların kendi başlarına girişimlerde bulunmalarının global finansal istikrarın sağlanmasında yetersiz olduğunu, piyasa reformuna ilişkin düzenlemelerin Birlik bazında yapılması gerektiğini belirtti. Asmussen ayrıca, önce piyasaların istikrara kavuşturulması, daha sonra da, daha az aciliyet arzeden, bankacılık kurtarma planının rekabeti bozucu etkisi gibi sorunlara yönelinmesi gerektiğini ifade etti.
Avrupa KomisyonU yetkilileri de, finansal krizin iş yapış biçimini değiştirdiğini, bundan böyle piyasalarda risk alan bütün oyuncuların düzenlemeye tabi olması gerektiğini belirtti. İç pazarda minimum düzenlemeyi savunan Komisyon’un İç Pazardan sorumlu üyesi Charly McCreevy de hedge fonlar ve menkul kıymetlerin durumunu inceledikten sonra Komisyon’un uygun düzenleyici tedbirleri alması gerektiğini kabul ettiğini açıkladı. Komisyon’un Mali Hizmetler Genel Müdür Vekili David Wright ise finansal piyasaların “tsunami gibi gelen” istikrar bozucu faktörlerin bulunduğu bir ortamda çalışamayacağını, Nisan ayına kadar düzenlemelerin ne şekilde yapılacağına dair bir anlaşmaya varılmasının beklendiğini belirtti ve bu kapsamda planlanan ilgili düzenlemeleri, sigortacılık alanında Solvabilite II direktifi ve finansal derecelendirme kurumlarının işleyişine ilişkin tüzük olarak sıraladı. Çek Maliye Bakan Yardımcısı Klara Hajkova da söz konusu düzenlemelerin gerçekleştirilmesinin Çek dönem başkanlığı önceliklerinden olduğunu, bunlara ilave olarak Basel II direktifi olarak adlandırılan, sermaye yeterliliği direktifinde Birliğin kurumsal rolüne ilişkin düzenlemelerin sonuçlandırılmasını istediklerini belirtti.
Charly McCreevy ise kurumlararası müzakereler sırasında kredi kurumlarının sermaye yeterliliğine ilişkin düzenleme tasarısının amacından sapmayacağını ümit ettiklerini bildirdi.
Finansal danışmanlık şirketi Unifortune başkanı Alberto Giovanni de, en önemli sorunların düzenlenmiş ve denetim altındaki sektörlerde olduğu göz önüne alındığında, finansal krizin aynı zamanda piyasa gözetimi kurumlarına olan güven krizi olduğunu belirtti. Menkul Kıymetler Düzenleme Kurumları Komitesi Başkanı Mr. Wymeersch ise ulusal menfaatlerin Avrupa’nın üstünde tutulması nedeniyle sorun yaşandığına işaret etti. Kendi kurumunda standardizasyon gücünün eksik olduğunu belirten Wymeersch, merkezi gibi görünen ancak kontrolün yine yerel düzeyde kaldığı gözetimin Avrupa düzeyine yükseltilmesi gerektiğini ifade etti.
Uzmanlar kurulunun, Şubat sonunda Avrupa’da gözetimin yapılandırılmasının gözden geçirilmesine ilişkin raporunu sunması bekleniyor. Söz konusu raporu takiben Komisyon, bahar dönemi Konsey Zirvesi’nde konuya ilişkin bir tebliğ sunacak. Ancak, söz konusu hazırlıklar sonucunda, amaçlanan reformların gerçekleştirilmesi, 2009’da yapılacak Avrupa Parlamentosu ve Komisyon seçimleri de dikkate alındığında ileri bir tarihe kalacak gibi görünüyor.