Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)’nün AB’nin ticaret politikasına yönelik son değerlendirmesinde, Avrupa Komisyonu’nun 6 Nisan’daki değerlendirmesinde övgüyle bahsedilen AB’nin gelişmekte olan ülkelere yönelik çok taraflı işbirliği ve desteği çok fazla övülmezken; AB’nin, lider ekonomi olarak küresel sahneye geri dönüşünün teşvik edilmesi için, tarım piyasası ile hizmetler endüstrisini daha fazla rekabete açması gerektiği ileri sürüldü.
DTÖ değerlendirmesinde, ekonomik bir iyileşmenin pekiştirilmesi ve sürdürülebilir kalkınmanın temin edilmesi için, AB’nin gerek kendi içinde gerekse diğer ülkeler karşısında hizmetlerin daha çok liberalleştirilmesi ve tarife yapısını basitleştirmek, gümrük vergilerini kaldırmak ve tarımsal ürünlerin üretimi ile ihracatına yönelik teşvikler sağlamak suretiyle tarım politikasının daha fazla liberalleştirilmesini içeren temel yapısal reformları devam ettirmesi gerektiği ileri sürüldü.
DTÖ raporunda ayrıca, AB ekonomisinin belkemiği olan hizmet endüstrisinin, 2009 sonu itibariyle gerçek bir Tek Pazar’ın oluşturulmasında anahtar konumda bulunduğu yorumu da yapıldı. Telekom, mali hizmetler, posta hizmetleri ve ulaştırma sektörlerinde hâlihazırda yapılmakta olan değişikliklere rağmen, DTÖ, turizm, perakende, inşaat, mühendislik ve iş bulma ajansları gibi diğer birçok sanayi kolunda bir tek pazar politikasının olmayışını eleştiriyor. DTÖ ayrıca, 2006 yılında toplam AB bütçesinin neredeyse yüzde 46’sını tek başına kapsayan AB çiftçiliğine yönelik yüksek derecede koruma ve ihracat sübvansiyonlarını da eleştiri konusu olarak görüyor. Daha ileri boyuttaki eleştiriler ise, AB’ye yapılan tarım ürünleri ithalatı üzerindeki teknik, çevresel ve sağlık ile bitki sağlığına yönelik kısıtlamalara yöneliyor.
DTÖ, bir yandan AB’yi, gerek Doha Ticaret Turu’na, gerekse gelişmekte olan ülkeleri dünya ticaret sistemine entegre etmeye yönelik taahhütleriyle tasvir edilen çok taraflı konumu dolayısıyla överken; diğer yandan da, ikili ve bölgesel serbest ticaret anlaşmalarının yoğunluğunu, bunların ‘ayrımcı’ yapıda olduğu gerekçesiyle eleştiriyor. DTÖ, AB27’yi, daha büyük yararlar sağlama potansiyeline sahip olduğunu belirttiği çok taraflı işbirliğine yönelik gösterdiği çabaları devam ettirme konusunda da teşvik ediyor.
Değerlendirmede, AB’nin ticaret politikası bağlamında çok taraflı işbirliği yaklaşımına yönelik taahhütlerinin, dünya sahnesindeki büyük etkisi dikkate alındığında çok daha önemli olduğu vurgulanıyor. Rapora göre, AB, dünyanın en büyük ihracatçısı, ikinci büyük mal ithalatçısı, daha büyük konumdaki hizmet üreticisi ve dünyanın geri kalanına yönelik net yatırımcısı olarak, dünya ticaret hacminin yüzde 17’sine sahip konumda. Son olarak DTÖ’ye göre, mevcut küresel ekonomik yavaşlama sürecinin sona ermesinde ve büyümenin harekete geçirilmesinde ticarete büyük rol atfetmeye devam etmesinin, AB için hayati öneme sahip bulunuyor.