İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni

BAŞBAKAN ERDOĞAN, ÇEK CUMHURİYETİ, MACARİSTAN VE SLOVAKYA’YA RESMİ ZİYARETLERDE BULUNDU

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 3-6 Şubat 2013 tarihleri arasında Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Slovakya`yı kapsayan resmi ziyaretler gerçekleştirdi. Erdoğan’a resmi temaslarında AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu eşlik etti.
BAŞBAKAN ERDOĞAN, ÇEK CUMHURİYETİ, MACARİSTAN VE SLOVAKYA’YA RESMİ ZİYARETLERDE BULUNDU

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,  3-6 Şubat 2013 tarihleri arasında Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Slovakya'yı kapsayan resmi ziyaretler gerçekleştirdi. Erdoğan’a resmi temaslarında AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu eşlik etti.

Çek Cumhuriyeti

Ziyaretlerine Çek Cumhuriyeti’nden başlayan Başbakan Erdoğan, başkent Prag'da Çek Cumhuriyeti Başbakanı Petr Neças ile görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Başbakan Erdoğan, Türkiye ile Çek Cumhuriyeti arasında yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi oluşturulması konusunda mutabık olduklarını ifade etti.

Türkiye'nin Çek Cumhuriyeti ile ilişkilerine büyük önem verdiklerini belirten ve Çek Cumhuriyeti'ni, sağlam bir dost, Avrupa-Atlantik alanında önemli bir müttefik olarak gördüklerini ifade eden Erdoğan, Neças ile iki ülkeyi ilgilendiren bölgesel, uluslararası meseleleri ortak bir bakış açısıyla değerlendirme fırsatı bulduklarını kaydetti. İki ülke arasındaki ekonomik rakamların, potansiyeli tam olarak ortaya koyamadığını ifade eden Erdoğan, 2012 yılı sonu itibarıyla ticaret hacminin 2,5 milyar dolar olduğunu ve yeni bir adım atılarak 2015 sonuna kadar bu rakamın asgari 5 milyar dolara tırmandırılması gerektiğini belirtti.

AB ile açıklamalarda da bulunan Erdoğan, yakın zamanda Brüksel'e gerçekleştirecekleri ziyaretin hem AB ilişkilerini hem de Belçika’yla olan ilişkileri kapsayacağını ifade etti.  Çek Cumhuriyeti'nin AB içerisindeki mazisinin çok eskilere dayanmadığını belirten Erdoğan, Türkiye'nin 1959 yılından bugüne AB kapısında olduğunu ve bu süre içerisinde Türkiye'nin bu kadar oyalanmasının affedilir ve dayanılır bir yönü olmadığını ifade etti.

Türkiye'nin ekonomik açıdan ayaklarının üzerinde durduğunu, küresel krize rağmen başarılı bir süreç geçirdiğini vurgulayan Erdoğan, henüz Türkiye’nin AB üyesi olmadığını ancak AB üyesi ülkeler içerisinde 5 milyon Türk’ün yaşadığını, resmen üye olunmamış olsa bile Türkiye’nin zaten AB’ye halkıyla girmiş durumda olduğunu belirtirken, AB’ye “daha fazla oyalanmadan gelin bu işi bitirelim” mesajı verdi. Bunun yanında AB’nin Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Komisyon Üyesi Stefan Füle’den destek isteyen Erdoğan, bu desteği Füle’nin gayretleriyle ortaya koyması gerektiğini ifade etti.

Çek Cumhuriyeti'ndeki temasları çerçevesinde Türk-Çek İş Konseyi Toplantısı'na da katılan Erdoğan, küresel finans krizinin Türkiye'yi ve Çek Cumhuriyeti'ni ciddi manada etkilemediğini belirtirken, Çek Cumhuriyeti'nin Avrupa içerisinde sağlam ve kararlı duruşunu takdirle izlediklerini, Çek Cumhuriyeti'nin ekonomi yönetimindeki başarısının etkileyici olduğunu ve bundan büyük memnuniyet duyduklarını ifade etti. Erdoğan, 2012 ekonomik verilerine göre, Maastricht Kriterleri'ni Avrupa'da yakalayabilen tek ülkenin Almanya olduğunu ve bu kriterlere en fazla yaklaşabilen ülkenin de Çek Cumhuriyeti olduğunu hatırlatırken, Türkiye’nin AB üyesi olmadığı ve bu kriterleri tutturma zorunluluğu olmadığı halde, bölgede tıpkı Çek Cumhuriyeti gibi kriterlere en fazla yaklaşabilen ülke olduğunu belirtti. 27 AB ülkesinin neredeyse tamamı Maastricht Kriterleri'ni yakalayamazken, Türkiye’nin enflasyon hariç Maastricht Kriterleri'ni karşıladığını vurgulayan Erdoğan, enflasyondaki mücadeleyi sürdürerek bu kriterin de tutturulacağını ifade etti.

2004 yılında müzakerelere başlama kriterlerini karşıladıklarını, 2005 yılında da AB ile tam üyelik için katılım müzakerelerine başlandığını hatırlatan Erdoğan, AB tarafından çıkarılan engeller nedeniyle istenen düzeyde bir ilerleme sağlanamadığını ifade etti. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin AB müzakerelerinde karşılaştığı sorunların Türkiye'den değil AB’den kaynaklanan sorunlar olduğunu ve AB’nin Türkiye’yi Avrupa'ya siyasi ve ekonomik olarak  güç ve vizyon katacak bir ülke olarak görme konusunda tereddütlü davrandığını vurguladı.

Türkiye'nin son 10 yıllık ortalamasına bakıldığında yüzde 5,3 büyüme kaydeden bir ülke olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin imkânlarına, potansiyeline ve bu büyümesine rağmen AB tarafından çıkarılan engellerin Türkiye'ye değil AB’ye zarar vereceğini belirtti. Erdoğan ayrıca, Türkiye’nin önüne konan engellerin ve yeni şartların makul ve mantıklı olmadığını, adaletle ve vicdanla izah edilemeyeceğini ve Türkiye'nin AB’ye değil, AB’nin Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu ifade etti.

Avrupa'nın güçlü bir küresel, siyasi ve ekonomik aktör olmak istiyorsa Türkiye'den istifade etmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, yaşanan küresel finans krizinin Avrupa'nın Türkiye'ye olan ihtiyacını çok net şekilde ortaya koyduğunu ve hükümet olarak AB hedefinde bir sapmanın söz konusu olmadığını belirtti.

Başbakan Erdoğan, müzakerelerin ilelebet devam edemeyeceğini ve sürüncemede bırakılamayacağını dile getirirken, vize sorununun hala Türk işadamlarının önündeki en önemli sorun olduğunu ve Türk işadamlarının istediği anda yatırım imkânlarını ve ortamını incelemek üzere AB’ye gelemediğini vurgularken, Türkiye'de yatırım yapacak Çek işadamlarına vatandaşlık verileceğini ifade etti.

Macaristan

Yurt dışı seyahatinin ikinci durağında Macaristan'da temaslarda bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile baş başa ve heyetler arası görüşme gerçekleştirdi.  İki lider görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Türkiye ve Macaristan'ın gücünü tarihten alan iki ülke olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, iki ülke arasında siyasi sorunun olmamasının çok farklı bir avantaj olduğuna ve bundan sonraki süreci çok daha farklı şekilde geliştireceğine inandığını ifade etti.

Başbakan Erdoğan, Macaristan ile askeri, siyasi ve ekonomi alanında ortaklığın bulunduğunu belirterek, görüşmelerde iki ülke ilişkilerinin geldiği nokta ve 2015'e kadar gideceği noktanın konuşulduğunu ifade etti. İki ülkenin NATO'da beraber olduğunu, siyasi alanda AB sürecinde Macaristan'ın her an Türkiye’nin yanında bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, ekonomik ve ticari alanda 2012 yılının son anı itibari ile 1,7 milyar dolar düzeyinde bir seviyeye ulaşıldığını ve 2015 için hedeflenen rakamın 5 milyar dolar olduğunu belirtti. 125 iş adamı ile Macaristan’a gelindiğini belirten Erdoğan, Macaristan’ın özellikle vize kolaylığı noktasında olumlu yaklaştığını görmenin memnuniyet verici olduğunu ve bu konuda gerekli talimatların verilerek, işadamı, öğrenci, akademisyen, sanatçı ve sporcuların önündeki engelleri kaldırmak istediklerini ifade etti. 

Başbakan Erdoğan, önemli konulardan birinin de enerjide dayanışma içinde olunması olduğunu ve bu konuda enerji ortaklığı kararlılığının önemli bir adım olduğunu belirtti. Batı NABUCCO'da ortak olunduğunu ancak NABUCCO’nun beklenen heyecanı yaratamadığını, yönetimin, bu noktayı ele alması gerektiğini vurguladı. Türkiye olarak her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirten Erdoğan, Türkiye’nin bu konuda transit ülke olduğunu ve herhangi bir sıkıntılarının olmadığını ancak tedarik konusunda NABUCCO yönetiminin buna çözüm bulması gerektiğinin altını çizdi.  

Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise konuşmasında İki ülke arasında sürekli işbirliği bağı oluşturan üst düzey ortak bir çalışma konseyi ile ortak enerji çalışma grubunu kurmaya, dış ticaret hacmini de 2 katına çıkarmaya karar verdiklerini dile getirdi. Yapılan bu anlaşmayı herkesle yapmayacaklarını, Türkiye’ye güvendikleri kadar kendilerine de güvendikleri için böyle bir hedef koyduklarını ifade etti. Her türlü ticari engeli ortadan kaldıracaklarını belirten Orban, Macaristan’ın Türkiye'nin AB üyeliğini desteklediğini ve Macarların vize uygulanmadan Türkiye'ye girmelerini istediğini belirtti. Orban ayrıca, Macar üniversitelerindeki diplomaların Türkiye'de kabul edilmesini de talep ederken, Türkiye'nin nükleer enerji programında yer almak istediklerini ve Macaristan'daki Osmanlı'dan kalma eserlerin korunması yönünde söz verdiğini ifade etti.

Slovakya

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Orta Avrupa seyahati kapsamında son olarak Slovakya’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Burada Slovakya Başbakanı Robert Fico ile bir görüşme gerçekleştiren Erdoğan, görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

Başbakan Erdoğan, Slovakya'nın bağımsızlığının 20’nci yıl dönümünde bulunulduğunu hatırlatırken, Slovakya’nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerden biri olmanın yanında Slovakya'yı Başbakan olarak Türkiye'den ziyaret eden ilk Başbakan olmaktan da duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Başbakan Erdoğan, özellikle Patriot füzelerinin Türkiye’ye yerleştirilme süreci içerisinde Slovakya’nın verdiği desteğe teşekkür ederken, ikili görüşmede ve heyetler arası yapılan görüşmelerde, Türkiye-Slovakya ilişkileri, bölgedeki gelişmeler ve AB konularının ele alındığını ifade etti. Slovakya'nın AB sürecinde Türkiye'ye verdiği destek nedeniyle Slovakya Başbakanı Robert Fico’ya teşekkür eden Başbakan Erdoğan, iki ülke arasındaki ticaret hacminin de 1,5 milyar doları aştığını vurguladı.

Vize konusuna da değinen Başbakan Erdoğan, biran önce Slovak halkının Türkiye'ye girişini kolaylaştırmak için vize konusunda çalışmalar yapılacağını ve vize muafiyeti sağlama konusunda gerekli adımların atılacağını belirtirken,  bu konuda Slovakya'nın da özellikle işadamları, akademisyenler, öğrenciler, sanatçılar, sporculara yönelik vize muafiyeti sağlamasının ilişkileri çok daha iyi bir noktaya taşıyacağını vurguladı.

Başbakan Erdoğan daha sonra Slovakya Başbakanı Robert Fico ile Türk-Slovak İş Forumu'nun açılışını yaparken, Slovakya temasları çerçevesinde Slovakya Cumhurbaşkanı İvan Gasparovıc ve Ulusal Meclis Başkanı Pavol Paska ile de ayrı ayrı görüştü.

Diğer Yazılar