22 Ocak 2014 tarihinde İsviçre’nin Montrö kentinde başlayan ve Cenevre’de devam eden Cenevre II görüşmelerinde Suriye rejimi ve konferansa katılan muhalif gruplar arasında bazı konularda uzlaşma sağlandı. Müzakerelerde sağlanan ilk somut gelişme, Suriye yönetiminin, kuşatma altındaki Humus’ta bulunan kadın ve çocukların bölgeden ayrılmalarına izin vereceği açıklaması oldu.
Cenevre II Konferansı’nda yapılan görüşmelerde nihai bir çözüme ulaşılacağına dair beklentilerin düşük olmasına karşın, ülkenin belli bölgelerinde kısmi ateşkes ilan edilmesi, tutukluların karşılıklı olarak serbest bırakılması ve insani yardım koridorlarının açılması gibi konularda ilerleme sağlanması umuluyor.
30 Haziran 2012 tarihinde yapılan ve Cenevre II müzakerelerinin temelini oluşturan Cenevre I sonuç bildirgesinde tarafların “karşılıklı rızasına dayalı, tüm icra yetkilerini elinde bulunduracak bir geçiş hükümeti” kurulması konusunda mutabakat sağlanmıştı. Bu çerçevede, Cenevre II görüşmelerinde Suriye’de süren iç savaşın sonlanması amacıyla şiddet olaylarının durdurulması, insani yardım koridorlarının açılması ve Suriye’de bir geçiş hükümetinin kurulması sürecini başlatarak soruna siyasi çözüm bulunması amaçlanıyor.
Taraflar arasındaki derin görüş ayrılıkları nedeniyle, öncelikle insani yardım konularında uzlaşma sağlanması ve bu şekilde güven tesis edilmesi suretiyle daha sonra asıl tartışmalı meselelerde ilerleme kaydedilmesi umuluyor. Zira Suriye hükümeti ve muhalifler Cenevre II Konferansı’nın amacı konusunda farklı görüşlere sahipler. Suriye yönetimi ülkeye gelen yabancı güçler tarafından desteklenen “terörizmin ve şiddetin sonlanmasına” öncelik vererek ülkedeki silahlı muhalefetin sonlanmasını talep ediyor ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın konumunu tartışmayı reddediyor. Muhalif gruplar ise Cenevre I Konferansı’nı esas alarak bir geçiş hükümeti kurulmasını ve insani yardım görüşmelerinin de bu sürece paralel olarak ilerlemesini talep ediyor.
22 Ocak’ta Montrö kentinde başlayan ve iki gün süren ön görüşmelerde, Suriye yönetimi ve muhalifler birbirlerine karşı ağır suçlamalarda bulunmuşlar ve uzlaşacaklarına dair olumlu bir işaret vermemişlerdi. Buna karşın, 24 Ocak tarihinde önce Suriye yönetimi heyetiyle görüşmeye başlayan BM Temsilcisi ve Arap Birliği Özel Temsilcisi El Ahdar El İbrahimi yavaş ilerlemesine karşın görüşmelerden umutlu olduğunu kaydetmişti.
25 Ocak tarihinden itibaren Cenevre’de devam eden görüşmelerde taraflar ilk kez aynı salonda bir araya geldiler ancak doğrudan konuşmak yerine mesajlarını BM Temsilcisi el İbrahimi aracılığıyla birbirlerine ilettiler. Özel Temsilci İbrahimi Cenevre II Konferansı’nda süren görüşmelerin, soruna siyasi çözüm bulunması noktasında iyi bir başlangıç olduğunu kaydetti. 26 Ocak günü hükümet ve muhalefet temsilcileri esir alınan ve kaçırılan kişilerin değişimi meselesini ele aldılar. BM Özel Temsilcisi, Suriye rejiminin tutsak tutulan sivillerin listesini muhalif gruplardan istediğini kaydetti.
Öte yandan, Cenevre II görüşmeleri başlamadan önce bir röportaj veren Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Haziran ayında yapılması öngörülen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olma olasılığının yüksek olduğunu kaydetmişti. Esad, “Türkiye ve Suudi Arabistan’ın Suriye’de teröristlere yardım ve silah sağladığını” iddia ederek, bu iki ülkeyi “terör ihraç eden ülkeler “olmakla suçlamıştı. Esad, ayrıca Cenevre II görüşmelerinin Suriyeli taraflar arasında siyasi çözüm bulunmasında uzlaşmayı mümkün kılabileceğini kaydetti.
Suriye rejiminin bölgede en önemli bölgesel müttefiklerinden bir olan ve ayaklanmaların başladığı 2011 yılından itibaren Şam yönetimine maddi kaynak ve malzeme desteği sağlayan İran, sorunun çözümünde etkin rol oynayabilecek ülkelerden biri olarak değerlendiriliyor. İran soruna “serbest ve adil seçimler” yoluyla çözüm bulunması taraftarı.
Bilindiği üzere, BM tarafından Cenevre II görüşmelerine katılması yönünde İran’a yapılan davet daha sonra İran’ın “Suriye’de geçici bir hükümet kurulması” fikrini desteklememesi nedeniyle ABD ve Suriyeli muhalif grupların tepkilerine neden olmuş; BM İran’a yaptığı daveti geri çekmişti. Bu nedenle, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani görüşmeler başlamadan önce “Suriye görüşmelerinin başarısızlığa mahkûm olduğu” yönünde açıklamada bulunmuştu. Daha sonra Dünya Ekonomik Forumu kapsamında bulunduğu Davos’da konuşan Ruhani, Suriye’nin kaderini Suriyelilerin tayin etmesi gerektiğini kaydetti.
Yaklaşık on gün sürmesi beklenen Cenevre II müzakerelerinin alacağı seyrin, muhalif grupları destekleyen ABD ve Suriye’de Cumhurbaşkanı Esad rejimini destekleyen Rusya’nın alacağı pozisyon çerçevesinde şekillenmesi bekleniyor.