Hırvatistan: Hırvatistan’la yürütülen üyelik müzakereleri Türkiye’yle aynı gün, 3 Ekim 2005 tarihinde başladı. Şu ana kadar 35 başlıktan 28 tanesi açıldı ve bunlardan da 20’si geçici olarak kapatıldı. Birçok müzakere başlığında ilerleme sağlanması bu süreçteki teknik hazırlıkların nihai aşamaya geldiğini gösteriyor.
Siyasi kriterler: Yargı reformu, yolsuzluk ve organize suçlara karşı mücadele alanlarında birtakım ilerlemeler kaydedildi. Azınlıkların, özellikle de Roman azınlığın sorunlarına çözüm bulmak amacıyla bazı adımlar atıldı. Hırvatistan geride kalan bir sene boyunca bölgesel işbirliğine aktif katılımını sürdürdü.
Bununla birlikte, Hırvatistan’ın, yargının bağımsızlığı ve etkinliği, kamu kurumlarının daha iyi çalışmasının sağlanması ve yolsuzlukla mücadele konularında ilerleme kaydetmesi beklenmektedir. Bölgesel işbirliği devam ettirilmeli, komşularla olan ikili sorunların (özellikle sınır sorunlarının) çözümü yolundaki çabalar sürdürülmelidir.
Ekonomik kriterler: Hırvatistan işleyen bir pazar ekonomisine sahiptir. Kapsamlı reform programını devam ettirmesi durumunda ülke, Birlik içindeki rekabet baskısıyla baş edebilecek konuma gelecektir. Ülke her ne kadar küresel krizden etkilenmiş olsa da, makroekonomik istikrarını korumayı başarmıştır. Vergi politikası ve dış borç dengesi bağlamında ilerleme kaydedilmiş olmasına rağmen ülkenin ekonomi politikasında hala orta vadeli bir yönlendirmenin eksikliği hissedilmektedir. Ayrıca, yapısal reformlar ağır bir hızla sürmekte ve vergi açığı önemli oranda artmaktadır.
AB’ye yasal uyum: Pek çok sektörde AB’ye yasal uyum iyi bir seviyeye yükselmiştir. Bununla birlikte, yargı, temel haklar, rekabet politikası, tarım ve kırsal kalkınma gibi zorlu fasıllarda müktesebata uyum için idari yapının ve kapasitenin güçlendirilmesi gerekmektedir.
Türkiye: Türkiye 2004 Aralık zirvesinde aday ülke statüsü kazanmış ve 3 Ekim 2005 tarihinde katılım müzakerelerine başlamıştır. Bugüne kadar 33 başlıktan 11 tanesi açılmış, bunlardan da bir tanesi (Bilim ve Araştırma) geçici olarak kapatılmıştır. 13 faslın da müzakerelere açılması için gerekli kriterler yerine getirilmiştir.
Siyasi Kriterler: Türkiye geçen yıl boyunca, yargı reformu, asker - sivil ilişkileri ve kültürel haklar alanlarında kayda değer ilerleme göstermiştir. Özellikle kültürel haklar konusunda, 24 saat yayın yapan bir Kürtçe televizyon kanalının açılması ileriye doğru önemli bir adım teşkil etmektedir. Ayrıca hükümet, Kürt sorununa kapsamlı bir çözüm bulmak amacıyla siyasi partilerle ve sivil toplumla danışma süreci başlatmıştır.
Suç örgütü olduğu iddia edilen Ergenekon ağının soruşturulması, hukuk sürecine saygı gösterilmesi şartıyla, hukukun üstünlüğü ilkesini güçlendirmek için önemli bir fırsattır.
Hükümetin, katılım yolunda, AB-Türkiye ilişkilerine ve reformlarla ilgili hazırlıklara büyük önem atfettiği söylenebilir. Tam zamanlı bir başmüzakerecinin atanması ve müktesebatın kabulü için ulusal programın onaylanması hükümetin bu konudaki çabalarına örnek teşkil eder. Bununla birlikte, özellikle anayasal reformlar konusunda, siyasi partiler arasındaki uzlaşı ruhu ve diyalog eksikliği bu sürece zarar vermektedir.
Ekonomik kriterler: Türkiye işleyen bir pazar ekonomisine sahiptir. Kapsamlı reform programını devam ettirmesi durumunda ülke Birlik içindeki rekabet baskısıyla baş edebilecek konuma gelecektir.
Uluslararası alandaki zorlu ekonomik ortama rağmen, Türkiye ekonomisi ve finans sektörü kriz karşısında esnek kalmayı başarmıştır. Her ne kadar yavaş bir hızla da olsa, özelleştirme sürecinde gelişmeler kaydedilmektedir. İşsizlik oranı sert bir artış göstermiştir. Ekonomik krizin etkilerini hafifletmek amaçlı kamu harcamalarında artışa gidilmesi makroekonomik istikrar üzerinde olumsuz etkiler yapabilir. Krize karşı geliştirilen önlemler orta vadede vergideki sürdürülebilirliği tehlikeye atabilir.
AB’ye yasal uyum: Türkiye özellikle Trans-Avrupa ağları, enerji, bilim ve araştırma konularının AB yasalarıyla uyumu bağlamında önemli ilerleme kaydetmiştir. Malların serbest dolaşımı, fikri mülkiyet hakları, şirket ve sanayi politikası, tüketici ve sağlığın korunması başlıklarında uyum üst düzeydedir.
Türkiye, AB ile arasındaki geri kabul anlaşmasının resmi müzakerelerine yeniden başlamayı taahhüt etmiştir.
AB, Ankara Anlaşması Ek Protokolü’nün uygulanması konusunda, 2006 yılının Aralık ayındaki kararında, Türkiye yükümlülüklerini yerine getirmediği sürece ilgili 8 müzakere başlığının açılamayacağını ve hiçbir başlığın da geçici olarak kapatılamayacağını belirtmiştir.
Türkiye, Güney Kafkasya ve Ortadoğu gibi bölgelerde istikrara katkı yapmaya devam etmektedir. Bu bağlamda Ermenistan’la ilişkilerin normalleştirilmesi yönündeki diplomatik çabalar büyük önem taşımaktadır.
Makedonya: Makedonya 2005 Aralık ayında aday ülke statüsü kazanmıştır.
Siyasi kriterler: 2009 yılında gerçekleştirilen başkanlık seçimleri ve yerel seçimlerde uluslararası standartların birçoğu yerine getirilmiştir. Koalisyon hükümeti istikrarlı bir şekilde görevine devam ederken, siyasi ortam da işbirliğine daha uygun bir hal almıştır. Meclis, geçmişe oranla daha etkin bir yapıdadır.
Ohrid Çerçeve Anlaşmasının uygulanması ülkede demokrasi ve hukukun üstünlüğünün temel şartı olmaya devam etmektedir. Dil, desantralizasyon (adem-i merkeziyetçilik) ve eşit temsil konularında uygulamada gelişme olsa da anlaşmanın amacına ulaşması için bu konuda daha çok çaba gösterilmesi gerekmektedir.
Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti komşularıyla genelde iyi ilişkilere sahiptir. Henüz çözülememiş olan isim ihtilafı Yunanistan’la ilişkileri etkilemeye devam etmektedir. Bu konuda Birleşmiş Milletler çatısı altında görüşmeler sürmektedir.
Ekonomik kriterler: Ülke işleyen bir pazar ekonomisi olma yolunda ilerlemeye devam etmektedir. Uluslararası ortamın bozulmasından dolayı 2009 yılında büyüme hız kesmiş ve eksi olarak gerçekleşmiştir. Enflasyon düşerken finans sektörü de istikrarlı bir seyir izlemiştir. Bununla birlikte işsizlik oranı, özellikle gençler ve iyi eğitim alamayan kişiler arasında çok yüksektir.
AB’ye yasal uyum: Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti özellikle taşıma, gümrük, vergilendirme, adalet, özgürlük ve güvenlik alanlarında üyelik yükümlülüklerini yerine getirmekte büyük ilerleme kaydetmiştir. Fakat enerji, çevre, istihdam ve çevre politikası konularındaki gelişme sınırlı olmuştur. İdari kapasiteyi güçlendirmek için daha fazla çaba gerekmektedir.
Arnavutluk: AB Arnavutluk ilişkileri genel anlamda ümit verici niteliktedir. Arnavutluk 12 Haziran 2006’da AB ile İstikrar ve Ortaklık Anlaşması imzalamış ve bu anlaşma bu yıl içinde yürürlüğü girmiştir.
Siyasi kriterler: 2009 Haziran ayında gerçekleştirilen parlamento seçimlerinde uluslararası standartların çoğuna riayet edilmiştir. Bununla birlikte tespit edilen eksiklerin giderilmesi için daha fazla çaba gerekmektedir.
Arnavutluk birliğe üyelik başvurusunu bu sene nisan ayında yapmıştır. Bu ülkenin özellikle hukukun üstünlüğü, organize suçla ve yolsuzlukla mücadele alanlarında ilerleme kaydetmesi gerekmektedir. Kamu kurumlarının bağımsızlığı, özellikle de yargı bağımsızlığı daha da güçlendirilmelidir.
Ekonomik kriterler: Arnavutluk’ta işleyen bir pazar ekonomisi olma yönünde önemli ilerleme sağlanmıştır. Ülke ekonomisini Birlik içindeki rekabet baskısıyla baş edebilecek konuma getirmek için yasal sistem güçlendirilmeli, altyapı eksiklikleri de giderilmelidir.
2008’de ekonomik büyüme ivme kazanırken, 2009’da küresel finansal krizin etkisiyle, ihracat ve kredilerdeki düşüşe bağlı olarak büyüme yavaşlamıştır. Yine de para ve ücret politikasındaki istikrar korunabilmiştir. Enerji arzı güvenliği ekonomik gelişmeyi olumsuz yönde etkileyeme devam etse de enerji sektöründe yeniden yapılanma ve özelleştirme alanlarında ciddi gelişmeler kaydedilmiştir.
Avrupa standartları: Arnavutluk, mevzuatını ve politikalarını AB standartlarıyla uyumlu hale getirme konusunda önemli adımlar atmıştır. Şimdi yapılması gereken bu kanunların ve politikaların uygulamaya geçirilmesidir.
Bosna Hersek: Bosna Hersek rapor dönemi boyunca sınırlı ilerleme kaydedebilmiştir. Ülkedeki iç politika ortamı bozulmuş ve kurumların etkin çalışmasını engelleyecek zorluklar da giderilememiştir. Uzlaşı ve siyasi irade eksikliğine bağlı olarak reformlar çok yavaş bir hızla uygulamaya geçirilmektedir.
Siyasi kriterler: Siyasi kriterlerle ilgili olarak sadece birkaç gelişmenin altı çizilebilir. Brcko bölgesinin statüsünü düzenlemek için Bosna Hersek anayasasında ilk defa değişikliğe gidilmiştir. Kamu yönetimi reform stratejisi uygulamaya konmuştur. Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi’yle olan işbirliği tatmin edici düzeydedir.
Bununla birlikte, özellikle son aylarda ülkedeki iç siyasi ortam bozulmuş, yetkililerin devletin inşasıyla ilgili temel unsurlar üzerinde anlaşamamaları kurumların çalışmasını olumsuz yönde etkilemiş ve reformların da yavaşlamasına sebep olmuştur. Yüksek temsilcilik ofisinin kapatılması için gerekli şartlar henüz sağlanamamıştır. Yolsuzluk ülke genelinde yaygın bir sorun olmaya devam etmektedir.
Ekonomik kriterler: Bosna Hersek işleyen bir pazar ekonomisi olma yolunda sınırlı bir ilerleme kaydedebilmiştir. Küresel ekonomik krizden en çok etkilenen ülkelerden biri olan Bosna Hersek, her şeye rağmen, finansal krizin patlak verdiği 2008 ağustosunda Merkez Bankası’nın zamanında yaptığı müdahale sayesinde finansal ve parasal istikrarını koruyabilmiştir.
Bununla birlikte, kamu finansındaki istikrar bozulmuş, devlete ait şirketlerin yeniden yapılanması konusunda sınırlı ilerleme kaydedilmiş ve özelleşme sürecinde durgunluk yaşanmıştır. İşsizlik ülke çapında büyük bir sorun olmaya devam etmektedir.
Avrupa Standartları: Gümrük, vergilendirme ve eğitim konularında Avrupa standartlarına uyum çerçevesinde sınırlı ilerleme sağlanmıştır. Adalet, özgürlük ve güvenliğe değin alanlarda ilerleme kaydedilmiş, bu da Bosna Hersek’in, vize yol haritası gerekliliklerinin yerine getirilmesinde mesafe katmetmesini sağlamıştır.
Karadağ: Avrupa Birliği Karadağ ilişkileri genelde olumlu seyretmiştir. Karadağ, 2008 Aralık ayında üyelik için başvuru yapmış, Konsey 2009 Nisanında Komisyonu, Karadağ’ın başvurusu hakkındaki görüşünü bildirmeye davet etmiştir. Görüş 2010 sonbaharında yayınlanacaktır. AB ile 15 Ekim 2007’de imzalanan İstikrar ve Ortaklık Anlaşması onaylanmıştır.
Siyasi kriterler: 2009 Martında gerçekleştirilen parlamento seçimlerinde uluslararası kriterlerin neredeyse tümüne uyulmuştur. Avrupa ortaklığına paralel olarak yasal mevzuatın tamamlanmasına devam edilmiş, idari ve kurumsal kapasite de güçlendirilmiştir.
Ekonomik kriterler: Karadağ işleyen bir pazar ekonomisi olma yolunda önemli bir ilerleme kaydetmiştir. Küresel ekonomik kriz, diğer ülkeleri olduğu gibi Karadağ’ı da etkilemiştir. 2008 yılında Gayrisafi Yurtiçi Hâsılada (GSYH) %8’lik bir büyüme yakalayan Karadağ, temel sanayi kollarında (özellikle de alüminyum) ve banka sektöründe yaşadığı sorunlar nedeniyle krizden ciddi oranda etkilenmekten kurtulamamıştır. Her şeye rağmen Karadağ ekonomisi resesyona girmemiştir.
Avrupa standartları: Avrupa standartlarına uyum konusunda Karadağ, rapor döneminde, özellikle tüketicinin korunması, araştırma, iç pazar, adalet, özgürlük ve güvenlik alanlarında, önemli ilerleme kaydetmiştir.
Karadağ’ın Dünya Ticaret Örgütü’yle yürüttüğü müzakereler de olumlu seyretmektedir. Ukrayna tarafından öne sürülen engeller ortadan kalktığı zaman Karadağ’ın DTÖ’ye katılması beklenmektedir.
Sırbistan: Sırbistan rapor dönemi boyunca ciddi ilerleme kaydetmiştir. Sırp hükümeti ülkeyi Avrupa Birliği’ne yaklaştırma konusunda kararlı olduğunu göstermiştir. Interim Anlaşması hükümlerinin uygulamaya konması ve Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi ile işbirliği konusundaki girişimler bu kararlılığın örneklerini oluşturur. Bununla birlikte adı geçen mahkeme tarafından suçlanan Ratko Mladiç ve Goran Hadziç hala serbesttir.
Siyasi kriterler: Sırp hükümeti pek çok alanda mevzuat hazırlamaya devam etmekte ve Avrupa bütünleşmesi üzerine ulusal programı uygulamaktadır.
Sırbistan kamu yönetimi alanında iyi bir kapasiteye sahiptir. Her ne kadar yolsuzluk suçluların mahkûm edilmesi ülke genelinde nadir gerçekleşen bir olay olsa da, Sırbistan, yolsuzlukla mücadele konusunda önemli yol katetmiştir.
İnsan hakları ve azınlıkların korunmasıyla ilgili yasal ve kurumsal çerçevede ilerleme kaydedilmiştir. Olumsuz örnekler yaşansa da genel olarak medeni ve siyasi hakların iyi bir seviyede olduğu söylenebilir.
Sırbistan Kosova’nın bağımsızlığını tanımamıştır. Sırp hükümeti AB hukuk misyonuyla (EULEX) işbirliği yolunda ilk adımları atmıştır fakat bu konuda daha çok çaba sarf edilmesi gerekmektedir.
Ekonomik Kriterler: Sırbistan ekonomisi küresel ekonomik krizden ciddi şekilde etkilenmiştir. 2008 sonlarında büyüme yavaşlamış, 2009’da ise ülke ekonomisi resesyona girmiştir. Ülkedeki makroekonomik istikrar bozulmuştur. Daha önce uygulanan genişleme politikalarına bağlı olarak vergi sistemi bozulmuş, bu bağlamda IMF ve AB Sırbistan’a finansal yardım yapmıştır.
Avrupa standartları: Sırbistan mevzuat ve politikalarını Avrupa standartlarıyla uyumlaştırma konusunda ilerleme sağlamıştır. Interim Anlaşmasını, anlaşmada belirtilen hükümlere ve takvime göre uygulamaya başlamıştır.
Kosova: Polis, gümrük ve yargı alanlarında sorumluluk sahibi olan AB hukuk misyonu (EULEX) Kosova topraklarında görev yapmaya başlamış ve geçtiğimiz nisan ayında en yüksek operasyonel kapasitesine ulaşmıştır. Konsey şubat ayında AB Özel Temsilcisinin görevini 12 ay süreyle uzatmıştır.
Siyasi kriterler: Kosova siyasi kriterler konusunda bazı ilerlemeler kaydetmiştir. İdarenin temel kurumları, ilgili uluslararası organizasyonlarla işbirliği içinde sorumluluklarını yerine getirmektedir. Bununla birlikte, kamu yönetimi kapasitesi güçlendirilmelidir. Yargı reformu, yolsuzlukla ve organize suçla mücadele çaba gösterilmesi gereken alanlardır.
Kosova Sırplarının kamu hayatına katılımını sağlamak önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Güven ve diyalog ortamını sağlamak için ilave çabalar gerekmektedir.
Ekonomik kriterler: Kosova işleyen bir pazar ekonomisi olma yolunda çok sınırlı bir ilerleme kaydetmiştir. Kosova ekonomisinin uzun vadede Birlik içindeki rekabet baskısıyla başa çıkabilmesi için önemli reformlar yapılmalı ve yatırımlar gerçekleştirilmelidir. Ülke 2007’deki %4,4’lük büyüme oranını %5,5’e yükseltmiştir. Bu oran daha çok tüketim ve kamu yatırımları ile açıklanabilir. Bununla birlikte, ticaret açığı artmaya devam etmektedir. Zaten düşük olan ihracat rakamları 2009’da daha da düşmüştür. Hukuk devleti kavramının gelişmemiş olması, yolsuzluk ve mülkiyet hakları üzerindeki belirsizlik ekonomik gelişmenin önündeki belli başlı engelleri oluşturur. İşsizlik oranı hala çok yüksektir.
Avrupa standartları: Gümrük, vergilendirme ve eğitim alanlarında Avrupa standartlarına önemli ölçüde uyum sağlanırken, çevre, enerji, fikri mülkiyet, malların, kişilerin, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımı konularında daha çok çaba gösterilmelidir.