TÜRKİYE VE HIRVATİSTAN’IN AB’YE KATILIM MÜZAKERELERİNDE SON DURUM
21 Nisan 2008 tarihinde AB üye devletleri ve Hırvatistan’ın temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen Hükümetlerarası Konferans’ta (HAK), iki başlıkta daha (Enerji ve Ulaştırma Politikası) Hırvatistan ile müzakerelere başlandı. Böylece Türkiye ile aynı tarihte müzakerelere başlayan Hırvatistan’ın müzakere sürecinde açılan başlık sayısı 18’e ulaştı.
Hırvatistan Enerji başlığında iki alanda geçiş süreci talebinde bulundu:
Ulaştırma Politikası başlığında ise Hırvatistan tarafından aşağıdaki geçiş süreci talepleri AB tarafına iletildi:
Hırvatistan’ın katılım sürecinde müzakereye açılan diğer başlıklar şunlar: Ekonomik ve Parasal Politika, İşletme ve Sanayi Politikası, Gümrük Birliği, Fikri Mülkiyet Hukuku, Şirketler Hukuku, İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunma Serbestisi, İstatistik, Mali Kontrol, Bilgi Toplumu ve Medya, Mali Hizmetler, Tüketicinin ve Sağlığın Korunması, Dış İlişkiler, Mali ve Bütçesel Hükümler, Trans-Avrupa Ağları. Şu ana kadar müzakerelere açılan başlıklardan Eğitim ve Kültür ve Bilim ve Araştırma’da ise müzakereler geçici olarak kapatıldı. Hırvatistan, Haziran ayında düzenlenecek HAK’ta 3-4 faslı daha müzakerelere açmayı; 2009’da müzakereleri tamamlamayı ve 2011 yılında ise AB üyeliğini hedefliyor. Avrupa Komisyonu, bu çerçevede başta yargı reformu, kamu idaresi ve yolsuzlukla mücadele alanlarında olmak üzere Hırvatistan’ın ilerleme kaydetmesi gerektiğini vurguluyor.
Öte yandan 21 Nisan’da Türkiye ile de gerçekleştirilmesi öngörülen toplantı, Türkiye’nin gerekli teknik hazırlıkları tamamlayamaması gerekçesiyle iptal edildi. Dolayısıyla, Slovenya Dönem Başkanlığı süresinde açılması beklenen Fikri Mülkiyet Hukuku ve Şirketler Hukuku başlıklarına ilişkin görüşmeler Haziran ayında gerçekleştirilecek HAK’a ertelendi. Söz konusu iki başlığın açılması halinde Türkiye ile AB arasında yürütülen katılım müzakerelerinde açılan başlık sayısı 8 olacak. Bilindiği üzere daha önceden şu başlıklarda müzakereler açılmıştı: Bilim ve Araştırma, İstatistik, İşletme ve Sanayi Politikası, Trans-Avrupa Ağları, Tüketicinin ve Sağlığın Korunması, Mali Kontrol.
Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn 21 Nisan tarihinde Almanya’nın Die Welt gazetesine verdiği demeçte, Türkiye’nin reform sürecini devam ettirmesi halinde 10-15 yıl içinde AB’ye üye olabileceğini ifade etti. Reform süreci bağlamında ise ifade özgürlüğü, kadın hakları ve azınlık haklarının önemli olduğunun altını çizdi. Olli Rehn aynı zamanda, Türkiye’nin, katılım müzakerelerinin başladığı 2005 yılından bu yana en kritik dönemden geçtiğini belirterek, AB’nin Türkiye’nin üyeliğine ilişkin taahhütlerine bağlı kalmasının böyle zor zamanlarda daha önemli olduğuna değindi. Öte yandan, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) kapatılması istemiyle açılan davaya da atıfta bulunan Olli Rehn, AKP’nin kapatılmasının reform sürecine zarar vereceğini vurguladı.
Olli Rehn’in demecine ilişkin olarak İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Halûk Kabaalioğlu tarafından yapılan yazılı basın açıklamasında, söz konusu demecin, bazı haber organlarında Türkiye’ye üyelik tarihi olarak 2023 yılının verildiği şeklinde yer bulmasına ve kamuoyunda bazı yanlış anlaşılmalara yol açmasına değinildi. Bu açıklamada, 17 Nisan 2007 tarihinde kamuoyuna sunulan AB müktesebatına uyum programında belirtildiği gibi Türkiye’nin hedeflediği üyelik tarihinin 2014 olduğu vurgulandı. Diğer taraftan, 2014 tarihinin AB’nin yeni bütçe döneminin başlangıcına denk gelmesi dolayısıyla, Türkiye’nin AB müktesebatı ile uyum sağlaması şartıyla 2014’ten itibaren Birliğe üye olmaya hazır hale geleceği belirtildi. Son olarak, Olli Rehn’in daha önce verdiği diğer demeçlerde 2014 tarihini gerçekçi bulduğunu birçok defa dile getirdiği hatırlatılarak, Türk siyaset adamlarının yanı sıra, Avrupa Birliği’nin önde gelen liderleri de 2014 hedefine yönelik olarak çalışmaları hızlandırmaya davet edildi.