3 Mart 2008 tarihinde Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nda gerçekleştirilen “Türkiye’de Anayasal Reform” toplantısında Türkiye’deki demokratikleşme süreci, temel özgürlükler ve azınlıkların kültürel hakları tartışıldı. Toplantıda Avrupa Komisyonu adına Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi Olli Rehn de bir konuşma yaptı.
Rehn konuşmasında, mevzuat uyumunun müzakerelerin vazgeçilmez bir parçası olmasına rağmen, katılım sürecinin hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları gibi ortak değerleri de içeren bir bütün olduğunu belirtti. Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi, Medeni ve Ceza Kanunlarının değiştirilmesinin, ölüm cezasının kaldırılmasının, işkence ile mücadelede sıfır tolerans ilkesinin uygulanmasının ve ordu üzerindeki sivil kontrolün artırılmasının Türkiye’yi AB’ye yaklaştırdığını vurguladı.
Buna rağmen, reform sürecinin son yıllarda yavaşladığını söyleyen Rehn 2007’de temelleri atılan reformların 2008 yılında gerçekleştirilmesini beklediklerini dile getirdi. Reform sürecindeki yavaşlamanın farklı nedenleri olduğunu ifade eden Komisyon Üyesi, başörtüsü tartışmalarına da değinerek, bu konuda AB üye devletleri arasında farklı gelenekler olduğunu belirtti. Dolayısıyla, Türk sivil toplumu ve siyasi aktörlerinin bu konudaki kararı kendi başlarına vermeleri gerektiğini vurguladı.
Ancak, bu tartışmaların fazlasıyla enerji harcanmasına yol açtığını belirten Rehn, bu durumun diğer reformların geciktirilmesi için bahane olmaması gerektiğini söyledi. Öte yandan, Türk hükümetinin reformları yapma kararlılığı konusunda bazı olumlu sinyaller verdiğini de dile getiren Rehn, geçtiğimiz günlerde yasalaşan Vakıflar Kanunu’nun bunun bir örneği olduğunu ifade etti.
Avrupa Komisyonu’nun Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinin bir an önce ve yanlış yoruma yer bırakmayacak şekilde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile uyumlu olarak değiştirilmesini beklediğini hatırlatan Rehn, sivil-asker ilişkileri, yargı reformu, yolsuzlukla mücadele, kültürel haklar ve azınlık hakları, sendikal ve sosyal haklar, kadın ve çocuk hakları gibi pek çok alanda yeni reformlara ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Komisyon Üyesi, Kürt kökenli vatandaşlarının durumuna da değinerek, 2000’li yıllardan beri bu alanda büyük ilerleme kaydedildiğini ifade etti. Kürtçe yayınlara kısmi izin verilmesini örnek gösteren Rehn, hükümetin sadece Kürtçe yayın yapacak bir televizyon kanalı kurma planını da yakından takip ettiklerini belirtti. Olli Rehn ayrıca, yeni Anayasa çalışmalarından da söz ederek, henüz resmi bir taslak görmemelerine rağmen Anayasa’ya ilişkin gelen ilk bilgilerin olumlu gözüktüğünü söyledi. Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi, Türkiye’nin içinden geçtiği dönüşüm esnasında AB’nin desteğini almaya devam edeceğinin altını çizerek sözlerini noktaladı.