İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
24-30 KASIM 2008

İKV TARAFINDAN AVRUPA PARLAMENTOSU-TÜRK SİVİL TOPLUM DİYALOĞU KAPSAMINDA BİR TOPLANTI DÜZENLENDİ

“Avrupa Parlamentosu-Türk Sivil Toplum Diyaloğu” toplantıları kapsamında, Avrupa Parlamentosu Hıristiyan Demokrat Grup Üyesi Sayın Jan Zahradil (Çek Cumhuriyeti), Avrupa Parlamentosu Uluslar Avrupası için Birlik Grubu üyesi Ewa Tomaszewska (Polonya) ve Lidové Noviny gazetesi Avrupa Temsilcisi Katerina Šafarikova (Çek Cumhuriyeti), İktisadi Kalkınma Vakfı’nın davetlisi olarak İstanbul ve İzmir’de 25-26 Kasım 2008 tarihlerinde temaslarda bulundu. İKV merkezinde uzmanlar, gazeteciler ve sivil toplum temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantılarda Türkiye’nin AB üyeliği, yaklaşan AP seçimleri, Çek Cumhuriyeti’nin Ocak 2009’da başlayacak dönem başkanlığı ve Türk vatandaşlarının vize almada karşılaştığı sorunlar gibi konulara değinildi.

Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’nin üyeliği hususunda olumlu bir havanın hâkim olduğunu belirten Jan Zahradil, Türkiye hakkındaki raporların katılım süreci önündeki engellerin aşılmasına katkıda bulunacağını söyledi. Avrupa parlamenteri, Türkiye’nin AB üyeliğine yönelik olumsuz tutumun Fransa ve Almanya gibi ülkelerin jeopolitik öncelikleri ve Türkiye’nin olası üyeliğinin ülkenin büyüklüğü ve coğrafi konumu sebebiyle üye devletler arasındaki güç dengelerine etkisinden duyulan endişelerden kaynaklandığını öne sürdü. Çek Cumhuriyeti’nden çok daha önce parlamenter demokrasi ve piyasa ekonomisi geleneğini uygulamaya geçirmiş Türkiye’nin şu an Birlik dışında olmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiren Zahradil, Çek kamuoyu ve siyasetçilerinin desteğini arttırmada özellikle Türk işadamlarına önemli görevler düştüğünün altını çizdi. Sistemik bir dönüşüm geçiren eski komünist blok ülkelerine nazaran özellikle siyasi ve ekonomik anlamda Türkiye’nin aslında üyeliğe daha hazır olduğunu belirten Ewa Tomaszewska ise, Birlik içindeki sosyal sorunların çözümüne yönelik farklı yaklaşımların sağlanmasında Polonya’nın Türkiye’nin üyeliğine ihtiyacı olduğunu vurguladı.

Avrupa’da seçim dönemlerinde partilerin Türkiye aleyhtarlığını seçim malzemesi haline getirmesi hakkındaki soru üzerine Zahradil, özellikle AB parlamentosu seçimlerine halkın çok az ilgi gösterdiğine dikkat çekerken, ortak bir Avrupa gündemi, etkin bir AB kamuoyu ve AB ulusu gibi kavramların yokluğunda Avusturya gibi Türkiye karşıtlığının yüksek olduğu ülkelerde bu tür yöntemlerin seçmenleri oy kullanmaya teşvik etmek için kullanılan stratejik bir hamle olduğunu belirtti. Katerina Safarikova da kamuoyundaki Türkiye karşıtlığının temelinde siyasal meselelerden çok Müslümanlığa karşı önyargıların yattığı yorumunu yaptı.  

Lizbon Antlaşması’nın Çek Cumhuriyeti’ndeki onay sürecine yönelik bir soru üzerine Zahradil, anayasayla uyumluluğun ve son karar mercii olan devlet başkanının rolüne işaret ederek antlaşmanın geleceğini diğer üye devletlerin tavrının belirleyeceğini söyledi. Tüm üyelerin onayı alınmadığı takdirde antlaşmayı imzalamanın fazla bir anlam ifade etmeyeceğini yineleyen Tomaszewska da Polonya’nın batı bölgesinde İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma mülk sahipliği gibi sorunlardan ötürü pek çok vatandaşın antlaşmaya sıcak bakmadığını ifade etti.

Toplantıda Çek Cumhuriyeti’nin Ocak 2009’dan itibaren AB dönem başkanlığını devralacağı hatırlatılırken, Zahradil ‘sınırsız bir Avrupa’ sloganıyla yola çıktıklarını, ancak küresel finans krizi gibi beklenmedik gelişmelerin başkanlık gündemini etkileyebileceğini ifade etti. Genişleme ve müzakerelerin de başkanlık gündeminde yer alacağını belirten Zahardil, ele alacakları diğer konular arasında krizle mücadele ve iklim paketinin de bulunduğunu söyledi.

İKV Başkanı ve uzmanları toplantıda ayrıca Türk vatandaşlarının vize almada çektikleri güçlükleri dile getirdi. Türkiye’nin Ankara Antlaşması ve Katma Protokol’den kaynaklanan hakları ve ilgili Avrupa Adalet Divanı kararları hakkında parlamenterlere ayrıntılı bilgi veren İKV Başkanı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu vize uygulamasının Adalet Divanı Kararları doğrultusunda özellikle iş adamı, akademisyen gibi bazı özel kategoriler için kaldırılmasının gerekliliğine dikkat çekti. Aracı şirketlerin vize alımını kolaylaştırmak adına fazla ücret talep etmesi ve vize için gerekli kılınan belgelerin fazlalılığına dikkat çeken ve haksız rekabete yol açan bu uygulama konusunda  İKV uzmanları konsoloslukların sorumlu tutulması gerektiğini ifade etti. Konuk heyet, Türk vatandaşlarına yönelik bu tür haksız ve zorlaştırıcı uygulamaların yarattığı hoşnutsuzluğu anlayışla karşılarken, Zahradil konuyu AP ve hatta başkanlık gündemine taşıyabileceğini belirtti. 

Son olarak Çek Cumhuriyeti’nde başlıca siyasi partiler arasında AB genişlemesinin Türkiye de dahil olmak üzere devam etmesi konusunda bir oydaşma olduğunu belirten Zahradil, büyüklüğü sebebiyle Türkiye’nin üyeliğinden önce kurucu anlaşmaların kurumlarda temsil ve karar alma sürecini yeniden düzenleyecek şekilde tadil edilmesinin gerekebileceğini hatırlattı. Her iki Avrupa parlamenteri de AB içindeki karşıtlarına rağmen Türkiye’nin üyeliğini destekleyen önemli bir çoğunluğun bulunduğunu ve Türkiye’nin bu gruplarla birlikte kendisini daha iyi anlatmak ve üye devletleri ikna etmek için çalışması gerektiğini vurguladı. Konuk heyet daha sonra Yeditepe Üniversite’sinde öğrenci ve öğretim üyeleriyle bir araya geldi.