İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni

ÇEK CUMHURİYETİ DÖNEM BAŞKANLIĞI ÖNCELİKLERİNİN AÇIKLANMASI BAĞLAMINDA İKV TARAFINDAN BİR DEĞERLENDİRME HAZIRLANDI

Avrupa Birliği’nin mevcut anayasal sisteminde AB Konseyi’nin başkanlığı üye devletler tarafından dönüşümlü olarak 6 aylık dönemler halinde yürütülmektedir. Fransa, hâlihazırda yürüttüğü dönem başkanlığı görevini 31 Aralık’ta Çek Cumhuriyeti’ne devredecektir.
ÇEK CUMHURİYETİ DÖNEM BAŞKANLIĞI ÖNCELİKLERİNİN AÇIKLANMASI BAĞLAMINDA İKV TARAFINDAN BİR DEĞERLENDİRME HAZIRLANDI

Avrupa Birliği’nin mevcut anayasal sisteminde AB Konseyi’nin başkanlığı üye devletler tarafından dönüşümlü olarak 6 aylık dönemler halinde yürütülmektedir. Fransa, hâlihazırda yürüttüğü dönem başkanlığı görevini 31 Aralık’ta Çek Cumhuriyeti’ne devredecektir.

Bu çerçevede, Fransa dönem başkanlığının kısa bir değerlendirmesini yapmayı ve yaklaşan Çek Cumhuriyeti dönem başkanlığının önceliklerini sıralamayı uygun buluyoruz.

Hatırlanacağı gibi Fransa, kapsamlı büyüme ve istihdam hedefleri; göç sorunu; Avrupa’nın dünyadaki rolü ve geleceği başta olmak üzere iddialı hedeflerle yola çıkmıştı. Ancak, Fransa’nın dönem başkanlığı sırasında yaşanan Rusya – Gürcistan krizi ve küresel mali kriz bu hedeflerin büyük ölçüde arka plana düşmesine sebep oldu. Öte yandan, Lizbon Antlaşması’nın İrlanda’da veto edilmesi AB’nin geleceği konusunda atılması planlanan adımları geciktirdi.

11-12 Aralık 2008 tarihlerinde gerçekleştirilen Konsey Zirvesi’nde genişleme konusuna da değinilerek Türkiye ile aynı tarihte üyelik müzakerelerine başlayan Hırvatistan’ın 2010 veya 2011’de büyük ihtimalle AB üyesi olacağı belirtildi. Öte yandan, 18 Aralık’ta yapılması planlanan Hükümetler Arası Konferans’ta (HAK) Türkiye ile müzakerelerde iki başlığın (“Sermayenin Serbest Dolaşımı” ve “Bilgi Toplumu ve Medya”) açılması bekleniyor. Türkiye’nin teknik hazırlıkları tamamladığı Enerji başlığının ise bazı AB üyelerinin itirazları nedeniyle Çek Cumhuriyeti dönem başkanlığına sarkacağı tahmin ediliyor.

Tüm bunlara rağmen Fransa dönem başkanlığının karşılaştığı büyük sorunlar göz önüne alındığında nispeten başarılı bir dönem geçirildiği sonucuna varılabilir. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin özellikle Rusya – Gürcistan krizi sırasında sergilediği liderlik büyük ölçüde olumlu karşılandı. Küresel mali kriz karşısında AB’nin kısa bir bocalama döneminden sonra ortak tedbirler alması ve son olarak 11-12 Aralık Zirvesi’nde Lizbon Antlaşması konusunda İrlanda’dan ikinci bir referandum sözü alınması bu imajı perçinledi. Yine de Aralık Zirvesi’nde üzerinde anlaşmaya varılan iklim değişikliği paketinin dar kapsamı nedeniyle sivil toplum örgütlerinden tepki görmesi Fransa dönem başkanlığının başarısını gölgeledi.

Ancak, Fransa dönem başkanlığı ve Sarkozy’nin bu aktif politikası yaklaşmakta olan Çek Cumhuriyeti dönem başkanlığı hakkında bazı endişeleri de beraberinde getiriyor. Fransa, mevcut küresel kriz koşullarında Avro alanının kontrolünü Avro kullanmayan bir ülkeye bırakmaktan çekiniyor. Benzer şekilde Rusya – Gürcistan krizine benzer bir durumun tekrar yaşanması halinde, geleneksel Rus dış politikasının küçük ülkeleri görmezden gelen tavrı nedeniyle, Çek Cumhuriyeti’nin başkanlığı bazı kesimlerce sorgulanıyor. Bu durum, Çek dönem başkanlığı sırasında dışarıdan müdahaleler gelebileceği endişesini de beraberinde getiriyor.

Öte yandan, 31 Aralık’ta dönem başkanlığını devralmaya hazırlanan Çek Cumhuriyeti’nin altı aylık hedefleri de yeni koşullar eşliğinde yeniden şekillendi. “Engelsiz Avrupa” sloganıyla yola çıkan Çek dönem başkanlığı önceliği rekabet gücünün artırılması, serbest ticaret politikası ve AB’nin temelini oluşturan dört serbestiye veriyordu. Ancak, küresel mali krizin dünya çapında liberal ekonomik politikalara olan güveni sarsması ve Fransa dönem başkanlığı sırasında devlet müdahalesini içeren düzenleyici önlemlere gidilmesi bu hedefin inandırıcılığını şimdiden zedeledi. Çek Cumhuriyeti vatandaşları için büyük önem taşıyan emeğin serbest dolaşımı ise yine küresel kriz ışığında pek çok AB üyesinin gündeminden düştü. Hatırlanacağı gibi 2004 ve 2007 genişlemelerinde AB üyesi olan ülkelerin işçilerinin serbest dolaşımı geçici olarak kısıtlanıyor. 7 yıla kadar uzatılabilen bu geçiş dönemlerinin mevcut durumda zamanından önce kaldırılması pek gerçekçi görünmüyor.

Tüm bu gelişmelerin ışığında Aralık başında yeni hedeflere ilişkin bir güncelleme yapıldı. Bu çerçevede, Çek makamlarının “korumacılık ve aşırı devlet denetiminden kaçınmak kaydıyla” ekonomik toparlanma paketine destek verdiği belirtildi.

Çek dönem başkanlığının hedefleri arasındaki diğer başlıkları ise enerji ve dış ilişkiler konuları oluşturuyor. Enerji alanında 11-12 Aralık Zirvesi’nde varılan uzlaşmaya destek verildiği ifade edilirken, Nabucco projesi başta olmak üzere alternatif enerji yollarının oluşturulması yönünde çaba sarf edileceği ifade ediliyor. Bu kapsamda Türkiye’nin teknik hazırlıkları tamamladığı enerji başlığının açılması gündeme gelebilir.

Dış ilişkiler alt başlığında ise en önemli hedef genişleme olarak öne çıkıyor. Bu konuda Çek kaynaklardan yapılan açıklamalarda Batı Balkanlara yönelik genişlemeye öncelik verileceğine değiniliyor. Bu kapsamda, Hırvatistan’ın üyelik müzakerelerinde aşama kaydedilmesi bekleniyor (Hırvatistan ile üyelik müzakerelerinin 2009’un ikinci yarısındaki İsveç dönem başkanlığı sırasında tamamlanması hedefleniyor). Türkiye’nin AB üyeliği konusunda aleyhte bir açıklama yapılmıyor; ancak, Türkiye ile yürütülen müzakerelerde açılması muhtemel başlıklar hakkında detay verilmiyor. Çek Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Tomas Pojar, Ekim ayında yaptığı bir açıklamada her dönem başkanlığında iki başlığın müzakerelere açılması uygulamasının devam ettirileceği mesajını vermişti. Öte yandan, AT-Türkiye Ortaklık Anlaşması ve Ek Protokolü’nün tam olarak uygulanması da Çek Cumhuriyeti dönem başkanlığı sırasında gündeme gelmesi olası konular arasında yer alıyor. Bilindiği gibi 2009 yılı sonunda bu konuda bir değerlendirme yapılacak ve AB’den gelen mesajlar, mevcut durumun devam etmesi halinde müzakere sürecinin bundan olumsuz etkileneceği yönünde.

Çek dönem başkanlığının diğer öncelikleri arasında ilk sırayı kuşkusuz Doğu Ortaklığı projesi alıyor. Azerbaycan, Beyaz Rusya, Ermenistan, Gürcistan, Moldova ve Ukrayna ile 2009 Bahar Zirvesi’nin takiben bir zirve yapılması planlanıyor. ABD ile ilişkilerin geliştirilmesi ise dış ilişkiler alt başlığında öne çıkan bir başka hedef olarak göze çarpıyor. 2009 ortasında Prag’da bir AB-ABD Zirvesi gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Kanada ile bir serbest ticaret anlaşmasının imzalanması da bu yine bu başlık altında öne çıkan hedefler arasında yer buluyor.

Çek Cumhuriyeti dönem başkanlığı hedefleri ile ilgili daha detaylı bilgiye http://www.eu2009.cz/en/ adresinden ulaşılabilir.

Diğer Yazılar