Sırbistan: 20 Ekim’de Brüksel’de düzenlenen ‘Sırbistan İş Dünyası ve Avrupa Entegrasyonu’ konulu konferansta açılış konuşmasını yapan Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, gerekli kriterleri karşılaması halinde, gelecek yıl Sırbistan’a aday ülke statüsünün verilebileceğini açıkladı. Rehn, konuşmasında, Batı Balkanlarda henüz ‘tarihin sonu’nun gelmediğini ve 2009 yılının tüm bölgenin AB yolunda açık ilerleme kaydedeceği bir yıl olacağına inandığını ifade etti. Bu gündemde Sırbistan’ın da merkezi bir yeri olduğunu vurgulayan Rehn, söz konusu ülkenin,
koşulları yerine getirdiği takdirde, gelecek yıl adaylık
statüsünü elde edebileceğini belirtti. Rehn, ayrıca, %56’lık pay ile Avrupa Birliği’nin Sırbistan’ın başlıca ticaret ortağı olduğuna dikkat çekerek, AB uyum sürecinin Sırbistan’daki iş ve yatırım ortamı koşullarının iyileştirilmesine katkıda bulunduğunun altını çizdi. Rehn, ayrıca, Batı Balkanların Avrupa perspektifinin gerçekleştirilmesinde ve reform sürecinin hızlandırılmasında iş dünyasına önemli görevler düştüğünün altını çizdi.
Hatırlanacağı üzere, Sırbistan gibi potansiyel aday ülke statüsünde bulunan bir başka Balkan ülkesi Karadağ’ın Başbakanı Milo Djukanovic de, ülkesinin yıl sonundan önce AB’ye katılımı için başvuruda bulunmayı düşündüğünü belirtmişti. Djukanovic, Karadağ’ın İstikrar ve Ortaklık Anlaşması’nın uygulanması alanında yeterli ilerlemeyi kaydettiğini ve gelecek adım olarak Birliğe katılımı talep edeceklerini ifade etmişti (Daha ayrıntılı bilgi için bkz. 13–19 Ekim tarihli İKV e-bülten).
Makedonya: Olli Rehn, (uluslararası alanda Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti [FYROM] olarak anılan, fakat Türkiye’nin anayasal isimi ile tanıdığı) Makedonya’ya ilişkin olarak ise, bu ülke ile AB arasındaki katılım müzakerelerinin 2008 yılı sona ermeden başlatılmasının öngörülmediğini belirtti. 5 Kasım’da açıklanacak olan Batı Balkanlar hakkındaki İlerleme Raporu’nda, Avrupa Komisyonu’nun konu hakkındaki görüşüne ayrıntılı bir şekilde yer verileceğine dikkat çeken Rehn, şu aşamada, Makedonya ile müzakerelerin başlatılması tavsiyesinde bulunamayacaklarını ifade etti. 2005 yılından bu yana aday ülke statüsünde bulunan ve bu sene içerisinde AB ile müzakerelere başlamayı ümit eden Makedonya’nın, müzakerelerin önkoşulu olarak, sekiz siyasi kriteri karşılaması bekleniyor. 5 Mart 2008’de Avrupa Komisyonu tarafından belirlenen söz konusu kriterler arasında, İstikrar ve Ortaklık Anlaşması’nın uygulanması, siyasi partiler arasındaki diyaloğun artırılması, polis ve yolsuzlukla mücadele alanındaki mevzuatın uygulanması ve yargı ve kamu idaresi reformlarının hayata geçirilmesinin yanı sıra, istihdam politikasının ve iş ortamının iyileştirilmesine ilişkin tedbirler alınması yer alıyor. Bunun yanı sıra, Haziran ayında, seçim yasası reformu olarak belirlenen yeni bir kriter ile Makedonya’nın yerine getirmesi gereken kriter sayısı da dokuza çıkmış oldu. Olli Rehn, konuya ilişkin açıklamasında, mevcut durum itibariyle, Makedonya’nın hiçbir siyasi kriteri yerine getirmediğine dikkat çekerek, müzakerelerin başlatılabilmesi için, hem istenilen reformların hayata geçirilmesi, hem de gelecek seçimlerin Avrupa normlarına uygun ve uluslararası standartlarında yapılacağına dair güvence verilmesi gerektiğini vurguladı. Rehn ayrıca, Makedonya ve Yunanistan’a çağrıda bulunarak, iki ülke arasında uzun yıllardır süregelen ‘isim’ konusundaki uzlaşmazlığın da ivedilikle çözülmesini istedi.
Hırvatistan: İlerleme Raporu’nun yayımlanmasına çok az bir süre kala, Hırvatistan’ın önde gelen gazetecilerinden Ivo Pukanic’in öldürülmesi ülkede çeşitli tartışmalara yol açtı. Yıl sonuna kadar AB ile müzakereleri sonuçlandırmayı planlayan ülkede, gerçekleşen bombalı saldırının ardından, Cumhurbaşkanı Stipe Mesic, milli güvenlik kurulunu acil gündemli bir toplantı için toplarken, gazeteciler cemiyeti tarafından yapılan açıklamada gazetecilere yönelik gerçekleşen saldırılar kınandı ve Hırvatistan’da mafyanın giderek güçlendiğine dikkat çekildi.
İzlanda: Olli Rehn, İzlanda’nın AB üyeliğine başvurması halinde, katılım müzakerelerinin hızlı bir şekilde yürütüleceğini söyledi. Rehn, halihazırda Avrupa ekonomik alanına dâhil olan İzlanda’nın demokratik bir Avrupa ülkesi olduğunu vurgulamakla birlikte, İzlanda’nın AB balıkçılık politikasına katılımında sorunlar yaşanabileceğine değindi. Bugüne dek AB üyeliğinin gündeme gelmediği İzlanda’da, finansal krizin etkilerinin çok yoğun bir şekilde hissedilmesi nedeniyle, AB üyeliği ve Avro alanına katılımın düşünülmesi gerektiğini savunan sendikaların yanı sıra, Balıkçılıktan Sorumlu Bakan Einar Gudfinnsson da, finansal krizin ışığında AB üyeliğinin tekrar gözden geçirilmesi çağrısında bulundu. Ulusal bir gazetede yayımlanan anket sonuçları, İzlanda vatandaşlarının %70’inin ülkelerinin AB üyeliği konusunda referanduma gidilmesini istediğini ortaya koyuyor. Finansal krizden hemen önce yapılan bu ankete göre, kamuoyunun %49’u AB üyeliğini desteklerken, %27’si karşı çıkıyor, %24’ü ise halen kararsız.