İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
20-27 NİSAN 2007

‘GENİŞLEMENİN AB UYUM POLİTİKASI’NA ETKİLERİ’ KONULU RAPOR AP GENEL KURULU’NDA KABUL EDİLDİ

Gelecek genişlemelerin AB’nin Uyum Politikası’na etkilerini konu alan raporda, Türkiye, Hırvatistan, Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti ve Batı Balkan ülkelerinin (Arnavutluk, Bosna-Hersek, Kosova dahil olmak üzere Sırbistan ve Karadağ) Birliğin Bölgesel Politikası’na muhtemel etkileri değerlendiriliyor. Genişlemeler neticesinde, halihazırda yürürlükte olan kriterler göz önüne alındığında, 2007-2013 dönemi için Bölgesel Politika’ya ayrılan 308 milyar Avro’ya ek olarak Yapısal Fonlar için 150 milyar Avro’ya ihtiyaç duyulacağı öngörüsünde bulunuluyor. Raporda, ‘entegrasyon kapasitesi’ne de atıfta bulunularak, Birliğin bir aday ülkeyi entegre etme kapasitesine sahip olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, yeni genişlemeler neticesinde, yapısal fonlardan yararlanan eski bölgelerin durumunda bir iyileşme görülmemesi halinde, bu bölgelerin fonlardan yararlanmaya devam etmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.

Rapora göre Türkiye’nin Birliğe katılımı AB-27 alanını %18,3, Birlik nüfusunu ise %14,7 artıracak, ancak kişi başı Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’yı (GSYİH) % 10,5 oranında düşürecek. Buna karşılık Hırvatistan’ın ve Batı Balkan ülkelerinin üyeliklerinin Birlik genelinde kişi başı GSYİH’yi sırasıyla % 0,6 ve %3,5 oranında azaltması öngörülüyor. Ayrıca, Türkiye’nin üyeliğinin, nüfusu, ekonomik gelişmişlik düzeyini ve bölgesel farklılıkları göz önünde bulundurularak, AB uyum politikasına yeni bir boyut getireceğine yer verildi. Bu çerçevede, gelecekte 34 üyeli bir Birlikte, Hırvatistan’ın Yapısal Fonların yaklaşık %7’sini, Batı Balkan Ülkelerinin %9,2’sini kullanırken, Türkiye’nin %63’ünden yararlanacağı öngörülüyor.

Raporda, aday ülkelerin, özellikle de Türkiye’nin, bölgesel kalkınmaya yönelik etkili bir yardımdan faydalanabilmesi için kaydedilen siyasi ilerlemeye bağlı olarak, ‘aşamalı bir model’ uygulanması çağrısında bulunuluyor. Genel oturumda sunulan değişiklik önerileri neticesinde Türkiye’ye ‘özel üyelik’ veya ‘geliştirilmiş bir Avrupa Ekonomik Alanı’ öneren ifadeler rapordan çıkarıldı.