AVRUPA KOMİSYONU TARAFINDAN YAYIMLANAN 2007 TÜRKİYE İLERLEME RAPORUNA İLİŞKİN İKV BASIN DUYURUSU
6 Kasım 2007 tarihinde Avrupa Komisyonu 2007 Türkiye İlerleme Raporu’nu yayımlamıştır. Türkiye’nin üyelik yönünde geçtiğimiz 12 aylık dönemdeki performansını ayrıntılı biçimde ele alan Raporu, dikkatle değerlendirmek büyük önem taşımaktadır.
Öncelikle AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’in raporu sunuş konuşmasında Türkiye’nin PKK kaynaklı terör tehdidi altında bulunduğunu vurgulaması ve kendisini koruma hakkını güçlü ifadelerle teslim ederek, tüm ülkeleri bu çabaları desteklemeye çağırması memnuniyet vericidir.
Öte yandan Raporun, eleştiriye açık ve zaman zaman gerçekçi olmayan yorum ve değerlendirmelere yer verdiğini belirtmek gerekir. Ancak Türkiye’nin AB’ye uyum hazırlıkları çerçevesinde bir duraklama dönemine girmiş olmasına rağmen raporda kullanılan üslup genelde olumludur.
Seçim dönemine rastlayan bu duraklamanın anlayışla karşılanmasının bir nedeni Türkiye’nin yeni bir demokrasi sınavını başarıyla atlatmış olmasıdır. Nitekim raporda bu konunun altı önemle çizilmektedir. Normal yasama prosedürü içinde bazı yasaların Cumhurbaşkanlığı tarafından yeniden görüşülmek üzere TBMM’ye gönderilmiş ve bazılarının da Anayasa Mahkemesi’nde iptal edilmiş olması önemle vurgulanmaktadır. Rapordaki ifadeler AB’nin Türkiye ile müzakereleri uzun bir süreye yayma arzusu şeklinde yorumlanabilirse de unutulmamalıdır ki, süreci hızlandırmak bizim elimizdedir.
Siyasi kriterler bölümüne kısaca göz atıldığında, özellikle işkence ve kötü muamele vakalarına ilişkin iddiaların azalması, AİHM kararlarının uygulanması ile toplanma ve dernek kurma özgürlüğünde kaydedilen ilerleme öne çıkmaktadır. Seçimlere yüksek katılım ve TBMM’de büyük ölçüde temsil edilmesi önemle kaydedilmektedir. Strateji belgesinde, Türkiye’nin enerji nakil hatlarının güvenliği konusundaki önemine özellikle vurgu yapılması da Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği bağlamında üzerinde durulması gereken bir husustur. Diğer yandan Rapor, başta TCK 301. maddenin tadili olmak üzere, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, güvenlik güçlerinin sivil denetimi, yolsuzlukla mücadele konularında ilerleme kaydedilmemiş olması gibi eleştiriler de içermektedir.
Rapordaki tespitlerden hareketle dile getirilenlerden en önemlisi müzakere sürecinin devam etmesinin öneriliyor olmasıdır. Önümüzdeki haftalarda iki fasılda müzakerelerin başlayacak hale getirilmesi memnuniyetle karşılanmaktadır. Tüketici Hakları ve Trans Avrupa Ağları başta olmak üzere teknik hazırlıkları tamamlanan tüm fasıllarının açılmasına, konuyla ilgisi olmayan siyasi gerekçelerle engel getirilmemesi gerekir.
Yine bu kapsamda, AB Komisyonu’nu teknik olarak hazır olan tüm fasılları, müzakerelere başlamak kaydıyla Konsey gündemine getirmeye ve arkasında durmaya; Hükümetimizi ise, açılış kriterlerini gündeme alarak bir an önce mümkün olduğunca fazla sayıda faslı teknik olarak açılmaya hazır hale getirmeye davet ediyoruz.
Son olarak belirtmek isteriz ki Raporda katılmadığımız bazı hususlar olmakla beraber, genelde olumlu üslup bizi reformlar konusunda rehavete sevk etmemeli ve somut adımlarla tam üyelik hedefine kararlılıkla ilerlenmelidir. Reform çalışmalarının başarılı bir şekilde yapılabilmesi, çevre, tarım gibi zorlu dosyalarda planlama yapılabilmesi için tam üyelik tarihinin belirlenmesi de şarttır.