En önemli üç AB kurumunun başkanları, AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, AB’nin 60 yıldır Avrupa'da barış, uzlaşma, demokrasi ve insan haklarının ilerletilmesindeki rolünden dolayı layık görüldüğü Nobel Barış Ödülü’nü 10 Aralık 2012 tarihinde Norveç’in başkenti Oslo’da yapılan resmi törenle AB’yi temsilen kabul ettiler.
Üç AB kurumunun başkanına, yapılan online resim ve yazı yarışmasını kazanan 12-23 yaş grubundan dört genç Avrupalı da eşlik etti. 27 AB üyesi devletin birçoğunun liderlerinin hazır bulunduğu ödül töreninde, İngiltere Başbakanı David Cameron, Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus, Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Malta, Slovenya ve Slovakya’nın liderlerinin bulunmaması dikkat çekti. İsveç Başbakanı Frederik Reinfeldt ise, Stockholm’de yapılan ve diğer Nobel Ödülleri’nin verildiği törende olduğu için Oslo’daki törene katılamadı.
Nobel Komitesi Başkanı Thorbjørn Jagland’ın yaptığı açılış konuşmasında, Avrupa’nın tarihsel süreçte yaşadığı acılı günlerin etkisinden sıyrılıp, Almanya-Fransa barışının temellerinden yola çıkarak oluşturulan Birlik temellerinden bugünlere nasıl gelindiği hakkındaki görüşlerini açıkladı. Konuşmasında AB üyelik sürecinin Türkiye’ye etkilerini de ele alan Jagland, Türkiye’nin AB üyeliği yolunda geçirdiği reformların etkisinin üyelik süreci için önemli olduğunu; üyeliğin gerçekleşmesi halinde ise bu durumun Orta Doğu’daki istikrara önemli katkı sağlayacağına dikkat çekti. Jagland, konuşmasının sonunda aralarında Türkçe’nin de bulunduğu birçok dilde AB’nin “birlikte yaşamak” hedefini vurguladı.
Ödülü kabul ettikten sonra bir konuşma yapan AB Konseyi Başkanı Van Rompuy, Avrupalı devletlerin arasındaki kardeşliğin şimdi ve gelecekte de pekiştirilmesinin esas olduğunu belirtti. Nitekim, pek çok Avrupalı liderin ortak görüşü olarak, bugünün ve yarının çocuklarına daha iyi bir Avrupa bırakmak için çalıştıklarını hatırlatan Van Rompuy, “Değerlerimizi birbirine sıkıca bağlayarak savaş, imkansız hale getirilmektedir. AB, bu şekilde barış sanatını mükemmelleştirmektedir” şeklinde konuştu.
AB Konseyi Başkanı Van Rompuy’dan sonra söz alan Avrupa Komisyonu Başkanı Barosso, ise gerçek barışın ancak temel olan insan haklarının korunması ve vatandaşların kendilerini yaşadıkları yerde güvende hissetmesi ile mümkün olabileceğini dile getirdi. Barroso AB’nin devletlerin bir araya gelmesinden ibaret olmadığını belirterek, AB’nin güçler dengesine değil devletlerin egemenliği esasında dayandığını belirtti ve “Avrupa projesinin eşi benzeri olmayan özelliği, demokratik devletlerin ve Avrupa Komisyonu ile Avrupa Adalet Divanı gibi uluslar üstü kurumların bir arada olmasıdır” ifadelerini kullandı.
AB’nin en belirgin sembollerinden biri olan Avro’ya verdiği desteği teyit eden Barroso, Suriye’deki olaylara da değindi ve Suriye’de yaşananların uluslararası toplumun vicdanında kara bir leke olarak durduğunu ifade etti.
Nobel Barış Ödülü kapsamındaki 930.000 avroluk para ödülü, savaşta ve çatışmalarda mağdur olan çocuklara yönelik projelerde kullanılacak.
AB liderlerinin ödül törenindeki konuşmalarına aşağıdaki internet adresinden ulaşılabilir: http://www.consilium.europa.eu/media/1820378/121210_npp_lecture_interistititutional_final.pdf