Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 18’inci Taraflar Konferansı (UNFCCC, COP18) bu yıl Katar’ın başkenti Doha’da 26 Kasım-7 Aralık 2012 tarihleri arasında gerçekleşti. Kyoto Protokolü’nün birinci yükümlülük döneminin bu yılsonunda geçerliliğini yitirmesi nedeniyle bir an önce karara varılacak yeni dönemin ne kadar süreceği ve ülkelerin bu süreçte ne kadar sera gazı emisyon azaltım hedefi belirleyeceği konferansın bu yılki önemini sergilemekteydi.
Çeşitli STK’ların ve gençlik hareketlerinin önemli eylemlerine sahne olan konferansın ilk günlerinin ardından, devlet bakanlarının katıldığı ve görüş ayrılıkları nedeniyle normal süresinden daha uzun süren müzakereler sonunda, 8 Aralık tarihinde, Kyoto Protokolü’nün ikinci taahhüt döneminin 8 yıl daha uzatılması kararı alınmıştı. Böylelikle 195 ülkenin onayını alan bu kararla, uluslar arası bağlayıcılığı olan tek metin Kyoto Protokolü, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren 2020 yılına kadar yürürlükte kalacak. 2020 yılında yürürlüğe girmesi planlanan ve üzerinde müzakerelerin hala sürdüğü yeni bir anlaşma metni ise Doha’da kabul edilen kararlarda belirtilen toplantılarda karara bağlanacak. Nitekim, hükümetler anlaşma için görüş ve önerilerini Mart 2013 tarihine kadar BM İklim Değişikliği Sekretaryası’na bildirecek. 2014 sonuna kadar da taslak metin için veriler toplanıp; Mayıs 2015 öncesinde taslak hazır hale getirilecek. Bunun için, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon önderliğinde siyasi isteği canlandırma adına Dünya liderleri 2014 yılında tekrar bir araya gelecek.
Ancak, yeni dönem savaşım (sera gazı emisyon azaltımı) hedefleri konusunda hükümetlerden beklenen açık ifadeler, Doha’da kabul edilen belgelerde belirtilmedi. Avrupa Komisyonu’nun İklim Eylemden Sorumlu Üyesi Connie Heedegard, AB olarak, bu konuda en net hedef belirleyen taraf olduklarını ve özellikle Protokol’ün ikinci yükümlülük dönemini desteklediklerini açıklamıştı. Bu durum diğer taraftan müzakerelerde AB’yi eleştirilerden kurtarmaya yetmedi. Nitekim, 2020 yılına kadar emisyonlarda yüzde 20 azaltım hedefi belirleyen ve bu hedefini büyük bir oranda gerçekleştiren AB, hedefine 2020 öncesi ulaştığı ve bundan sonraki hedeflerinin ne olacağı konusunda net tavır sergilemediği gerekçesiyle 700’den fazla STK’nın destek verdiği İklim Eylem Ağı (Climate Action Network) tarafından ikinci gün, günün fosili ödülüne layık görüldü. Ayrıca Protokol’ün yeni döneminde ve imzalanacak yeni anlaşmada yer almayacağını belirten Kanada, ABD, Japonya, Rusya ve Yeni Zelanda müzakere günlerinde bu ödüle layık görünenler arasında yer aldı. Bilindiği gibi, Türkiye de müzakerelerin ikinci gününde bu ödülü almıştı. (bkz. 27 Kasım-4 Aralık İKV e-bülten).
Diğer taraftan, 2015 yılında kabul edilmesi ve 2020 yılında yürürlüğe girmesi öngörülen uluslararası bağlayıcılığı olan küresel bir anlaşma metni içinde yer alacak bütçe konusu ya da başka bir ifadeyle gelişmekte olan ülkelere ayrılacak paranın ne kadar olacağı da henüz açıklanmadı. Bu konuda sadece Almanya, Danimarka, İsveç, İngiltere, Fransa ve AB’den gelecek yardımların toplamda 6 milyar dolar olacağı belirtildi.
Türkiye ile ilgili olumlu bir gelişme ise, Tema Vakfı’nın ilk kez verilen “Yaşam İçin Toprak Ödülü”ne (Land For Life) layık görülmesi oldu.
Doha’da kabul edilen kararların geniş özetine http://unfccc.int/files/press/news_room/press_releases_and_advisories/application/pdf/121208_final_pr_cop18_cf.pdf internet adresinden ulaşılabilir.