İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni

CAMERON’UN İNGİLTERE’NİN AB ÜYELİĞİ KONUSUNDAKİ AÇIKLAMALARI YANKI UYANDIRDI

İngiltere Başbakanı David Cameron, 19 Ekim 2012 tarihinde AB Konseyi sonrasında düzenlenen basın toplantısında Avro Alanı’nda bütünleşmenin derinleşmesi ve bankacılık birliğinin oluşturulmasını İngiltere’nin AB içindeki statüsünü yeniden müzakere etmek için bir vesile olarak gördüğünü söyledi. Tek bir para biriminin bankacılık birliğini ve Avrupa Merkez Bankası’nın tek denetleyici otorite olarak kabul edilmesini gerektirdiğini belirten Cameron, İngiltere’nin bu birliğe dahil olmamakla birlikte, birliğin gerçekleşmesini de engellemeyeceğini sözlerine ekledi.
CAMERON’UN İNGİLTERE’NİN AB ÜYELİĞİ KONUSUNDAKİ AÇIKLAMALARI YANKI UYANDIRDI

İngiltere Başbakanı David Cameron, 19 Ekim 2012 tarihinde AB Konseyi sonrasında düzenlenen basın toplantısında Avro Alanı’nda bütünleşmenin derinleşmesi ve bankacılık birliğinin oluşturulmasını İngiltere’nin AB içindeki statüsünü yeniden müzakere etmek için bir vesile olarak gördüğünü söyledi. Tek bir para biriminin bankacılık birliğini ve Avrupa Merkez Bankası’nın tek denetleyici otorite olarak kabul edilmesini gerektirdiğini belirten Cameron, İngiltere’nin bu birliğe dahil olmamakla birlikte, birliğin gerçekleşmesini de engellemeyeceğini sözlerine ekledi. Başbakan Cameron, bankaların iflası ile ilgili ortak bir çözüm mekanizması ve uyumlaştırılmış mevduat garanti planı ile birlikte yeni bir denetleyici mekanizmanın oluşturulmasının AB için büyük bir değişim olacağını belirtti.

Başbakan Cameron, İngiltere’nin AB’den çıkmasını istememekle birlikte, Avro Alanı’nda entegrasyonun derinleşmesine paralel olarak, İngiltere’nin AB içindeki statüsünün yeniden belirlenmesi fırsatının doğduğunu ve bu düzenlemelerin daha sonra bir referanduma sunulacağını ifade etti. Cameron, İngiltere’nin ticaretinin yüzde 50’sini AB ile yaptığını ve AB’den ayrılmanın İngiltere’nin ulusal çıkarına uymayacağını vurguladı. İngiltere’nin adalet ve içişleri alanında da birçok ortak düzenlemenin dışında kalmak  ve AB’deki statüsünü büyük ölçüde ticari bağlar ekseninde gevşeterek yeniden tanımlamayı istediği belirtiliyor. Başbakan David Cameron’ın kendi partisindeki AB karşıtı grupların baskısı altında olduğu da ifade ediliyor. 15 Ekim 2012 tarihinde İngiltere İçişleri Bakanı Theresa May AB üyesi devletlerdeki mevkidaşlarına hükümetinin, 2009 öncesinde kabul edilmiş olan polis ve adli işbirliği ile ilgili yaklaşık 130 yasadan feragat edeceğini (opt-out mekanizması) bildirmişti.

31 Ekim 2012 tarihinde ise, Başbakan Cameron Parlamento’da bir kriz ile karşı karşıya kaldı. İngiltere Avam Kamarası’nda, 294’e karşı 307 oyla AB’nin 1 Trilyon Avro (1,3 Trilyon Dolar) tutarındaki 2014-2020 bütçesinin reel olarak azaltılması kararı alındı. Başbakan Cameron oylama öncesinde yüzde 2 oranında enflasyon uyarınca AB bütçesinin artırılmasına onay vereceğini açıklamıştı. Cameron, bütçe konusunda AB üyeleri ile sıkı bir pazarlık gerçekleştireceğini ifade ederken, İngiltere için olumlu olmayan bir bütçe anlaşmasının ortaya çıkması durumunda, veto haklarını kullanmaya hazır olduğunu açıkladı. Başbakan Yardımcısı Nick Clegg ise, İngiltere’nin AB’de oyunun kurallarını tekrar yazamayacağını ve bu bütçe krizinin çözülememesi durumunda İngiltere’nin AB’nin dışında kalma riski ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Parlamento’daki oylamanın hükümet üzerinde bağlayıcı etkisi bulunmuyor, ancak AB’nin 2014-2020 dönemi bütçesinin ele alınacağı 22-23 Kasım 2012 AB Konseyi Zirve toplantısında Cameron’ın İngiltere adına tavizde bulunmasını siyasi olarak oldukça zorlaştıracağı görülüyor. İngiltere AB bütçesine net katkıda bulunan üye devletlerden biri konumunda bulunuyor. İngiltere, 2011’de AB bütçesine 10 Milyar Avro’luk (16 Milyar Dolar) katkıda bulunmuştu. 

Diğer Yazılar