İKV’DEN HAFTAYA BAKIŞ

Geçtiğimiz hafta, Avrupa Birliği’nin gündeminde Avro alanı daimi kurtarma fonu Avrupa İstikrar Mekanizması’nın (ESM) onaylanması vardı. Avrupa İstikrar Mekanizması’na ilişkin Alman Anayasa Mahkemesinin 12 Eylül’deki kararından sonra Alman Meclisi tarafından kabul edilen belgeyi Almanya Cumhurbaşkanı’nın da 27 Eylül 2012 tarihinde imzalaması üzerine ESM, Almanya tarafından kabul edildi. 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülmüş olan Avrupa İstikrar Mekanizması’nın önümüzdeki günlerde Estonya tarafından onaylanmasının ardından yürürlüğe gelmesi bekleniyor.  ESM’nin Avrupa Mali İstikrar Fonu  (EFSF) ile birlikte 700 Milyar Avro’luk bir tutara sahip olmasının planlandığı belirtildi.  

Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne ilişkin gündeminde ise Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar Grubu Başkanı Avusturyalı Parlamenter Hannes Swoboda’nın Türkiye’nin AB üyelik sürecine ilişkin açıklamaları yer aldı.  Türkiye’nin, Avrupa Birliği üyeliğine aday ülke statüsünde olmasının hem Türkiye, hem de Avrupa Birliği açısından büyük önem taşıdığını belirten Swoboda, her düzeydeki diyaloğun yenilenmesi ve yeni başlıkların müzakereye açılması çağrısında bulundu. Swoboda ayrıca, oldukça zor ve kırılgan bir bölgede bulunan Türkiye ile olan ortaklığı ve diyaloğu güçlendirmek zorunda olduklarını ifade etti. Yargı ve Temel Haklar ile Adalet, Özgürlük ve Güvenlik başlıklarında müzakerelerin başlamasının Türkiye’de hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesine katkıda bulunacağını ifade eden Swoboda, Yeni Anayasa çalışmalarıyla ilgili olarak Yeni Anayasa’nın tüm kesimler için ifade özgürlüğünü garanti altına almasının Avrupa değerleri ve standartlarına ulaşılması için şart olduğunun altını çizdi.

Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkilerinin gündeminde bu konular yer alırken, Türkiye’nin iç gündeminde ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 24’üncü Dönem 3’üncü Yasama Yılı’nın açılışı vardı. TBMM'nin açılışı dolayısıyla Genel Kurul'da milletvekillerine hitap eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, konuşmasının birçok yerinde Avrupa Birliği hedefine değinerek, TBMM’yi ve hükümeti AB reformlarına öncelik vermeye çağırdı. Abdullah Gül, Avrupa Birliği ve başta ABD olmak üzere NATO müttefikleri ile ortak değerler temelinde yürütülen ilişkilerin sadece bir dış politika ve güvenlik tercihi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirtti ve Türkiye’nin siyasi, demokratik ve ekonomik vasıflarının da bir anlamda tescili olan bu ilişkilerin, güvenliğin pekiştirilmesi ile demokratik ve ekonomik ilerleme bakımından da son derece önem taşıdığını ifade etti. Abdullah Gül ayrıca, tutuklu milletvekilleri ile ilgili olarak, seçimlere yasal olarak katılmış, halkın oyunu almış, milletvekili sıfatını taşımaya hak kazanmış herkesin, haklarında kesin yargı kararları ortaya çıkana kadar yasama faaliyetine katılması gerektiğini düşündüğünü ifade etti.

Tüm okuyucularımıza iyi bir hafta diliyoruz.