İKV’DEN HAFTAYA BAKIŞ

Geçtiğimiz hafta Türkiye-AB ilişkilerinin gündeminde Avro Alanı’ndaki ekonomik krize ilişkin gelişmeler ve değerlendirmeler yer aldı. Avrupa Merkez Bankası’nın borç sorunu yaşayan AB ülkelerinden tahvil alım kararı, Bulgaristan’ın Avro’ya geçme planlarını askıya alması,  Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD)  Avrupa Birliği’ndeki mali kriz ile ilgili değerlendirmeleri gündemin öne çıkan başlıklarıydı. Bunun yanında, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin dönem başkanlığında Türkiye'nin AB'ye katılım süreci ile ilgili görüşleri gündemin bir diğer önemli başlığını oluşturdu.

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi, 6 Eylül 2012 tarihinde, borç yükü altında bulunan ve makul faiz oranıyla piyasalardan borçlanamayan Avro Alanı ülkelerinin borçlarının tahvil alım programıyla Avrupa Merkez Bankası tarafından satın alınacağını açıkladı.

Litvanya ve Letonya’nın Avro’ya geçişlerini bir kez daha gözden geçireceklerini açıklamasının ardından geçtiğimiz hafta Bulgaristan’ın Avro’ya geçme planlarını askıya aldığı açıklandı. Bu kararın Avro Alanı’ndaki ekonomik sorunlar ve bloğun geleceğine dair belirsizliklerden kaynaklandığı ifade edilirken, Bulgaristan’da kamuoyunun da Avro Alanı’na şüpheyle bakması ve ülkenin kemer sıkma programının üçüncü yılına girmesinin de kararda etkili olduğu belirtildi.

6 Eylül 2012 tarihinde, Avrupa Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından yayımlanan değerlendirmede, Avrupa Birliği’ndeki mali krizin küresel ekonomiyi de yavaşlattığı belirtildi. Almanya, Fransa ve İtalya’nın da dahil olduğu birçok AB ülkesinin 2012 yılının üçüncü ve dördüncü çeyreğinde yüzde 1 oranında küçülmesinin beklendiğine işaret edilen OECD değerlendirmesinde, söz konusu küçülmenin zaten yüksek olan işsizlik sorununu daha da kötü bir hale getireceği de vurgulandı.

Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, Brüksel’de AB üyesi ülkelerin büyükelçileriyle yaptığı toplantıda, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin dönem başkanlığının başlamasından bu yana Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin neredeyse tamamen durduğunu ifade etti. Avrupa Birliği’nin genişleme sürecine ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türkiye’ye değinmeden Batı Balkan ülkelerinin bir gün AB’ye üye olma ümidinin gerçekleşeceğini belirtmesi üzerine İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt ise, Herman Van Rompuy'un AB'nin genişlemesinden söz ederken, sadece Batı Balkan ülkelerine dikkat çekmesinin siyasi üslup ve nezaketle bağdaşmadığını ve Türkiye’nin de Batı Balkan ülkeleri gibi AB’ye aday statüsünde olduğunu vurguladı.

Geçtiğimiz hafta, ayrıca AB kurumlarından AB Bakanlar Konseyi’nin kuruluşunun 60’ıncı yıldönümüydü. Kurulduğunda Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu olarak anılan AB bünyesinde bulunan Özel Bakanlar Kurulu ilk toplantısını 8-10 Eylül 1952 tarihlerinde Lüksemburg’da gerçekleştirmiş ve AB Bakanlar Konseyi’nin öncüsü olmuştu.

Türkiye’nin iç gündeminde ise geçtiğimiz hafta iki üzücü olay vardı. Afyonkarahisar'daki askeri mühimmat deposunda meydana gelen patlamada 25 askerimizin şehit olması ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya yasadışı yollardan çıkmak isteyen Suriye ve Filistinli mültecileri taşıyan teknenin İzmir açıklarında batarak 31’i çocuk 61 kişinin hayatını kaybetmesi derin üzüntü yarattı.

İKV tarafından “ABD’nin Gelecek Başkanlık Seçimleri Sonrası Ticaret Politikası ve AB-ABD Ticaret İlişkileri” semineri gerçekleştirildi. Center for the Study of the Presidency and Congress Kıdemli danışmanı Sherman Elliot Katz’ın konuşmacı olarak katıldığı seminerde dünya ticaret sistemi ve ABD’nin başlıca ticaret ortakları ile ikili bölgesel ticaret anlaşmalarında takip edeceği olası yaklaşımı irdelenerek ABD’nin ticaret politikası analiz edildi. Bunun yanında, ABD’nin başta Transatlantik Ekonomik İşbirliği çerçevesinde Avrupa Birliği ile olan ticari ilişkileri olmak üzere, Çin ve Trans-Pasifik Ortaklığı çerçevesinde gelişmekte olan Asya ülkeleri ile olan ticari ilişkileri de ele alındı.

Tüm okuyucularımıza iyi bir hafta diliyoruz.