ABAD Avrupa Tutuklama Emri’nin uygulanmasına ilişkin bir karar verdi
Fransa’nın Amien kentindeki bir mahkemenin Avrupa Birliği Adalet Divanı’na (ABAD) başvurması sonucunda, Mahkeme, 5 Eylül 2012 tarihinde aldığı karar (C-42/11) ile, bir Üye Devletin Avrupa Tutuklama Emri’ni (European Arrest Warrant) uygulamama kararını vatandaşlık temeline dayandıramayacağına hükmetti. Bilindiği üzere, Avrupa Tutuklama Emri ve Üye Devletler arasındaki teslim usulleri hakkında 13 Haziran 2002 tarihli Konsey Çerçeve Kararı (2002/584/JHA), cezai bir takibat gerçekleştirilmesi amacıyla, bağlayıcı ceza veya bir tutuklama emrinin uygulanmasını sağlamak için talep halinde bir kişinin bir başka Üye Devlet tarafından tutuklanması ve teslimi amacı ile bir Üye Devlet tarafından çıkarılan adli karardır. Aynı Çerçeve Karar bu tür tutuklama emirlerinin üye ülke vatandaşına veya o ülkede 5 yıldan fazla ikamet eden diğer üye ülke vatandaşlarına uygulanmayabileceğine dair istisnalar da içermektedir.
Davaya konu olan olay şu şekilde gerçekleşti. 14 Eylül 2006 yılında Lizbon Ceza Mahkemesi (Portekiz), Jorge Lopes Da Silva isimli Portekiz vatandaşını, 2003 yılında uyuşturucu ticareti yaptığı gerekçesiyle 5 yıl hapis cezasına mahkûm etti. 2009 yılında bir Fransız vatandaşı ile evlenen ve halen Fransa’da ikamet eden ve bu ülkede devamlı bir işi olan Da Silva, karara karşı çıktı ve cezasını Portekiz’de değil, Fransa’da bir cezaevinde geçirmek istedi. C 123/08 sayılı Kararı’nda ABAD, mahkeme kararlarının karşılıklı tanınması durumunda, yasama organlarının Avrupa Tutuklama Emri’nin uygulanmasına ilişkin istisnalar getirebileceklerini ancak bunun sadece o ülkenin vatandaşları için geçerli olamayacağı, aksi takdirde vatandaşlık temelinde ayrımcılığa yol açılacağına karar verdi.