AVRUPA KOMİSYONU 2008 YILI SİYASİ STRATEJİ BELGESİNİ AÇIKLADI
Avrupa Komisyonu 21 Şubat’ta 2008 yılında öncelik verilecek konuları ayrıntılı bir şekilde ele alan yıllık siyasi stratejisi belgesini açıkladı. Belgede, stratejik hedef olarak belirlenen refah, dayanışma, güvenlik ve dış ilişkiler alanlarında karşılaşılabilecek muhtemel zorlukları aşmak amacıyla yapılması gerekenlere yer verildi. Jose Manuel Barroso başkanlığındaki Komisyon, büyüme ve istihdam alanında gelişme kaydedilmesi yönünde iklim değişikliğiyle mücadelenin etkin bir şekilde yürütülmesini; enerji ihtiyacını karşılamak için yeni stratejiler geliştirilmesini ve 2008-2009 yılında gözden geçirilmesi planlanan AB bütçesi için hazırlık çalışmalarının başlatılmasını amaçlıyor. Barroso, 2008 yılının Avrupa’nın geleceğine ilişkin tartışmalar açısından önemli bir yıl olacağını vurgulayarak, 2009 yılındaki Avrupa seçimlerinden önce kurumlararası anlaşmanın sağlanmasının olumlu bir gelişme olacağının altını çizdi.
Komisyon tarafından 2008 yılında öncelik verilmesi kararlaştırılan faaliyetler şunlar:
Refah
Dayanışma
Güvenlik ve Özgürlük
Birliğin Dünyadaki Yerinin Güçlendirilmesi
Komisyon, 2008 yılına yönelik bütçe tahminlerini de açıkladı. Buna göre, Lizbon Stratejisi çerçevesinde büyüme başlığı altında temel programlara ayrılan bütçe miktarının 9,4 milyar Avro’dan 9,7 milyar Avro’ya çıkarılması planlanıyor. Ayrıca, 2008-2010 yılları arasında Küresel İklim Politikası İttifakı kapsamında gelişmekte olan ülkelere yönelik AB faaliyetleri için 50 milyon Avro tahsis edilmesi öngörülüyor.
Komisyon’un 2008 yılı için açıklanan çalışma programı ve yol haritası belgesinde genişlemenin Birliğe sağladığı faydalara da yer verildi. Genişlemenin, Avrupa’da barış, istikrar ve refah bölgesini genişlettiği, ekonomik büyüme ve istihdama katkı sağladığı ve Birliği dünyadaki rolünü güçlendirdiği vurgulandı. Türkiye’nin Birliğe en erken 2013 yılında sona eren bütçe döneminden sonra katılabileceği öngörülürken; nüfusu, coğrafi konumu, ekonomisi ve kültürel farklılıkları nedeniyle Türkiye’nin katılımının AB’nin daha önceki genişlemelerinden farklı olacağının altı çizildi. Türkiye’nin üyeliğinin Birliğe sağlayacağı muhtemel faydalar olarak Türkiye’nin üyelik hedefinin bölgedeki Müslüman ülkeler için de olumlu bir örnek teşkil ettiği; Türkiye’nin sahip olduğu özellikler ile bölgesel ve uluslararası istikrara katkıda bulunacağı; AB genelinde enerji arzı güvenliğinde önemli bir rol oynayacağı belirtildi. Belgede, ayrıca, göç ve sığınma politikasının geliştirilmesinin yanı sıra terörizm, organize suç, kaçakçılık ve uyuşturucuyla mücadelede Türkiye’nin işbirliğine ihtiyaç duyulduğuna yer verildi.
Bununla birlikte, Komisyon, Türkiye’nin Birliğe katılımının risk ve tehditler barındırdığına da dikkati çekerek, Türkiye ile birlikte Birliğin uluslararası alanda başa çıkması gereken dış sorunlarının artabileceği; Türkiye’nin Birlik genelinde bölgesel gelişmişlik farklarını artıracağı; Türkiye’nin iç pazara başarılı şekilde entegrasyonunun ancak gerekli yatay reformların gerçekleştirilmesiyle sağlanacağı ve Türkiye’den AB’ye göçmen akını yaşanacağı tespitinde bulundu. Belgede, üyelikle birlikte Türkiye’nin Birliğin karar alma mekanizmalarında ağırlıklı bir yere sahip olacağı ve AB bütçesinin dağılımını etkileyeceği belirtildi. Ayrıca, Komisyon Avrupa Komşuluk Politikası çerçevesinde ilişkilerini güçlendirmenin yanı sıra Türkiye ve Rusya ile bölgesel istikrarın artırılması yönünde işbirliğine gidilebileceğini açıkladı.