YUNANİSTAN’DAKİ GÖÇMEN KARŞITI EYLEMLER MEŞRULAŞIYOR
Yunan makamları ülke genelinde kaçak göçmenleri tutuklamaya devam ederken bir yandan da azınlıkları ve göçmenleri artan ırkçı saldırılara karşı uyardığı belirtildi. Ağustos ayı içerisinde meydana gelen olaylarda, 19 yaşındaki Iraklı genç, Atina'nın merkezinde beş kişi tarafından bıçaklı saldırıya uğradıktan sonra hayatını kaybetti. Başka bir olayda, iki Pakistanlı kimliği belirsiz bir kişi tarafından kendi evlerinde saldırıya uğradı. Azınlık ve göçmen karşıtı aşırı sağcılar motosikletli gruplar halinde saldırılar düzenliyorlar. Bu olaylardan birinde aşırı sağcı gruba ait on beş kişilik motosikletli grup, Müslümanlara ait bir ibadethaneye havai fişekler attı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından yapılan açıklamada ise, Atinalı mülteciler için saldırıların artık neredeyse günlük bir olay olduğu ve bir an önce önlem alınması gerektiği belirtildi. Yunan makamlarının kaçak göçmenler için başlattığı operasyonlarda bugüne kadar 8.000 civarında insanı gözaltına alındı.
Uzmanlara göre, Yunanistan’da 1990'larda başlayan göçmen karşıtı ve milliyetçi söylemler, ekonomik kriz ile daha radikal hale geldi. Haziran 2012 seçimlerinde neo-faşist hareketin temsilcisi Altın Şafak Partisi’nin aldığı yüzde 6,9 ??oy oranının göçmenlere karşıtı tutumun yaygınlık kazanmasına zemin hazırladığı ifade edildi. Önceki yıllara oranla daha fazla insanın toplum içerisinde Altın Şafak Partisine oy verdiğini rahatsızlık duymadan ilan edebildiği belirtilirken, Altın Şafak’ın Yunanistan'da yeni bir fenomen yaratmayacağı fakat radikal ve aşırı popülist eylem yoluyla oluşturduğu göçmen karşıtı söylemlerinin Yunanistan'daki görünümü meşrulaştırdığını vurgulandı.
Partinin yaptığı eylemler ve tehditlere karşı polisin yeteri kadar önlem almaması ve olaylara duyarsız yaklaşması eleştirilirken, uzmanlar ülkedeki göçmen karşıtı eylemlerin sadece Yunanistan’ın değil Avrupa’nın kaygı duyması gerektiğini belirtti. AB polis teşkilatı Europol, Nisan ayında yayınladığı raporda aşırı sağcı şiddetin Avrupa genelinde yeni seviyelere ulaştığının ve hafife alınmaması gerektiğinin altını çizdi.
