İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
22-29 EYLÜL 2006

TÜRKİYE RAPORU AVRUPA PARLAMENTOSU GENEL KURULU’NDA KABUL EDİLDİ

Raportörlüğünü Camiel Eurlings’in yaptığı Türkiye raporu, 27 Eylül 2006 tarihinde Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda 429 kabul, 71 ret, 125 çekimser oyla kabul edildi. Alınan değişiklik önergeleri neticesinde:

  • “Ermeni soykırımının tanınmasının üyelik için bir ön koşul olarak değerlendirilmesi” ifadesi rapordan çıkarıldı.
  • Kuzey Kıbrıs’a yönelik izolasyonların kaldırılması ile doğrudan ticaret ve mali yardım hususlarındaki AB taahhütlerinin Güney Kıbrıs tarafından engellendiği yönündeki öneri kabul edilmedi. Ayrıca, değişiklik önerileri içerisinde “Annan Planı”na atıfta bulunulmasına karşın, raporda sadece BM Planı ifadesine yer verildi.
  • Raporda ifade özgürlüğüne ilişkin maddede, yazar Elif Şafak davasına yer verildi. Hrant Dink’e verilen 6 aylık hapis cezasının Yargıtay tarafından onaylanmasına ilişkin madde de rapora eklendi.
  • Güneydoğu’ya ilişkin değişiklik önerileriyle, “PKK’ya ateşkes çağrısında bulunulması” ile “Demokratik Toplum Partisi (DTP) tarafından yasadışı PKK’ya yönelik tek taraflı ateşkes çağrısının Güneydoğu’da ve diğer bölgelerdeki şiddetin sona ermesi için umutları artıracağı” ifadeleri rapora girdi.
  • Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki bağların güçlendirilmesinin AB, Türkiye ve bölge için çok büyük önem taşıdığına yer verildi.

Raporda, Türkiye’nin AB üyeliği yolunda önüne çıkabilecek engeller olarak, dini özgürlükler, ifade özgürlüğü -özellikle 301. madde- alanındaki reformlar ile Türk limanlarının ve havaalanlarının Kıbrıs bandıralı gemi ve Kıbrıs’tan gelen uçaklara açılması öne çıkan hususlar oldu. Raportör Camiel Eurlings, raporu, “sert fakat adil” olarak nitelendirdi. Finlandiya Dönem Başkanlığı açıklamasında Türkiye’nin birçok alanda başarı kaydettiğini, ancak daha somut sonuçlara ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Komisyon’un Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, reform sürecindeki yavaşlamaya dikkati çekerek, müzakerelerin sonucu garanti edilemeyen ucu açık bir süreç olduğunun altını çizdi. Rehn, Türkiye’nin katılımının her iki taraf için de yarar sağlayacağını, ancak AB’nin refah düzeyi yüksek ve istikrarlı bir Türkiye’ye ihtiyaç duyduğunu kaydetti. Dışişleri Komitesi Başkanı Hıristiyan Demokrat Parlamenter Elmar Brok, insan hakları, azınlık hakları, dini özgürlükler ve ifade özgürlüğünün AB üyeliği için “ön  koşul” olduğunu belirtti ve  Türkiye’nin Ankara Protokolü’nü henüz uygulamadığına dikkati çekti. Liberal Grup üyesi Parlamenter Andrew Duff ise Parlamento’nun görevinin “Türkiye’de demokrasinin geliştirilmesi olduğunu”, bunun da, sürecin önünde engel yaratarak değil, Türkiye’nin modernleşmesini teşvik ederek gerçekleştirilebileceğinin altını çizdi. Ayrıca, Kıbrıs sorununa ilişkin bir “tren kazasının” olması halinde, bunun hem Türkiye hem de AB’ye zararı dokunacağını kaydetti.