G-20 ZİRVESİ 18-19 HAZİRAN’DA MEKSİKA’DA GERÇEKLEŞTİ
Dünya gayri safi milli hâsılasının yüzde 90'ına ve dünya ticaretinin yüzde 85'ine sahip 19 ülke ile Avrupa Birliği’nden oluşan G-20’nin liderleri Meksika’nın ev sahipliğinde 18-19 Haziran 2012 tarihlerinde düzenlenen G-20 Zirvesi’nde bir araya geldi. Zirve, ağır borç yükü altındaki Yunanistan'da hükümeti kurma girişimlerinin sürdüğü ve İspanya'da borçlanma maliyetinin yine tırmandığı bir sırada gerçekleşti.
Meksika Devlet Başkanı Calderon yaptığı basın toplantısında dünyanın ekonomi ve çevreye ilişkin birtakım sorunlarla karşı karşıya olduğunu, bu nedenle G-20 zirvesinin bu sorunların tartışılması ve çözüm aranması açısından önem taşıdığını belirtti. Dünya nüfusunun üçte ikisini oluşturan G-20 ülkelerinin dünya ticaretinin yüzde 80’ini oluşturduğunu ve AB ile birlikte dünya GSYİH’sının yüzde 90’ından fazlasını oluşturduğuna dikkat çekti. Başkan Calderon, zirve boyunca üye ülkelerde sürdürülebilir kalkınmayı desteklen uzun vadeli bakış açısıyla bütüncül bir planın belirlenmesi üzerinde çaba sarf edildiğini belirtti. Başkan, finansal krizin çözümünün bir ölçüde uluslararası finansal kurumların güçlendirmesine bağlı olduğunu ifade etti.
G-20 liderleri zirve sonunda, istihdam yaratılması ve büyümenin desteklenmesi konusunda ortak niyet belirten bir bildiri yayımladılar. Bildiride, AB liderleri de borç krizinin yayılmasının önlenmesi ve güven tesis edilmesi amacıyla daha fazla mali entegrasyon sağlanması yönündeki kararlılıklarını açıklarken, Avro Alanı ülkelerinin tek para birliğinin bütünlüğü ve istikrarı için gerekli bütün önlemleri alacaklarını ve üye ülkelerle bankalar arasındaki kısır döngünün kırılması için çalışacaklarını beyan ettiler. AB liderleri ayrıca Yunanistan’ın reformlarını gerçekleştirilmesi ve Avro Alanı’nda istikrarlı bir şekilde kalabilmesi için yeni Yunan hükümetiyle işbirliği içinde çalışacaklarını açıkladılar.
Liderler, orta vadeli büyüme hedeflerinin gerçekleştirilmesi ve daha sağlam finansal sistemler kurulması amacıyla yapısal ve mevzuat düzenleyici reform programının uygulandığını, kamu açığı veren ülkelerin güçlü ve sürdürülebilir politikalarla desteklenmesinde kararlı olduklarını belirterek gelişmekte olan ülkelerdeki çevre ve kalkınma odaklı çalışmalarla altyapı yatırımlarının destekleneceğini beyan ettiler. Liderler, parasal politikanın orta vadede fiyat istikrarının sağlanması ve ekonomik toparlanma üzerine yürütülmeye devam edileceğine ve borç verme kapasitesi olan sağlıklı bankaların ekonominin toparlamasında büyük önem taşıdığına işaret ettiler. Cari fazla veren ülkelerin yüksek iç talebin artırılması ve cari açık veren ülkelerin tasarrufların artırılması çabalarını memnuniyetle karşıladıkların belirten liderler, bütün G-20 ülkelerinin global talebin artırılması, istihdamın artırılması için yapısal reformların gerçekleştirilmesi için çalışacaklarını taahhüt ettiler.
G-20 liderleri, Avrupa ülkelerine Avro Alanı'ndaki borç krizinin üstesinden gelinmesi için harekete geçmeye çağırdılar. Zirvede ABD Başkanı Obama, AB’nin borç krizine karşı yeteri kadar kararlı davranmadığı yönünde eleştiride bulunmakla birlikte AB’nin borç krizinin frenlenmesi için alınan her önlemin AB’de daha ileri bir entegrasyon sağladığını da belirtti. Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso ise, AB'nin şimdiye dek krizi ele alma şeklini önemle savundu ve krizin Avrupa'da başlamadığını belirterek diğer ülkelerin ve ABD’nin de sorumluluğuna işaret etti.
Zirvede, IMF’nin sermayesinin AB borç krizine destek sağlamak üzere 456 Milyar Dolar artırabileceği de ortaya koyuldu. IMF’nin desteğini artırmasıyla borç sorunu olan ülkelere yapılan yardımın iki katına çıkarılması mümkün olacak. Avro Alanı ülkeleri IMF’ye verdikleri katkıyı 150 Milyar Dolar tutarında artırırken, Danimarka, Polonya, Çek Cumhuriyeti, İsveç, Norveç ve İsviçre IMF’ye 2 ila 15 Milyar Avro arasında destek vereceklerini açıkladılar. IMF’ye sağlayabilecekleri destek miktarı konusunda açıklamada bulunan BRIC ülkeleri de söz konusu destek kapsamda, Çin’in 43 Milyar Dolar; Rusya, Hindistan ve Brezilya’nın da 10’ar Milyar Dolar katkı sağlayacağını açıkladılar.