İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
6-12 HAZİRAN 2012

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI’NIN 50’NCİ OLAĞAN GENEL KURULU YAPILDI

İKV’nin 50’inci olağan genel kurulu 6 Haziran 2012 tarihinde İstanbul TOBB Plaza Konferans Salonu’nda yapıldı. Toplantıda 2011 yılında seçilen Prof. Dr. Halûk Kabaalioğlu Başkanlığı’ndaki yönetim kurulu ibra edildi. Vakfın geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen faaliyetleri ve 2012 yılı için planlanan faaliyetleri hakkında bilgi verildi. 1965 yılında kurulan Vakfın mütevellileri arasında başta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, İstanbul Sanayi Odası ve İstanbul Ticaret Odası olmak üzere on mesleki ve sektörel kurum yer alıyor.

Genel kurul toplantısının ilk açış konuşmasını yapan İKV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Halûk Kabaalioğlu, geçtiğimiz dönemde gerçekleştirilen proje, konferans ve yayınları tanıttı. Bunun yanında AB üyelik müzakerelerinin durağanlığına rağmen iki önemli gelişmeden söz etti. Mayıs ayında resmen ilan edilen pozitif gündemin üyelik müzakerelerinin yerini alamayacağını, ancak siyasi nedenlerle tıkanan süreci canlandırmaya ve bloke edilmiş durumdaki bazı başlıkların açılabilmesi için gerekli hazırlıkların yapılmasına hizmet edeceğini umduğunu belirtti. Kabaalioğlu, ikinci önemli gelişme olarak Fransa’da Nicholas Sarkozy’nin yerine, cumhurbaşkanlığına François Hollande’ın seçilmesinin ilişkilerde daha olumlu bir döneme işaret edebileceğini vurguladı.

Kabaalioğlu, AB’nin içinde olduğu üçlü krize değindi ve AB’nin küresel ekonominin yeniden toparlanması ve dengeli büyümesi açısından vazgeçilmez bir rol oynamaya devam ettiğini belirtti. Kabaalioğlu, Türkiye AB ilişkilerinde yaşanan vize, serbest ticaret anlaşmaları ve taşıma kotaları gibi sorunlara da değindi ve bu konuların çözümünde ilerleme sağlanmasının ilişkilerde güven ve uyum açısından önemini vurguladı. Kabaalioğlu, AB üyeliği hedefinin Türkiye için anlamlı ve ufuk açıcı olmaya devam ettiğini ve Türkiye’nin, AB’deki bazı liderlerden kaynaklanan şevk kırıcı tutuma rağmen, AB karar masasında yerini talep etmeyi sürdürmesi ve AB üyeliği için iddiasını vurgulaması gerektiğini söyledi.

İkinci olarak konuşan Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik AB ile ilişkilerdeki durağanlığa işaret ederek başladığı konuşmasında, Türkiye ve AB’nin ekonomik performanslarını karşılaştırmalı olarak değerlendirdi. Türkiye’nin 26 yıldan sonra ilk defa dönem başkanı olduğu OECD’de en hızlı büyüyen ülke ve Avrupa’nın altıncı büyük ekonomisi olduğunu belirten Kudatgobilik, AB’nin bu durumdaki bir ülke ile 18 başlığı bloke etmiş olmasının bir tenakuz oluşturduğunu ifade etti. Kudatgobilik dünyadaki gelişmelere bakarak vardığı sonuçlardan söz ederken, Avrupa’da yaşanan borç krizinden sonra artık yatırımların kamudan değil özel sektörden gelmesi gerektiğinin anlaşıldığını, hür teşebbüsün önünü açacak önlemlerin alınmasına ihtiyaç duyulduğunu ve işsizlik ile mücadele için yeni yatırımların istihdam dostu olması gerektiğini belirtti. Kudatgobilik, Türkiye’nin AB sürecinin yeniden canlanması için sivil toplumun süreci sahiplenmesinin önemi üzerinde durarak sözlerine son verdi.

Daha sonra söz alan İstanbul Sanayi Odası Başkanı Tanıl Küçük, İKV’nin kurulduğu günden bu yana Türkiye-AB ilişkilerinin gelişmesi için çalışan en saygın ve etkili ihtisas kurumlarından biri olduğunu belirterek, İKV yönetimini kutladı ve Vakfın bugüne kadarki tüm Başkan ve yönetim kurulu üyelerini saygıyla andığını ifade etti. Küçük, Türkiye-AB ilişkilerinin geçirmekte olduğu bu sıkıntılı dönemde sivil topluma her zamankinden daha fazla görev düştüğünü vurguladı.

Son olarak konuşma yapan TOBB Başkan Vekili Halim Mete, İKV Yönetim Kurulu’na teşekkür ederek başladığı konuşmasında, Türkiye-AB ilişkilerinde yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, İKV’nin birçok proje ve etkinliğe imza attığını vurguladı. TOBB’un bugüne kadar AB konusunda yaptığı sivil toplum platformu gibi çalışmalara değinen Mete, İKV’nin özellikle vize engelinin kaldırılmasını hedefleyen proje ve çalışmalarından örnek verdi. İKV’yi kuran vizyon sahibi iş dünyası temsilcilerini anan Mete, “emanete sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.  Mete Türkiye’nin AB sürecinin ülkenin ekonomik ve sosyal dönüşümü için bir yol haritası sunduğunu ve AB üyeliğinin bireysel özgürlük, cinsiyet eşitliği, refah toplumu gibi birçok hedefe ulaşmakta en etkili yol olduğunu belirtti. Türkiye’nin AB üyeliği hedefinin Avrupa’daki vizyonsuz liderliğe kurban edilmemesi gerektiğini vurgulayan Mete, Fransa ve Almanya gibi ülkelerde son aylarda yapılan seçimlerin seçmenin tutucu liderlere sırt çevirmesi ile sonuçlandığını ifade etti. Mete, sivil toplumun sürece sahip çıkmaya devam etmesi gerektiğini belirtti ve AB üyeliği hedefine ulaşılmasının sadece bugün için değil gelecek nesiller için de gerekli olduğunun altını çizdi.