İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
6-12 HAZİRAN 2012

TÜRKİYE-AB BAKANLAR 3’ÜNCÜ SİYASİ DİYALOG TOPLANTISI İSTANBUL’DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Türkiye-AB Bakanlar 3’üncü Siyasi Diyalog Toplantısı, 7 Haziran 2012 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Štefan Füle’nin bir araya geldiği Türkiye-AB Bakanlar 3’üncü Siyasi Diyalog Toplantısı’nda, aşağıdaki konular ele alındı:

Siyasi diyalog kapsamında başta Pozitif Gündem olmak üzere Türkiye'nin AB'ye tam üyelik müzakerelerindeki son durum, vize muafiyeti, Kıbrıs sorunu, Balkanlar, Ortadoğu’daki gelişmeler ve Türkiye ile AB’nin dış politika öncelikleri.

Toplantı sonrasında yapılan ortak basın açıklamasında, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin sadece ikili entegrasyon süreci olarak değerlendirilmemesi gerektiğine dikkat çekerek, dünya barışı için değişen uluslararası sistemde barışı ve istikrarı sağlamak açısından da önemli olduğunu söyledi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği konusunda çıkarılan siyasi engellerin ve bazı ülkelerin iç gündemlerinin Türkiye-AB ilişkilerini esir almasını istemediklerine vurgu yaptı. Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamasının de toplantı kapsamında ele alındığını ifade eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, vize muafiyetinin Türk vatandaşlarının gecikmiş bir hakkı olduğunu, Gümrük Birliği sürecinden bu yana sürekli ertelenmiş, zamana yayılmış bir süreci ifade ettiğini belirtti. Bu konuda bir an önce mümkün olduğu kadar objektif kriterler çerçevesinde vize muafiyet diyaloğunun başlamasının, bu konuda bir yetkilendirmenin yapılmasının, sonra da AB üyelik sürecindeki diğer ülkeler hangi esaslar içinde bu diyaloğu yürütmüşlerse aynı esaslar içinde bunun tamamlanmasının büyük önem arz ettiğini vurguladı. Davutoğlu, vize muafiyeti konusunda, AB Dış ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Štefan Füle ve Avrupa Komisyonu’nun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Cecilia Malmström'ün gösterdiği çabaları takdir ettiklerini ifade etti.

Toplantıda Kıbrıs sorununun da ele alındığını ifade eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin AB Dönem Başkanlığı’nı devralacağını hatırlattı ve önümüzdeki dönemde AB-Türkiye ilişkilerinin devam edeceğini, ancak Türkiye Cumhuriyeti devletinin hiçbir organı, hiçbir kurumu veya bakanlığının Güney Kıbrıs Rum yönetimi dönem başkanlığını ilgilendiren herhangi bir faaliyette AB tarafıyla temas içinde olmayacağını söyledi. Kıbrıs ile ilgili olarak toplantı kapsamında, Birleşmiş Milletler müzakere sürecindeki son gelişmelerin gözden geçirildiğini ifade eden Dışişleri Bakanı, özellikle Rum yönetiminin son dönemde başlattığı sondaj çalışmaları ve bunun Doğu Akdeniz'de yol açtığı siyasi meseleleri, AB tarafıyla paylaştıklarını söyledi. Bakan Davutoğlu ayrıca, Rum yönetiminin AB Dönem Başkanlığının başlayacağı tarih olan 1 Temmuz 2012’ye kadar Kıbrıs'ta bir çözüm olmasını ümit ettiklerini belirtti ve KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'a yazdığı son mektupta yaptığı öneriye rağmen mesafe alınamamış olmasının, istenilen neticelere ulaşılmasını engellediğini söyledi. Davutoğlu, Türkiye'nin her zaman Kıbrıs'ta iki kesimli adil bir çözümün taraftarı olduğuna dikkat çekti.

AB Dış ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ise ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye ile AB arasında başlatılan Pozitif Gündem’i desteklediğini, bunun Türkiye'nin AB'ye giriş müzakerelerine yeni bir ivme kazandıracağını belirtti. Ashton, "Ortak alanlarındaki çıkarları" göz önüne alındığında, dış politika alanında AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin mükemmel olduğunu belirtti. Suriye halkına önem verdiklerini, bu ülkedeki şiddetin kendilerini dehşete düşürdüğünü anlatan Ashton, bu konunda bir çözüme ulaşılması için Türkiye ile çalışmaya kararlı olduklarını söyledi. Türkiye’nin İran konusunda oynadığı ara bulucu rol için teşekkür eden AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Ashton, Türkiye’nin İran'ın nükleer çalışmalarının barışçıl niteliğine güvenin inşa edilmesinde AB olarak öngördükleri adım adım ilerleyen sürece verdiği desteği övdü. Türkiye ile AB arasında işbirliğinin devam ettiği meseleleri içeren uzun bir liste çıkarabileceğine dikkat çeken Ashton, "Türkiye ile stratejik ilişkilerimizin ne kadar önemli olduğunu biliyorum ve en azından benim görev sürem boyunca bunların daha da geliştirilmesi konusunda kararlıyım" şeklinde konuştu.

Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Štefan Füle ise yaptığı konuşmada, Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri yeniden güçlendirmek ve ilişkilere enerji katmak istediklerini söyledi. Bu çerçevede diyalog kurmayı, ortak çözümler yaratmayı ve Pozitif Gündemi hak ettiklerini ifade eden Füle, 3’üncü Türkiye-AB Bakanlar Siyasi Diyalog toplantısı ile bunu yapmayı hedeflediklerini belirtti. Bu çerçevede toplantı kapsamında Pozitif Gündem ve bu girişimin nasıl uygulanacağı, Türkiye'nin yürütmekte olduğu anayasal reform süreci, insan hakları konusunda atılan adımlar ve vize konusunun gündeme geldiğini açıklayan Füle, vize konusuna şimdiye kadar açıklık kazandırılamamış olmasının, Türk vatandaşlarının yararına olacak bir çözüme ulaşmakta geç kalınmasına neden olduğunu ifade etti. Geri kabul anlaşmasının imzalanması ve yürürlüğe konması ile Türklerin vizesiz seyahat etmesine olanak sağlayacak bir düzenleme yapılması konusunda çok geçmeden adımlar atılmasını ümit ettiklerini ifade eden Komisyon Üyesi, toplantı kapsamında ayrıca ifade özgürlüğüne verilen önemin ve Türk Ceza Kanunu'nda yapılması gereken değişikliklerin de gündeme geldiğini açıkladı. Füle, toplantı sırasında özellikle tutuklu milletvekilleri, akademisyenler ve öğrenciler ile basın özgürlüğü konusundaki kaygılarını Türk tarafına ilettiğini belirtti.