İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
6-12 HAZİRAN 2012

SCHENGEN, ADALET VE İÇİŞLERİ KONSEYİ’NDE BÖLÜNMELERE YOL AÇTI

7 Haziran 2012 tarihinde Lüksemburg’ta yapılan Adalet ve İçişleri Konseyi toplantısı,  Schengen reformu hakkında yaşanan tartışmalara son verilerek, Schengen Alanı’nda sınır kontrollerine başvurulmasına ilişkin kuralların netleştirilmesi amacıyla gerçekleştirildi. Danimarka Dönem Başkanlığı sona ermeden, Schengen değerlendirme mekanizması ile sınırlarda kontrol uygulamasının hangi koşullarda olabileceğinin karara bağlanması amaçlandı.

Hatırlanacağı gibi, 2011 yılının başlarında, yaklaşık 20.000 Tunuslu göçmenin İtalya’ya gelişi ve seyahat belgelerini edinmelerinin ardından aile birleşimi için Fransa’ya geçmek istemeleriyle Fransa ve İtalya arasında patlak veren kriz neticesinde, Fransa, Avrupa Komisyonu’na Schengen Alanı’nda reform yapması için çağrıda bulunmuştu. Bunun üzerine, Komisyon harekete geçmiş; ancak üye ülkeler arasındaki görüş farklılıkları nedeniyle tartışmalar dinmemişti. Gelinen noktada, AB Konseyi’nden yapılan açıklamada, Nicolas Sarkozy’nin ve Silvio Berlusconi’nin gidişiyle durum tamamen değiştiği belirtilerek, “Fransa ve İtalya’nın başında bugünkü hükümetler olsaydı, sistemi hiç değiştirmezdik” denildi.

Mevcut kurallar dâhilinde, üye ülkeler, öngörülebilir olaylar (futbol maçı gibi) ya da acil durumlarda (terör saldırısı vb.) tek taraflı olarak sınır kontrollerine başvurabiliyor. Bir ülkenin daimi olarak dış sınırlarını korumada başarısız olması durumunda ise, bugün Yunanistan örneğinde yaşandığı gibi, Avrupa Komisyonu devreye girerek, uzman ekiplerin değerlendirmeleri doğrultusunda, Avrupa sınır askerlerinin konuşlandırılması yönünde tavsiyede bulunabiliyor. Sorunun üç ayı aşması halinde ise, AB Konseyi, Komisyon’un önerisi üzerine harekete geçerek, ilgili Schengen ülkesi ile diğer Avrupa ülkeleri arasında 6 ay ile 2 yıl süresince sınır kontrolü uygulayabiliyor.

AB Konseyi ile Avrupa Parlamentosu Arasında Anlaşmazlık

Toplantıda meydana gelen en önemli gelişme, AB Adalet ve İçişleri Bakanlarının, yeni Schengen değerlendirme mekanizmasında, yasal zemini Kurucu Antlaşma’nın 77’inci Maddesinden 70’inci Maddesine taşıyarak, Avrupa Parlamentosu’nu (AP) karar alma mekanizmasının dışında tutma yönünde bir tutum benimsemesi oldu. 77’inci Madde, Avrupa Parlamentosu’nun AB Konseyi ile birlikte ortak karar alma (co-decision) usulünce hareket etmesini öngörürken, 70’inci Madde AP’nin rolünü danışma usulüne indirgeyerek, Parlamento’nun tutumunun istenirse tamamen göz ardı edilmesinin önünü açıyor. Bu değişiklikle birlikte, Üye Devletler, daha güçlü bir Topluluk politikasının yerine hükümetlararası bir sistemden yana olduklarını ortaya koymuş oldular.

Konu ile ilgili açıklama yapan Avrupa için Liberaller ve Demokratlar İttifakı (ALDE) Grup Başkanı Guy Verhofstadt, “Konsey’in ilk icraatı Parlamento’nun katılımını zayıflatmak olurken, AB’nin en büyük başarılarından birine saygı duymasını nasıl bekleyebiliriz?” dedi.  Verhofstadt, bu şekilde Konsey’in net bir sinyal verdiğini ve buldukları her fırsatta sınır kontrollerine başvurmak için bahane yaratacaklarını vurguladı. “Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Kurumlar arasındaki dayanışma ruhuna aykırı. Parlamento, Konsey aleyhine yasal işlem başlatmayı düşünebilir. Konsey, bu şekilde hareket etmeyi sürdürürse, hâlihazırda devam eden yasal süreçleri askıya almayı düşünebiliriz. “dedi. ALDE Sözcüsü İngiliz AP Üyesi Sarah Ludford ise, “27 hükümet, Schengen projesinin düzgün şekilde işlemesini amaçlayan AB planını reddederek büyük bir hata yapıyor. Savundukları hükümetlerarası sistem, hem güneydeki dış sınırlarda hem de iç serbest dolaşım alanında etkili bir dış sınır yönetimi sağlamada başarısız olmuştur. Tavukların başında tilkilerin bırakılması Schengen’in ölümüyle sonuçlanabilir.” İfadelerini kullandı.

Hedef: 2012 Sonu

Adalet ve İçişleri Konseyi toplantısında ele alınan diğer bir gündem maddesi Ortak Avrupa Sığınma Sistemi’nin tamamlanması için atılması gerekli adımlar oldu. Bu doğrultuda, Haziran ayı sonuna kadar tadil edilen Dublin düzenlemelerine ilişkin müzakerelerin sonuçlandırılması; Avrupa Komisyonu’nun sığınmacıların ve düzensiz göçmenlerin parmak izlerinin toplandığı veri bankasına (Eurodac) polisin doğrudan erişim sağlamasına yönelik önerisini Konsey’e sunması; Konsey’in Sığınma Usulleri Yönergesi’ne ilişkin kaydedilen ilerlemeyi paylaşması ve son olarak da Parlamento ile istişare içerisinde yürütülen Sığınma Koşulları Yönergesi’ne ilişkin siyasi uzlaşmanın sağlanması konuları ele alındı.