YUNANİSTAN GENEL SEÇİMLERİ EKONOMİK KRİZİN GÖLGESİNDE YAPILDI
Yunanistan'daki erken genel seçimler 6 Mayıs Pazar günü gerçekleştirildi. Ekonomik kriz karşısında alınan tasarruf tedbirlerine tepkili olan halk, seçimlerde tercihini kemer sıkma politikasına karşı çıkan partilerden yana kullandı. Bilindiği üzere, AB, IMF ve Avrupa Merkez Bankası üçlüsünden oluşan Troyka’nın, ülkenin iflastan kurtulabilmek için muhtaç olduğu mali yardımı alabilmesi için Yunanistan’ın önüne koyduğu şartlarla ilgili memorandum zor da olsa meclisten geçmiş ve sert tasarruf tedbirleri alınmasını sağlamıştı. Seçim sonuçlarına göre, memorandum yanlısı iki büyük parti Yeni Demokrasi (ND) ve PASOK, destek kaybederken, kurtarma kredileri karşılığında uygulamaya konulan sert kemer sıkma önlemlerine karşı çıkan Radikal Sol Koalisyon’un (SYRIZA) ve Bağımsız Yunanlıların oylarını oldukça yükselttiği görüldü.
Yeni Demokrasi Partisi yüzde 20 oy oranı ile birinci parti olmasına rağmen, 2009 seçimlerinde yüzde 33,5 oranında oy alan partinin güç kaybettiği dikkat çekti. Seçimlerde en büyük destek kaybına uğrayan parti PASOK oldu. 2009 seçimlerinde Yorgo Papandreu liderliğinde yüzde 44 oyla tek başına iktidar olan PASOK, 6 Mayıs’ta yapılan seçimlerde yüzde 13,8 ile üçüncü sırada yer aldı. Kasım 2011’den beri koalisyon hükümetiyle ülkeyi yöneten Yeni Demokrasi ve PASOK'un, kemer sıkma önlemlerine karşı çıkan partilere karşı büyük oy kaybetmeleri zaten bekleniyordu. Ekonomik tasarruf tedbirlerine karşı çıkan sol koalisyon SYRIZA ise yüzde 16,06 oy oranı ile seçimlerde ikinci sırayı aldı. Diğer yandan gamalı haç içeren parti bayrağı ve neo-nazi söylemleriyle dikkat çeken aşırı sağcı Altın Şafak Partisi aldığı yüzde 7 oy ile parlamentoya ilk kez üye gönderecek.
Hiçbir parti tek başına iktidar olabilecek çoğunluğu sağlayamazken, bir koalisyon üzerinde anlaşma sağlanamaması durumunda hükümetin kurulamaması riski dikkat çekiyor. Seçimleri ilk sırada tamamlayan ND lideri Antonis Samaras, halkın öfkesini anladıklarını ancak Yunanistan'da hükümetin kurulması için her şeyi yapacaklarını ifade ederken, Yunanistan'ın Avro Alanı’nda kalması ve memorandum politikalarının yönünün değiştirilmesi şartı ile diğer partilerle işbirliğine sıcak baktığını belirtti. Partisinin ilk sırada yer almasının sorumluluklarını artırdığını söyleyen Samaras, PASOK tarafından uygulamaya koyulan tedbirlerin büyümeyi sağlayacak önlemler içermediğinin altını çizdi. Ancak bilindiği gibi, geçici işbirliği hükümetinin ortaklarından Samaras, seçim sonrası ikinci memorandumu uygulayacaklarına dair ülkenin uluslararası kreditörleri AB ve IMF'ye yazılı taahhüt vermişti.
Seçimlerde ikinci sırayı alan SYRIZA lideri Alexis Tsipras ise, kurtarma planının koşullarını reddedecek sol bir koalisyon hükümeti kurmak isteğini belirti. Alexis Tsipras ayrıca, Yunanistan'daki seçim sonuçlarını, Avrupa ve Yunanistan'daki radikal değişim ile Avrupa halkının barbar memorandum ve kurtarma paketlerini kabul etmeyeceğine dair barışçıl devrimin mesajı olarak gördüğünü belirtti. Başta Almanya olmak üzere Avrupa'daki liderlerin, bu seçim sonuçlarının tasarruf politikalarının yenilgisi anlamına geldiğini kavraması gerektiğini kaydeden Tsipras, ekonomik krizin, kurtarma paketleri ve tasarruf politikaları ile geçmeyeceğini vurguladı. Seçimlerin hiçbir parti ya da kişiyi ödüllendirmediğini ancak sonuçların sol hükümetin kurulması teklifi olduğunu da dile getirirken, konuşmasında memorandum ve borç anlaşmalarını ortadan kaldıracak bir hükümet oluşturmak için her şeyi yapacağı sözünü verdi.
PASOK lideri ve Eski Maliye Bakanı Evangelos Venizelos ise, Avrupa yanlısı partilerle geniş bir koalisyon kurulması çağrısında bulundu. Seçimlerde ağır oy kaybına uğrayan partinin lideri Venizelos, Anayasada öngörüldüğü gibi ulusal birlik hükümeti kurulmasını teklif edeceklerini ifade etti. Seçimlerde dördüncü sırayı yüzde 10'luk oy oranıyla sağcı Bağımsız Yunanlılar partisi aldı. Partinin lideri Panos Kammenos'un PASOK ya da Yeni Demokrasi Partisi'yle koalisyon kurma ihtimalini reddettiği belirtiliyor. Yunanistan’da yapılan erken genel seçimlerin ardından parti liderlerinin yaptığı açıklamalar, önümüzde günlerde başlayacak koalisyon görüşmelerinin hararetli geçeceğini gösteriyor.