Avrupa Birliği Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nün 27 Nisan 2012 tarihinde yayınladığı “Küresel Trendler 2030- Çok Merkezli ve İç İçe Geçmiş Bir Dünyada Vatandaşlar Raporu”, Türkiye’nin uluslararası camiada daha etkin bir rol oynayacağına işaret ediyor.
ABD’nin başlıca askeri güç olmayı sürdüreceğinin belirtildiği Küresel Trendler Raporunda, Çin’in askeri gücünün büyümeye devam etmesi öngörüsünde bulunuluyor. Mevcut eğilimler ışığında yapılan değerlendirmelere göre, tek bir hegemon gücün dünyaya hükmetmeyeceği, buna karşılık 2030’da bizi çok kutuplu bir dünyanın beklediği belirtiliyor. 2030’da en etkin ülkeler ABD ve Çin olurken, Hindistan gücünü artırmaya devam edecek. Rusya ve Japonya ise büyük güç statüsünü kaybedecek.
2030’da en büyük ekonomik güç konumuna erişecek olan Çin’in dünya GSYH’nın yüzde 19’unu oluşturacağı belirtiliyor. Aralarında Türkiye, Endonezya ve Güney Afrika’nın bulunduğu “yükselmekte olan orta güç” statüsündeki ülkelerin 2030’da uluslararası siyasetteki etkinliklerini artırmaları bekleniyor. Türkiye ve Endonezya gibi demokratik orta kuvvetlerin sahip olduğu yumuşak gücün bölgesel ve küresel düzeyde artması bekleniyor.
Raporun Türkiye ile ilgili bölümünde, ekonomik büyüme, siyasi istikrar, demokratikleşme ve diğer ülkeler üzerindeki etki gibi göstergeler ışığında Türkiye'nin dünya siyasetindeki önemli rolünü ileriki yıllarda daha da güçlendireceği belirtiliyor. Türkiye’nin öncü bir bölgesel güç konumuna geleceği ve Türk vatandaşları, sermayesi ve kurumlarının küresel ekonomi, toplum, Avrupa Birliği, yakın komşuları ve diğer bölgelerle olan ilişkilerinin derinleşeceği ve daha yoğun olacağı kaydediliyor. Türkiye’nin Ortadoğu’da giderek önem kazanan rolünün, ülkenin AB, Balkanlar, Karadeniz, Rusya, Kafkaslar, Orta Asya, Akdeniz ve ABD’nin yanında Aysa, Afrika ve Amerika kıtalarıyla gelişmekte olan ilişkileriyle dengelenmesi gerektiği ifade ediliyor.
Raporda, Türkiye’nin küreselleşen dünyadaki rolünün uluslararası kuruluşlarla ve müttefikleriyle çıkarlarını koruma becerisine bağlı olacağı belirtilerek, NATO, G-20 ve İslami İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlara ve Avrupa Birliği’ne üyeliğinin Türkiye’nin uluslararası rolünü artıracağı vurgulanıyor. AB üyeliğinin Türkiye’de demokratikleşmeye ve ülkenin uluslararası statüsünü yükseltmeye katkıda bulunacağı belirtilirken, AB üyeliğinin 2030’a kadar gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda kesin bir öngörüde bulunmanın zor olduğu belirtiliyor. Türkiye’nin hızla değişen Ortadoğu’da çıkarlarını korumak amacıyla farklı ülkelerle işbirliği yapmayı tercih edebileceği, ancak bunun ülkenin Avrupa Birliği ile bütünleşmesine bir alternatif oluşturması ihtimalinin düşük olduğu vurgulanıyor. Türkiye’nin azınlık hakları, enerji bağımlılığı, sürdürülebilir büyüme ve doğal kaynakların iyi yönetilememesi gibi konuları ele alması gerektiğine yer veriliyor.
Küresel Trendler 2030-Çok Merkezli ve İç İçe Geçmiş Bir Dünyada Vatandaşlar Raporu’nun İngilizce tam metnine aşağıdaki internet adresinden ulaşılabilir: http://www.iss.europa.eu/uploads/media/ESPAS_report_01.pdf