AB EKONOMİ VE MALİYE BAKANLARI TOPLANTISINDA BANKALARIN SERMAYE YETERLİLİĞİNE İLİŞKİN MEVZUAT PAKETİ ÜZERİNDE UZLAŞIYA VARMA İŞARETLERİ BELİRDİ
2- 3 Mayıs’ta toplanan AB Ekonomi ve Maliye Bakanları’nın en önemli gündem maddesini Basel III Anlaşması’nın uygulanması için AB bankaları ve yatırım şirketlerinin sermaye yeterliliklerine ilişkin kuralları içeren yeni mevzuat paketi (CRD IV) tasarısı oluşturdu. Tasarı kapsamında üye ülkelerin finansal düzenleyici kurumlarının diğer AB üyesi ülkelerin büyümesine zarar vermediği sürece kendi bankaları için yüksek sermaye gereksinimlerini belirlemesine olanak sağlayan kurallar değerlendirildi. Toplantı sonucunda AB Maliye Bakanları, AB bankalarının Basel III şartlarını yerine getirebilmeleri ve ekonomik krize karşı ayakta kalabilmeleri için tutmaları gereken sermaye miktarı ve buna sağlanacak esneklikler üzerinde büyük ölçüde uzlaşmaya vardılar.
AB Dönem Başkanlığı’nı yürüten Danimarka’nın Maliye Bakanı Margrete Verstager, 15 Mayıs’ta yapılacak toplantıda konu üzerinde anlaşmayı sonuçlandırmayı planladıklarını açıkladı. AB’de gelecek yıldan itibaren Basel III Anlaşması’na geçilebilmesi için yeni Sermaye Yeterliliği Direktifi kapsamında üye ülkelere ne kadar esneklik tanınabileceği ve Tek Pazar’ın bundan nasıl etkileneceği konusu, üzerinde uzlaşılması gereken önemli bir sorun teşkil ediyor. Üye ülkelerin Maliye Bakanlarının, kendi ülkelerinde kayıtlı büyük bankaların Basel III kuralları uyarınca bulundurmaları gereken yüzde yedi oranında tutara ilave, “tampon” sermaye miktarı üzerinde uzlaşmaları gerekiyor.
Bankaların sermaye yeterliliği konusunda minimum esneklikten yana olan Fransa, Almanya ve İtalya, üye ülkelerarası sermaye yeterliliği şartlarında oluşacak faklılıklar nedeniyle bir ülkeden diğerine sermayenin kaçmasının önlenmesi amacıyla, Avrupa Komisyonu’nun banka fonlarına ilişkin kuralların tam uyumlaştırılması politikasını benimsiyorlar. İngiltere öncülüğündeki bazı üye ülkeler ise kendi bankaları için ''Basel III''e göre daha yüksek sermaye gereksinimi belirlenmesini istiyorlar. İngiltere, Avrupa Komisyonu’nun incelemesini sınırlandırmak amacıyla, Basel III şartları ve Avrupa Komisyonu’nun önerilerine ilave olarak üye ülkelerin kendi sermaye yeterlilik şartlarını belirlemekte serbest olmaları gerektiğini savunuyor. İngiltere ayrıca bu uygulamanın, 2008 yılında olduğu gibi bankaların vergi mükelleflerinin paralarıyla kurtarılmasını engellemek için gerekli olduğunu ve piyasalara ve uluslararası ortaklara bankaların yapısının sağlıklı olduğuna dair güven verilmesi amacını güttüğünü düşünüyor. Bu politikayı İsveç ve Polonya da destekliyorlar.
Bankaların sermaye yeterliliği konusunda 27 AB ülkesinin uzlaşısı ile anlaşmaya varılmadığı takdirde nitelikli oy çoğunluğu uygulanabilecek. Ancak şu anda Avrupa’da bankaların sermaye gereksinimlerinin borç krizi ortamında önemli bir konu olması itibariyle AB’nin bu konuda uzlaşmaya varamaması gibi olumsuz bir imaj verilmesinin istenmediği belirtiliyor.