İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
21-27 MART 2012

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU 22-23 MART’TA BRÜKSEL’DE TEMASLARDA BULUNDU

Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton’ın daveti üzerine Brüksel’i ziyaret etti. Davutoğlu 22 Mart’ta Yüksek Temsilci Ashton ve AB üyesi ülkelerin ve AB aday ülkelerinin Dışişleri Bakanları ile birlikte bir çalışma yemeğine katıldı. Yemekte, Afganistan ve Pakistan’daki durum ile AB’nin Arap Baharı’na ilişkin politikası görüşüldü.

23 Mart’ta AB Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış, Yüksek Temsilci Ashton ve Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Štefan Füle ile 2‘nci Türkiye-AB Siyasi Diyaloğu toplantısına katıldı. Siyasi diyalog kapsamında, Türkiye’nin AB ile yürüttüğü müzakerelerde son durumun ele alındığı toplantıda, AB Bakanı Bağış, siyasi reform süreci, “pozitif gündem” ve AB müktesebatına uyum konularına ilişkin bilgi verdi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, İran ve Batı Balkanlar gibi müşterek politikaların oluşturulabileceği bölgeler de dahil olmak üzere, Türkiye ve AB’nin dış politika önceliklerine değindi.

Davutoğlu 23 Mart’ta Yüksek Temsilci Ashton ile bir görüşme gerçekleştirdi. Ashton ile İran’ın nükleer programı ve Suriye’deki durumu değerlendirdiklerini belirten Davutoğlu, İran’ın nükleer programı ile ilgili müzakerelerin Nisan ayı ortasında başlayacağını belirtti ve müzakerelerden olumlu bir sonuç çıkmasını ümit ettiklerini ifade etti. Suriye konusunun bir iç mesele olmaktan çıktığını ve bölgesel istikrar ve uluslararası güvenliği etkileyen bir boyut kazandığını belirterek, AB ile aynı dalgada olmanın önemine değindi.

Davutoğlu, 23 Mart’ta AB Dışişleri Konseyi toplantısı kapsamında AB üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanları ile bir çalışma yemeğinde bir araya geldi. Yemekte, Suriye’deki durum, İsrail-Filistin Barış Süreci, İran’ın nükleer programı ve Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle ilişkileri ele alındı.

Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu’nun (TUSKON) Avrupa’nın önde gelen düşünce kuruluşlarından Avrupa Politikalar Merkezi ile ortaklaşa düzenlediği ''Türkiye-AB siyasi diyaloğunda değişen dinamikler, yeni fırsatlar ve zorluklar'' başlıklı panelde konuşan Davutoğlu, Avrupa'da giderek yükselen ırkçılığa dikkat çekerek, bunun, "ekonomik krizden çok daha tehlikeli" olduğunu kaydetti.

Arap Baharı konusuna değinen Davutoğlu, Türkiye’nin ayaklanmaların başladığı andan itibaren halkın meşru taleplerini desteklediğinin altını çizdi. Suriye’deki durumu değerlendiren Davutoğlu, Esad’ın reform vaatleriyle zaman kazanmaya ve muhalefeti sindirmeye çalıştığını, bunun ülkedeki insani durumu daha da kötüleştireceğini belirterek, çözümün uluslararası camianın harekete geçerek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) tek ses olmasından geçtiğini vurguladı. Türkiye’nin halihazırda 17 bin Suriyeli’ye ev sahipliği yaptığını hatırlatan Davutoğlu, Bosna-Hersek’teki durumun tekrarlanmaması için uluslararası camianın daha proaktif bir şekilde hareket etmesi gerektiğini belirtti.

Konuşmasında Kıbrıs sorununu da ele alan Davutoğlu, Kıbrıs sorununun güven ve siyasi irade eksikliği nedeniyle çözülemediğini ve Kıbrıs’ı tek taraflı olarak temsil eden GKRY’nin devleti Türklerle paylaşmaya hazır olmadığını belirtti. Davutoğlu, siyasi irade mevcut olsaydı sorunun üç günde dahi çözülebileceğini, ancak siyasi irade olmazsa sorunun üç asır dahi çözülemeyeceğini kaydetti.

GKRY’nin zaman kazanarak, Temmuz 2012’de devralacağı AB Konseyi dönem başkanlığını tek başına üstlenme çabası içerisinde olduğunu belirten Davutoğlu, herkesin üzerine düşeni yapması ve BM’nin de aktif bir şekilde devreye girmesi gerektiğini belirtti. Davutoğlu, GKRY’nin tek taraflı olarak AB Konseyi dönem başkanlığını üstlenmesi halinde, AB Konseyi dönem başkanlığı ile hiçbir temasları olamayacağını da yineledi.

AB ülkelerinin Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulaması hakkında,
AB'nin karşısında 1960'ların Türkiye'sinin olmadığını anlaması gerektiğini belirten Davutoğlu, vizelerin kalkması halinde Türklerin Avrupa’ya akın etmesi gibi bir ihtimalin söz konusu olmadığını vurguladı.

Davutoğlu, AB ile arasında Gümrük Birliği bulunan ve AB ile katılım müzakereleri yürüten Türkiye’nin vatandaşları için vize kolaylığı bile tanınmazken, AB'yle hiçbir sözleşme içinde bulunmayan bazı ülkelerin vatandaşlarının vize serbestisine tabi olmasının kabul edilebilir tarafının bulunmadığını belirtti. İkili görüşmelerde, AB üyesi meslektaşlarının hiçbirinin Türkiye ile vize muafiyeti uygulamasına karşı olmadıklarını belirttiklerini ancak, AB zemininde bazı ülkelerin karşı çıktığını ifade ettiklerini belirten Davutoğlu, ''Herhalde bir yerlerde hayaletler var, onlar karşı çıkıyor'' ifadesini kullandı.

Türkiye’nin vize serbestisine geçmek için gerekli şartları yerine getirdiğini belirten Davutoğlu, üye ülkelerin tüm bunlara rağmen vize serbestisi müzakerelerinin başlaması için Avrupa Komisyonu'na yetki vermekten kaçındığına dikkati çekti. Geri Kabul Anlaşması konusunda Türkiye’nin tutumunun net olduğunu ve anlaşmanın ancak, böyle bir yetkilendirme olursa parafe edileceğini ve vize serbestisi için çalışmaların bitmesi halinde imzalanacağını ve uygulanacağını vurguladı.

26 Nisan'da gerçekleşecek AB İçişleri Konseyi toplantısı öncesinde Türkiye'de olumlu bir atmosfer oluşturmak için Geri Kabul Anlaşmasını parafe etmesinin gündeme getirildiğini ama bunu reddettiklerini belirten Davutoğlu, 26 Nisan’da vize konusunda yetkilendirme yapılması halinde, “programımızı ayarlayıp AB toplantısı nerede olacaksa orada bulunuruz, o gün orada parafe ederiz'' dedi.