Son zamanlarda mali kriz, NSA dinleme skandalı gibi çeşitli sorunlar sebebiyle ayrışma gösteren AB-ABD ilişkilerinde, Ukrayna krizi ve Rusya’nın Kırım’a müdahalesi birleştirici bir etki gösterdi. AB-ABD Zirvesi için göreve geldikten bu yana ilk kez Brüksel’e giden ABD Başkanı Barack Obama, AB Konseyi Başkanı HermanvanRompuy ve Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso ile bir araya geldi.
Liderler, G8 toplantısının iptalinden sonra, G7 toplantısını Haziran ayında Brüksel’de yapmaya karar verdi. Ukrayna’da gerçekleşen olayların AB ve ABD arasında barış ve güvenlik konularında güçlü işbirliğinin önemini bir kez daha ortaya çıkardığı belirtildi. Liderler, sadece bir serbest ticaret anlaşması (STA) olmanın ötesine geçerek, AB ve ABD’nin demokrasi, özgürlük, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve açık toplum ve açık ekonomilere bağlılık gibi ortak değerlerini güçlendirecek şekilde Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’nın (TTIP) sürdürülmesine verdikleri önemi de vurguladılar. Ayrıca, ABD ve AB üyesi devletler arasında vizesiz dolaşımın en kısa zamanda sağlanmasına yönelik olarak irade beyan ettiler.
Zirve’de Obama, Rusya’yı NATO’nun Orta ve Doğu Avrupa’daki üyelerini savunma kararlılığını test etmeye çalışmaması konusunda uyardı. Obama, AB ve ABD’nin Rusya’ya karşı aldıkları yaptırım kararlarının ve Rusya’nın G-8’den dışlanmasının Soğuk Savaş’ın bitiminden sonra Rusya’ya karşı uygulanan en sert önlemler olduğunu hatırlattı. AB ve ABD liderleri ayrıca, Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’ı Rusya’nın planlarına karşı koruyacakları mesajını da verdi. Obama, Rusya’nın Ukrayna’ya müdahale etmesi halinde ekonomik yaptırımların uygulanacağını söylerken, NATO’nun daha Doğu’ya genişlemesine yönelik bir plan olmadığını da ekledi.
Zirve’de bunların dışında aşağıdaki konular ele alındı:
--Ukrayna’da Rus ve Ukraynalı tarafların görüşmeleri ile durumun yatıştırılması
--İran nükleer programı
--Suriye ve Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki insani trajediler
--Mısır’da 500 Müslüman Kardeşler üyesinin idam cezasına çarptırılması
--ekonomik büyüme ve istihdam
--enerji güvenliği, iklim değişikliği ve Avrupa’nın Rus gazına bağımlılığının azaltılması
--veri koruma anlaşması imzalanması
Başkan Obama, AB liderleri ile zirve toplantısını takiben, PalaisdesBeauxArts’da, aralarında AB yetkilileri, Belçika kraliyet ailesi, NATO yetkilileri ve üniversite öğrencilerinin olduğu yaklaşık 2 bin kişinin hazır bulunduğu bir gruba hitap etti.Obama konuşmasında, AB ile paylaştıkları demokrasi, bağımsız yargı, sivil toplum, sansürlenmemiş bilgi, adil ve serbest seçimler gibi ortak kavram ve değerlere atıfta bulundu. Obama, Rusya’nın Kırım’ı ilhakının işlerin eski şekilde yapılmasına bir dönüş olduğunu ve büyük ulusların küçüklere zorbalık yaparak istediklerine ulaşabilecekleri inancı ile karşı karşıya olunduğuna işaret etti. Bunun yanında, Obama, bunun Soğuk Savaş dönemine bir dönüş olarak nitelendirilemeyeceğini ve ABD ve NATO’nun Rusya ile çatışmaya girme niyeti olmadığını belirtti.
Obama konuşmasında şunları söyledi: “Rusya liderliği birkaç hafta önce tartışmasız kabul edilen 21’inci yüzyılda Avrupa’da sınırların güç kullanarak değiştirilemeyeceği, uluslararası hukukun önemli olduğu ve halkların ve ülkelerin gelecekleri hakkında kendi kararlarını verebilecekleri gibi doğrulara meydan okuyor…. Ukrayna ve Rusya için istikrarlı bir barışın gerilimi azaltma, doğrudan diyalog, tüm Ukraynalıların haklarının korunmasını sağlayacak gözlemciler, Ukrayna’da bir anayasal reform süreci ve baharda adil ve serbest seçimlerin yapılması ile sağlanabileceğine inanıyorum… Amerika, dünya ve Avrupa’nın zayıf değil, aksine güçlü ve sorumlu bir Rusya’ya ihtiyacı var. Rus halkının herkes gibi, tarihinden gurur duyarak, güvenlik, refah ve onurlu bir şekilde yaşamalarını istiyoruz. Ancak bu Rusya’nın komşularına zorbalık yapması anlamına gelmez. Rusya’nın Ukrayna ile derin bir tarihi ilişkisi bulunması, Ukrayna’nın geleceğini dikte etmesi hakkını vermez. Yapılacak hiçbir propaganda, dünyanın yanlış olduğunu bildiği bir şeyi doğru kılamaz.”