İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni

BERLİN YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ’NDEN VİZE KONUSUNDA ÖNEMLİ KARAR

Schengen vizesinin Fransa`dan alındığı gerekçesiyle 2010 yılında Almanya’da Duisburg Havalimanı`ndan geri gönderilen bir Türk işadamı tarafından, Almanya`daki Berlin Yüksek İdare Mahkemesi’nde açılan tespit davasında Mahkeme, 26 Mart 2014 tarihinde kararını verdi.
BERLİN YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ’NDEN VİZE KONUSUNDA ÖNEMLİ KARAR

Schengen vizesinin Fransa'dan alındığı gerekçesiyle 2010 yılında Almanya’da Duisburg Havalimanı'ndan geri gönderilen bir Türk işadamı tarafından, Almanya'daki Berlin Yüksek İdare Mahkemesi’nde açılan tespit davasında Mahkeme, 26 Mart 2014 tarihinde kararını verdi.

OVG 11 B 10.14 numaralı kararda Mahkeme, davacı Türk işadamının,

  • İkameti Türkiye’de kalması şartıyla;
  • Şirketi adına hizmet sunumu amacıyla;
  • ve seyahati üç ayı geçmemek kaydıyla,

Almanya'ya vizesiz giriş yapabileceğine hükmetti.

Bu karar ile birlikte Almanya, Şubat 2009 tarihinde AB içerisinde yer alan “en yüksek mahkeme” konumunda bulunan ABAD’ın verdiği ve AB üye ülkeleri tarafından Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin, Katma Protokol’ün 41/1. Maddesine (bilinen ismiyle “standstill” kuralına) aykırı olduğuna hükmeden Soysal Kararına ilişkin hakları, büyük ölçüde teyit etti.

Bu karar çerçevesinde Mahkeme:

  • İkameti Türkiye’de olan ve Almanya’ya çalışma amaçlı seyahat etmeyen;
  • Seyahati üç ayı geçmeyen;
  • Almanya’daki şirketlere görüşme veya fuarlara katılım amaçlı gelen;

Türk iş adamlarının, Almanya'ya vizesiz giriş yapabileceklerine hükmetmiş oldu. 

Türk vatandaşlarına yönelik zorunlu Schengen vize uygulaması konusunda uzun süredir mesai harcayan ve bu haklı davada konuyu çok farklı boyutları ile gündemde tutmaya çalışan İktisadi Kalkınma Vakfı olarak, bu önemli kararı olumlu bulduğumuzu ifade etmek isteriz.

Unutulmamalıdır ki; Türk vatandaşlarının AB üyesi ülkelerde serbest dolaşımı, Türkiye-AB Ortaklık Hukuku, Gümrük Birliği ve Eylül 1987 tarihli Demirel Kararı ile başlayıp, Ekim 2013 tarihli Demirkan Kararı’na kadar uzanmış ve ABAD’ın 50’nin üzerindeki kararı çerçevesinde, vize uygulamasının başladığı 1980’li yıllardan bugüne, serbestleşme yönünde sürekli olarak evrilmiştir.

Şubat 2009 tarihinde ABAD, verdiği Soysal Kararında AB üye ülkeleri tarafından Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin, Katma Protokol’ün 41/1. Maddesine (yani “standstill” kuralına”) aykırı olduğunu en yüksek perdeden dile getirmiştir.

Bu halen geçerliliğini koruyan bir karardır. Berlin Yüksek İdare Mahkemesi de, aradan geçen 5 yılın ardından bunu bir kez daha ortaya koymaktadır.

Bu noktada, özellikle 16 Aralık 203 tarihinde imzalanan Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması sonrasında her iki tarafta yaşanan gelişmeleri kısaca hatırlatmak ve önceden de yaptığımız bir uyarıyı tekrarlamakta fayda görüyoruz:

  1. Türkiye ile AB arasında Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanması ile birlikte, Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metni’nde imzalanmasıyla, Türk vatandaşlarının serbest dolaşımına ilişkin AB ile vize diyaloğu resmi olarak başlatılmıştır;

 

  1. Türkiye ile AB, yıllardır taraflar arasında uzun ve hararetli tartışmaların yaşandığı bu konuda, farklı bir sürece ilk adımı atmış olmakla birlikte, Avrupa Komisyonu, geçtiğimiz günlerde Türk vatandaşlarını da çok yakından ilgilendiren 2010 tarihli Schengen Vize Kodu’nda “yumuşama” ve “kolaylaştırmaya” yönelik atılacak adımları kamuoyu ile paylaşmıştır;
  2. Ancak;

 

Ne Türkiye ile AB arasında Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanması;

Ne Türk vatandaşlarının Schengen üyesi AB üye ülkelerine vize seyahatine yönelik diyaloğun başlatılması;

Ne de Avrupa Komisyonu’nun Schengen Vize Kodu’nda öngördüğü değişiklikler;

Türkiye’nin, başta ABAD olmak üzere, üye ülke ulusal mahkemeleri nezdinde kazandığı hukuki haklardan geri dönüşe sebep olamaz; olmamalıdır.

Bu çerçeveden bakıldığında,  Berlin Yüksek İdare Mahkemesi’nin 26 Mart 2014 tarihinde verdiği karar, hukuki kazanımların göz ardı edilemeyeceği gerçeğini tüm taraflar hatırlatan önemli bir gelişmedir.

 

Diğer Yazılar