Schengen vizesinin Fransa'dan alındığı gerekçesiyle 2010 yılında Almanya’da Duisburg Havalimanı'ndan geri gönderilen bir Türk işadamı tarafından, Almanya'daki Berlin Yüksek İdare Mahkemesi’nde açılan tespit davasında Mahkeme, 26 Mart 2014 tarihinde kararını verdi.
OVG 11 B 10.14 numaralı kararda Mahkeme, davacı Türk işadamının,
Almanya'ya vizesiz giriş yapabileceğine hükmetti.
Bu karar ile birlikte Almanya, Şubat 2009 tarihinde AB içerisinde yer alan “en yüksek mahkeme” konumunda bulunan ABAD’ın verdiği ve AB üye ülkeleri tarafından Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin, Katma Protokol’ün 41/1. Maddesine (bilinen ismiyle “standstill” kuralına) aykırı olduğuna hükmeden Soysal Kararına ilişkin hakları, büyük ölçüde teyit etti.
Bu karar çerçevesinde Mahkeme:
Türk iş adamlarının, Almanya'ya vizesiz giriş yapabileceklerine hükmetmiş oldu.
Türk vatandaşlarına yönelik zorunlu Schengen vize uygulaması konusunda uzun süredir mesai harcayan ve bu haklı davada konuyu çok farklı boyutları ile gündemde tutmaya çalışan İktisadi Kalkınma Vakfı olarak, bu önemli kararı olumlu bulduğumuzu ifade etmek isteriz.
Unutulmamalıdır ki; Türk vatandaşlarının AB üyesi ülkelerde serbest dolaşımı, Türkiye-AB Ortaklık Hukuku, Gümrük Birliği ve Eylül 1987 tarihli Demirel Kararı ile başlayıp, Ekim 2013 tarihli Demirkan Kararı’na kadar uzanmış ve ABAD’ın 50’nin üzerindeki kararı çerçevesinde, vize uygulamasının başladığı 1980’li yıllardan bugüne, serbestleşme yönünde sürekli olarak evrilmiştir.
Şubat 2009 tarihinde ABAD, verdiği Soysal Kararında AB üye ülkeleri tarafından Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin, Katma Protokol’ün 41/1. Maddesine (yani “standstill” kuralına”) aykırı olduğunu en yüksek perdeden dile getirmiştir.
Bu halen geçerliliğini koruyan bir karardır. Berlin Yüksek İdare Mahkemesi de, aradan geçen 5 yılın ardından bunu bir kez daha ortaya koymaktadır.
Bu noktada, özellikle 16 Aralık 203 tarihinde imzalanan Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması sonrasında her iki tarafta yaşanan gelişmeleri kısaca hatırlatmak ve önceden de yaptığımız bir uyarıyı tekrarlamakta fayda görüyoruz:
Ne Türkiye ile AB arasında Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanması;
Ne Türk vatandaşlarının Schengen üyesi AB üye ülkelerine vize seyahatine yönelik diyaloğun başlatılması;
Ne de Avrupa Komisyonu’nun Schengen Vize Kodu’nda öngördüğü değişiklikler;
Türkiye’nin, başta ABAD olmak üzere, üye ülke ulusal mahkemeleri nezdinde kazandığı hukuki haklardan geri dönüşe sebep olamaz; olmamalıdır.
Bu çerçeveden bakıldığında, Berlin Yüksek İdare Mahkemesi’nin 26 Mart 2014 tarihinde verdiği karar, hukuki kazanımların göz ardı edilemeyeceği gerçeğini tüm taraflar hatırlatan önemli bir gelişmedir.