Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) heyeti Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi. KİK heyetinde, TESK Başkanı Bendevi Palandöken, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik yer aldı. Basına kapalı olarak gerçekleşen kabul sonrasında heyet adına açıklama yapan Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Türkiye Kanadı ve TESK Başkanı Bendevi Palandöken, Türkiye'nin sözü dinlendikçe, sözlerinin dinleneceğini, Türkiye var oldukça var olacaklarını, Türkiye güçlü oldukça güçlü kalacaklarını çok iyi bildiklerini söyledi. Her görüşten, inançtan, etnik gruptan üyeleri bulunduğunu belirten Palandöken, her şeyden önce huzur içinde çalışmak, üretmek ve Türkiye'nin büyümesine katkıda bulunmak istediklerini anlattı.
Palandöken, Türkiye'nin bir seçim sürecini daha geride bıraktığını anımsatarak, siyasi ortamın yumuşatılmasının önemine değindi. Küresel ekonominin zorlu bir dönemden geçtiğini dile getiren Palandöken, Türkiye'nin dışa açık bir ülke olduğunu vurgulayarak, dışa açılarak zenginleşebileceklerini yaşayarak öğrendiklerini, dışa açık bir ülkenin, dışarıdan gelen şoklara her zaman hazır olması gerektiğini de bildiklerini aktardı.
Bendevi Palandöken, "Dışarıdan gelen negatif iktisadi etkileri, çalışarak ve üreterek bertaraf edebilmemiz için, Türkiye'nin önümüzdeki aylarda daha huzurlu bir siyasi ortama ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Bunu istemek üzere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaret ettik. Bundan sonra da diğer siyasi parti liderlerini ziyaret edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Bendevi Palandöken, Türkiye'de gündemin artık ekonomi olması gerektiğini düşündüklerini belirterek, şöyle devam etti: "Sosyal devlet niteliğimize uygun sosyal politikalara ağırlık verilmesi gerektiği inancındayız. Türkiye'nin geleceğine ilişkin iyimserliğimize destek vermenizi diliyoruz. AB katılım sürecindeki kararlılık sürdürülmelidir. Yeni anayasa arayışımızla gündeme gelen daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi ve daha fazla hukuk sürecinin devam ettirilmesini yürekten istiyoruz. Milli iradenin öneminin farkındayız. Milli iradenin elindeki yetkiler ve takdir yetkisi, bürokrasiye devredilmemelidir. Türkiye'nin geleceği açısından önemli yasal düzenlemeler yapılırken, bu hususa dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü, ülkemizin çıkarları her şeyin üstündedir."