İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
20-26 NİSAN 2014

POLONYA AB’DE “ENERJİ BİRLİĞİ”NİN OLUŞTURULMASINI ÖNERDİ

Polonya Başbakanı Donald Tusk, AB içinde doğalgaz teminin güvence altına alınması ve Rusya’ya olan bağımlılığın giderilmesi amacıyla “enerji birliği” oluşturulması gerektiğini söyledi. Buna karşın, Avrupa Komisyonu’nun Enerjiden Sorumlu Üyesi Gunther Oettinger, Tusk’un görüşlerini paylaşmıyor ve Ukrayna krizinin Rusya ve AB arasındaki enerji anlaşmalarını olumsuz etkilemeyeceğini savunuyor.

Polonya Başbakanı Donald Tusk 22 Nisan 2014 tarihli Financial Times gazetesinde yayımlanan makalesinde, AB ülkelerinde Rus enerji devi Gazprom’un doğal gaz piyasasına hâkimiyetine dikkat çekti. Tusk, Ukrayna krizinde olumlu gelişmeler olsa bile, doğalgaz ve petrol ihtiyacının üçte birinin Rusya tarafından karşılanması nedeniyle, AB’nin enerji konusunda Rusya’ya olan bağımlılığının süreceğini ve bunun AB’yi zayıflattığını iddia etti. AB istatistik kurumu Eurostat tarafından yayımlanan son veriler, AB ülkelerinde 2009 yılında yüzde 63,4 olan doğal gaz ithalatının, 2012 yılında yüzde 65,8 seviyesine çıktığını gösteriyor. İthalat oranında 2010 yılında yüzde 22 olan Rusya’nın payı, bugün yüzde 30 seviyesine ulaştı.

Ulusal hükümetlerin enerji konusunda kararları kendilerinin belirlediği AB’de, ortak bir enerji politikası bulunmuyor. Bu çerçevede, Polonya Başbakanı Tusk, AB’nin Bankacılık Birliği gibi ortak çözüm mekanizmalarının bir benzerinin enerji konusunda da oluşturulması gerektiğini söyledi. Nükleer santraller için ortak uranyum alımında olduğu gibi, AB’nin Rusya’dan doğalgaz alımında da ortak bir politika belirlemesi ve bir “enerji birliği” oluşturmasını önerdi.

Polonya Başbakanı’nın AB içinde “enerji birliği” önerisi şu hususları kapsıyor: öncelikle 28 AB üye devletinde doğalgaz satın alacak bir Avrupa kurumu oluşturulması; bu sayede doğalgaz kesintileri yaşanması halinde diğer ülkelerin devreye girmesi; doğalgaz depolama ve doğalgaz bağlantı tesislerinin yüzde 75 oranında AB tarafından finanse edilmesi; kömür ve kaya gazı dâhil AB üyelerinin kendi kaynaklarından tam olarak faydalanması ve bunun sürdürülebilir enerji anlayışı ile yapılması; ABD ve Avustralya gibi ülkelerle anlaşmalar yapılarak farklı kaynaklardan doğalgaz ithal edilmesi; AB ve sekiz ortağı arasında mevcut olan Enerji Topluluğu mekanizmasının güçlendirilmesi.

Avrupa Komisyonu’nun Enerjiden Sorumlu Üyesi Gunther Oettinger, Polonya Başbakanı Tusk’un görüşlerini paylaşmıyor ve Ukrayna krizinin AB ülkeleri ve Rusya arasındaki doğalgaz anlaşmalarını olumsuz etkilemeyeceğini savunuyor. Gunther Oettinger, Rusya’ya Ukrayna krizi nedeniyle ekonomik yaptırım uygulanması halinde bile, Gazprom ile yapılan pek çok görüşmeden, Rus ortaklarının sözleşmenin yükümlülüklerini yerine getirmede ve gaz tedarikinde bir sorun yaratmayacağı izlenimini edindiğini söyledi. Oettinger ayrıca, önümüzdeki yıllarda Rusya ile yapılan gaz anlaşmalarının sonlanmasına karşı olduğunu vurguladı.

Mart 2014’te yapılan zirvede AB liderleri, enerji güvenliği konusunda ilerleme sağlanmasını ve Avrupa Komisyonu tarafından Haziran ayına dek bu konuya ilişkin olarak öneri hazırlanmasını kararlaştırmıştı. Bununla birlikte, AB’nin Rusya’ya olan enerji bağımlılığı sorunu Doğu Avrupa ülkelerinde daha öncelikli bir sorun olarak değerlendiriliyor. Ukrayna krizinin ardından bu ülkelerin Gazprom şirketine karşı şikâyetleri arttı. Litvanya, Rusya’ya ödediği doğalgaz faturasının Almanya’dan yüzde 35 daha yüksek olduğunu iddia ediyor. Avrupa Komisyonu’nun rekabet bölümü, başta Litvanya olmak üzere sekiz AB Üye Devleti ile olan doğal gaz fiyatlandırmasında, Gazprom’un doğal gaz piyasasında hâkim güç konumunu kötüye kullandığı gerekçesi ile bir soruşturma yürütüyor. Soruşturmanın sonunda, Gazprom’un çok büyük miktarda para cezası ile karşı karşıya kalabileceği belirtiliyor.