İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
3-10 MAYIS 2014

TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNDE CANLANMA İŞARETLERİ

AB Türkiye Delegasyonu Başkanlığı’na yeni atanan Stefano Manservisi, 6 Mayıs 2014 tarihinde Hürriyet gazetesine verdiği mülakatta, Türkiye-AB ilişkileri konusunda yapıcı değerlendirmelerde bulundu. AB müzakere sürecinin açılmayan fasıllar nedeniyle ilerlemediği bir ortamda konuşan Manservisi, Türkiye ile yeni bir başlangıç yapmak için AB ’den tam yetki aldığını ve sorunları aşmak için her iki tarafın birbirini suçlamak yerine, beraber çalışmayı sürdürmesi gerektiğini söyledi. AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, Manservisi’nin değerlendirmelerini olumlu yorumladığını ve her iki tarafın sorumluluklarını yeri getirmesi halinde katılım müzakerelerinin hızla ilerleyeceğini kaydetti.

Türkiye-AB ilişkilerinde sorunların aşılması için yeni bir yaklaşım önerme misyonu ile göreve geldiğini kaydeden AB Türkiye Büyükelçisi Manservisi, bu misyonun “ortak bir gelecek için diyalog yöntemiyle beraber çalışmak ve adil olmak” olduğunu kaydetti. Türkiye’ye 1999 yılında adaylık statüsü verildiğini ve 2004 yılında katılım müzakerelerinin başladığını anımsatan Manservisi, AB’nin hedefinin, Türkiye’yi yargılamak değil, üye bir ülke haline getirmek olduğunu vurguladı.  “Kimseye ders vermeye ya da kimseyi yargılamaya gelmediğini” söyleyen AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Manservisi, katılım müzakerelerinde hem Türkiye, hem de AB tarafının “kısasa kısas” anlayışından vazgeçmesi gerektiğini söyledi.

Manservisi, Türkiye’de son dönemde yapılan bazı yasal düzenlemelerin AB tarafında şüphe yarattığını ve yasalardan daha fazla soru işaretine neden olan faktörün ise “sürekli AB’yi eleştirme üzerinden şekillenen mesajlar” olduğunu vurguladı. Yapılan reformların “Türkiye’nin AB sürecinde doğru yolda ilerleyip ilerlemediği” yönünde şüphe yarattığını ve bu şüpheler sonucunda AB yetkililerinin yaptığı eleştirilerin “AB içinde artan bir hissiyatın dile getirilmesi” olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

AB Türkiye Büyükelçisi Manservisi, “müzakerelerin askıya alınması” gibi bir ihtimalin bulunmadığını teyit etti ve bunun için AB Konseyi kararı gerektiğini hatırlattı. Türkiye için üyelik tarihi verilmesinin, Kıbrıs sorunu gibi nedenlerle, oldukça güç olduğunu ve Türkiye’nin AB’ye katılımının klasik genişleme süreçlerinden farklı olacağını kaydetti. Manservisi ayrıca, AB’nin kendi içinde bir dönüşüm geçirdiğine işaret ederek, AB’nin geleceğini şekillendirmesinde Türkiye’nin önemli bir rol üstlenebileceğini söyledi.

Stefano Manservisi’nin açıklamalarını, Almanya’da Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı Stephen Weil ile görüşmesi sırasında değerlendiren AB Bakanı ve Başmüzkareci Mevlüt Çavuşoğlu, “AB’den Türkiye’ye samimi bir şekilde yaklaşmasını ve ahde vefa ilkesine uymasını” beklediklerini vurguladı.

AB Bakanı Çavuşoğlu, Manservisi’nin “kısasa kısas” yorumunu pozitif anlamda, “her iki tarafın üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi” şeklinde yorumladı ve bu durumda Türkiye-AB ilişkilerinin iki dost gibi samimi bir havada sürmesini ile müzakere sürecinin sorunsuz olarak ilerlemesini umduklarını kaydetti. Çavuşoğlu, AB ile ilişkilerin “kısasa kısas bir kavgaya dönüştürme” niyetinde olmadıklarını, son günlerde oluşturulan samimi diyalog ortamının somut adımlarla desteklenmesi gerektiğini söyledi.

AB Bakanı Çavuşoğlu ayrıca, 9 Mayıs 2014’te 29’uncusu gerçekleştiren Reform İzleme Grubu toplantısında konuştu ve bir yıl sonra AB üyesi olmanın imkansız olduğunu kabul etmekle birlikte, bu süre zarfında “karşılıklı olarak bir çok önemli adımlar atılabileceğini” kaydetti. Çavuşoğlu, “Bizde bu samimiyet ve kararlılık var. Avrupa Birliği’nden de, Avrupalı dostlarımızdan da aynı yaklaşımı beklemek bizim hakkımız” dedi.

Öte yandan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 2 Mayıs 2014 tarihinde İstanbul’da uluslararası medya kuruluşlarının temsilcileri ile yaptığı toplantıda, AB tarafına yaptığı “müzakerelerin durdurulmaması ve yeni fasılların açılması” çağrısı öne çıktı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye siyasetindeki son gelişmeleri değerlendirdi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “asıl amacının AB’nin tek taraflı olarak katılım müzakerelerini askıya aldırmak” olduğunu iddia etti. Bu çerçevede Kılıçdaroğlu, AB’nin Türkiye’ye karşı sorumlulukları bulunduğunu hatırlattı ve Birliğin AB standartlarına uyum konusunda Türkiye'ye baskı uygulamasını ve özellikle Yargı ve Temel Haklar Faslı'nın açılması ile müzakere sürecinin ilerlemesini talep etti.