Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) 15 Eylül 2014 tarihinde yayımlanan ekonomik değerlendirme raporunda, Avro Alanı ekonomisinde büyümenin dünya ekonomisinin gerisinde kaldığı uyarısında bulundu. Rapor’a göre, ABD’de büyümenin bu yıl yüzde 2,1, 2015’te yüzde 3,1, Kanada’da 2014 ve 2015’te sırasıyla yüzde 2,3 ve 2,7, Japonya’da ise 2014’te yüzde 0,9 ve 2015’te yüzde 1,1 olması bekleniyor.
Raporda 2014 yılında Avro Alanı’nda büyümenin yüzde 0,8 artacağı ve 2015’te ise bir önceki yıla göre sadece yüzde 1,1 artışla yatay bir seyir izleyeceği tahmininde bulunuldu. OECD raporunda, Fransa’da büyümenin bu yıl sadece yüzde 0,4, gelecek yıl ise yüzde 0,1 olması öngörülüyor. Almanya’da ise büyümenin 2014 ve 2015’te yüzde 1,5 olması bekleniyor. İtalya için 2014’te resesyon ve yüzde 0,4 küçülme, gelecek yıl yüzde 0,1 büyüme öngörülüyor. Genel eğilimin aksine İngiltere’de büyümenin yüksek düzeyde seyrederek 2014’te yüzde 3,1, 2015’te ise yüzde 2,8 artış göstermesi bekleniyor.
OECD’nin ekonomik değerlendirme raporunda küresel ekonomide birçok gelişmiş ve yükselen ekonominin büyümesinde ılımlı bir artış olmasına karşın Avro Alanı’nda büyümenin artma eğiliminin zayıf kaldığı belirtildi. Enflasyonun sıfıra yakın ya da negatif seyir izlediği Avro Alanı’nda talebin artırılmasına yönelik adımlar atılmaması halinde durgunluğun sürekli hale geleceğine dikkat çekiliyor. OECD’nin açıkladığı rakamlar, Avrupa Merkez Bankası’nın Avro Alanı’na ilişkin 2014’ün üçüncü çeyreğinde büyümenin artacağı, ancak bütün yılda büyümenin yüzde 1’in altında olacağı tahminiyle paralellik gösteriyor. OECD tarafından yapılan açıklamada Avro Alanı’nda devam eden yavaş büyümenin, büyük endişe kaynağı olduğuna işaret ediliyor.
OECD, Avro Alanı için daha fazla parasal destek sağlanması tavsiyesinde bulunurken, Avrupa Merkez Bankası’nın son dönemde gerçekleştirdiği operasyonlar olumlu karşılanmakla birlikte, parasal genişleme de dâhil olmak üzere daha fazla önlem alınması gerektiği belirtildi. Zayıf talep koşullarında AB ülkelerinin, AB mali kurallarının imkân verdiği en fazla esnekliği kullanmaları gerektiği ifade edildi.