İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
3-12 EKİM 2014

GKRY, KIBRIS BARIŞ GÖRÜŞMELERİNDEN ÇEKİLDİ

İki yıllık aranın ardından tekrar başlayan Kıbrıs barış müzakereleri, GKRY’nin görüşmelerden çekilmesi ile sekteye uğradı. 7 Ekim 2014 tarihinde GKRY tarafından alınan müzakerelere katılmama kararının gerekçesi, Türkiye’nin sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını ihlali” olarak açıklandı.Barış görüşmelerinin akamete uğramasının sorumlusu olarak tarafların birbirlerini suçlamaları nedeniyle, müzakerelerin akıbeti belirsizliğini koruyor.

Ada çevresinde sürdürdüğü doğalgaz arama faaliyetlerine Türkiye tarafından müdahale edildiği iddiasıyla barış görüşmelerini askıya alan GRKY’nin bu kararı, Avrupa Komisyonu’nun 2014 yılı Türkiye İlerleme Raporu’nun açıklanmasından bir gün öncesine rastladı. Bu nedenle, İlerleme Raporu’nun Kıbrıs ile ilgili bölümlerinde AB’ye üye tüm ülkelerin, uluslararası hukuk zemininde kendi doğal kaynaklarından istifade etme ve sözleşme yapma hakkı bulunduğu ifadeleri yer aldı.Rapor’da ayrıca, AB’ye üye tüm ülkelerin egemenlik haklarına saygı duyulması gerektiğinin altı çizilerek, Türkiye’ye AB üyesi ülkeler karşısında, kara sularındaki egemenlik haklarıyla ilgili herhangi bir tehditten kaçınması çağrısında bulunuldu.

Hatırlanacağı üzere, Kıbrıs barış müzakereleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve GKRY’nin iki toplumlu federal bir oluşum altında Ada’nın birleşmesini öngören belgeyi kabul etmesiyle, 11 Şubat 2014 tarihinde BM arabuluculuğunda yeniden başlamıştı.Gelinen aşamada, GKRY Başkanı Nikos Anastasiadis ve KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun 9 Ekim 2014 tarihinde bir araya gelmesi ve müzakerelerde ilerleme sağlanması umuluyordu. Bununla birlikte, doğal kaynakların paylaşımı ve yerlerinden edilmiş insanlar dâhil olmak üzere pek çok konuda iki taraf arasında uzlaşı sağlanamamıştı. Türkiye’nin 2014 yılının sonuna dek GKRY ile aynı bölgede doğalgaz arayacak olmasını  “kışkırtıcı ve saldırgan” olarak nitelendiren Kıbrıs Rum Yönetimi, Türkiye’nin “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Bölgesi” içerisinde olduğunu iddia ettiği faaliyetlerinin, “Kıbrıs’ın egemenlik haklarını ve BM’nin Deniz Hukuku’nun ilgili hükümlerini çiğnendiğini” savunuyor.

Buna karşın, KKTC ve garantör ülke olan Türkiye, GKRY’nin Ada’daki iki toplumun ortaklığı ve hakça paylaşımı yerine, Ada kaynaklarının tek sahibi gibi hareket ettiğini iddia ediyor ve Kıbrıs Rum kesiminin “sözde münhasır ekonomik bölgesindeki” hidrokarbon kaynaklarının araştırılmasına yönelik çalışmalarını durdurmasını talep ediyor. Türkiye, 4 Ekim 2014 tarihinde Rum tarafının tek yanlı adımlarının engellenmesi amacıyla, KKTC’nin bu kaynaklar üzerindeki asli haklarını koruması için gerekli olan sismik araştırma faaliyeti ile sondaj platformu temininde her türlü desteği sağlayacağını açıklamıştı.

Konuya ilişkin olarak Türk Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan 8 Ekim 2014 tarihli yazılı açıklamada ise, GKRY’nin doğal kaynaklar üzerinde tek yanlı tasarrufta bulunma girişimlerinin kabul edilemez olduğu vurgulanıyor. Açıklamada ayrıca, Ada’nın ortak sahibi olan iki halkın kurucu iradeleri ve siyasi eşitliği temelinde oluşturulacak yeni ortaklığa Türkiye’nin saygı göstereceği taahhüt ediliyor.

Türkiye tarafından yapılan bu açıklamalar karşısında, garantör ülkelerden bir diğeri Yunanistan ise, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Konstantinos Koutras aracılığıyla yaptığı açıklamada, Türkiye’nin “GKRY’nin kıta sahanlığı üzerindeki egemen haklarına saygı duymayan” tavrının, AB üyeliği ve Kıbrıs sorunundaki müzakere sürecinde belirleyici olacağına işaret ediyor. Yunanistan, müzakerelerin Türkiye’nin BM ve AB üyesi olan GKRY'nin eğemenliğine saygı duyması halinde tekrar başlayabileceğinin mesajını veriyor. 

GKRY tarafından alınan Kıbrıs barış görüşmelerine katılmama kararına ilişkin olarak bir açıklama yapan Avrupa Komisyonu’nun Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Štefan Füle, Kıbrıs’ta BM gözetiminde iki toplum lideri arasındaki müzakerelerin sürmesi gerektiğini kaydetti. Füle, Kıbrıs sorununa adil bir çözüm bulunması durumunda, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin yeni bir ivme kazanacağını ve hidrokarbon kaynaklarının kullanımında tüm Kıbrıslıların fayda sağlayacağı şekilde alternatif seçeneklerin gündeme geleceğine işaret etti.

Son olarak, AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Kıbrıs Rum tarafının müzakereleri askıya alma kararının sürdürülebilir olmadığını savundu ve garantör ülkeler, AB ve ABD'nin katkılarıyla GKRY’nin müzakere masasına döneceğini umduğunu söyledi.