Kasım ayının ilk haftasında Türkiye gündeminde, Karaman'ın Ermenek ilçesindeki kömür ocağında mahsur kalan işçileri kurtarma çalışmaları; çözüm sürecine ilişkin olarak yapılan farklı açıklamalar ve “Güçlü ve Dengeli Büyüme için Yapısal Dönüşüm” eylem planlarının, Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu tarafından 6 Kasım 2014 tarihinde açıklanması başlıkları öne çıktı.
Geçtiğimiz hafta Türkiye-AB ilişkileri gündeminde AB Bakanı ve Başmüzakereci Büyükelçi Volkan Bozkır’ın Norveç ziyareti, AB üyelik müzakerelerinin hızlandırılması yönündeki çabalar kapsamında gerçekleştirilen Reform Eylem Grubu toplantısı ve Kıbrıs konusunda yaşanan gelişmeler öne çıkarken; AB gündeminde, ekonomide yaşanan gelişmeler dikkat çekti.
AB Bakanı Bozkır’ın 4-6 Kasım 2014 tarihli Oslo temaslarının ana gündem maddelerini ikili ilişkiler, Türkiye’nin AB üyeliği süreci ve ABD – AB arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTYO) müzakereleri oluşturdu. Norveç’in üye olmamasına rağmen AB yapılarına entegre olduğunu ve bu ülkenin AB üyelik müzakerelerinde Türkiye’ye desteğinin önemini vurguladı. AB Bakanı Bozkır ayrıca, TTYO’nun Türkiye gibi Norveç’i de olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekti ve Türkiye’nin TTYO kapsamına dâhil olmaması durumunda, Gümrük Birliği’ni dondurmak zorunda kalabileceğini söyledi.
Kasım ayının ilk haftasında AB üyelik müzakerelerine hız kazandırma yönünde önemli bir adım atıldı. Sonuncusu 23 Temmuz 2014 tarihinde gerçekleştirilen Reform İzleme Grubu (RİG) toplantılarının yerini almak üzere Bakanlar Kurulu kararı ile oluşturulan Reform Eylem Grubu’nun (REG) ilk toplantısı, 8 Kasım 2014 tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi. Yeni yapılanma ile birlikte, AB katılım müzakereleri çerçevesinde yürütülen siyasi reform sürecinde yeni bir dönem açıldı. REG’in siyasi reform tasarılarının hazırlanması, TBMM’den geçirilmesi ve uygulanması aşamalarında aktif bir rol üstlenmesi bekleniyor. Bu süreçte, yapılacak siyasi reformların tüm toplumsal kesimlerle paylaşılması, her kesimin katkısının alınması ve yanlış algıların düzeltilmesi amacıyla siyasi reformlar alanında aktif bir ileişim stratetiji önemli bir rol üstlenecek.
Geçtiğimiz hafta Kıbrıs sorununda tarafların yaptığı açıklamalar, müzakerelerin kısa süre içinde yeniden başlama olasılığının güç olduğunu teyit eder nitelikteydi. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, BM Genel Sekreteri (BMGS) Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin Türkiye’ye Ada’da çözüme yönelik öneriler sunduğunu, ancak bu önerilerin tavizler içerdiği için Ankara tarafından kabul görmediğini kaydetti. KKTC Dışişleri Bakanı Özdil Nami, uluslararası toplumun GKRY’nin attığı dışlayıcı ve tek yanlı adımları kabul etmemesi ve ödüllendirmemesi gerektiğini vurguladı. GKRY Devlet Başkanı Nikos Anastasiadis ise, BMGS Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nin toplumlararası görüşmelerin yeniden başlatılması önerisini reddetti. Öte yandan, AP üyelerinin Türkiye’yi tek taraflı eleştirdiklerini kaydeden Türkiye’nin AB Nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Selim Yenel, Rum ve Yunan AP üyelerinin barış müzakerelerine sondaj çalışmalarını dâhil etmelerinin, Kıbrıs sorununun çözümünde samimi olmadıklarını gösterdiğini kaydetti.
Kasım ayının ilk haftasında AB gündeminde ekonomiye ilişkin gelişmeler belirleyici oldu. Avrupa Komisyonu, 2014 Sonbahar Dönemi Ekonomik Tahmin Raporunu, 4 Kasım 2014 tarihinde yayımladı. Avro Alanı’nda yaşanan krizin ardından toparlanma sürecinin yavaş ilerlediğinin belirtildiği raporda bu yıl, AB ve Avro Alanı genelinde büyümenin zayıf olacağı tahmininde bulunuldu. Rapora göre, mali koşullarda olumlu gelişmeler olmasına karşın ekonomik toparlanmanın 2015 yılında yavaş seyretmesi bekleniyor. Rapor ayrıca, mevcut yüksek işsizlik, yüksek kamu borcu ve düşük kapasite kullanım oranlarının, ekonomik krizin etkilerinin aşamalı olarak azalış gösterdiğini ortaya koyduğuna işaret ediyor.
AB ekonomisini yakında ilgilendiren bir diğer gelişme, Avrupa Merkez Bankası’nın (ABM) bankaları denetleme görevine başlamasıydı. AMB çerçevesinde oluşturulan Bankacılık Denetleme Kurulu (Single Supervisory Mechanism), Avro Alanı’nda faaliyette bulunan 120 bankayı denetleme görevine 4 Kasım tarihinde başladı. Bankacılık Denetleme Kurulu AMB ve katılımcı ülkelerin ulusal yetkili makamlarından oluşuyor. Yeni oluşturulan bu sistem temel olarak kredi kurumlarının güvenilirliği ve AB mali sisteminin istikrarına katkıda bulunmayı amaçlıyor.
1 Kasım 2014 itibariyle görevi devralan Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’in, Komisyonu siyasetçilerin “temelsiz eleştirilerine karşı savunacağını” vurgulaması, geçtiğimiz haftanın AB gündeminde öne çıkan başlıklardan biriydi. 5 Kasım 2014 tarihinde AP’de bir basın toplantısı düzenleyen Juncker, İngiltere Başbakanı David Cameron’ın AB bütçesine ek katkı yapmayı reddetmesine ve İtalya Başbakanı Matteo Renzi'nin “AB saraylarının maliyetini ifşa edeceğini” açıklamasına tepki gösterdi. Juncker aynı zamanda AB’nin ekonomi alanında sahip olduğu yetkilere dikkat çekerek, üye ülke liderleri ile AB bürokratları arasında yaşanacak ihtilaflarda tavizsiz bir duruş sergileyeceğinin işaretini verdi.
Geçtiğimiz haftanın önemli gelişmelerinden bir diğeri ise, 4 Kasım 2014 tarihinde ABD’de gerçekleştirilen ara seçimlerde, Senato ve Temsilciler Meclisi’nden oluşan Kongre’nin iki kanadının da Cumhuriyetçi Parti’nin hâkimiyeti altına alınmasıydı. Böylece ABD Başkanı Barack Obama’nın, Başkanlık görevini sürdüreceği 2016 yılına kadar yasama faaliyetlerinde Kongre’nin muhalefetiyle karşılaşacağı netleşirken, Suriye gibi bazı konularda Cumhuriyetçilerin Türkiye’ye daha yakın yaklaşımlara sahip olmaları nedeniyle, seçim sonuçlarının Türkiye ve ABD ilişkilerine olumlu yansımalarının olabileceği belirtiliyor. Geleneksel olarak serbest ticaret ve ticaret anlaşmalarına Demokrat Parti'ye göre daha olumlu bir yaklaşım içinde olan Cumhuriyetçilerin ara seçimlerde Kongre’de sağladıkları bu üstünlüğün, TTYO müzakerelerine ivme kazandırabileceği kaydediliyor.
Tüm okuyucularımıza iyi bir hafta geçirmelerini dileriz.