AB GÜNDEMİ
AB ve Afrikalı liderler 11-12 Kasım 2015 tarihlerinde göç krizi konusunda Malta’da gerçekleştirilen Valetta Zirvesi’nde bir araya geldiler. Zirvede göç sorunu ile ilgili olarak, işbirliğinin güçlendirilmesi, mevcut zorluklara odaklanılması ve aynı zamanda olası fırsatlar için de çaba gösterilmesi konularında görüşler paylaşıldı.
Avrupa Komisyonu Valetta Zirvesi’nde Türkiye’ye 3 milyar avro tutarında bir “mülteci yardımı” tahsis edilmesini teklif etti. Komisyonun tasarısına göre, ayrılan bu kaynağın 500 milyon avrosu AB bütçesinden, geri kalanı ise üye ülkelerin bütçesinden karşılanacak. 3 milyon avronun yarısının 2016 yılı, kalanının ise 2017 yılı içerisinde verilmesi yönünde kararın teklifte yer aldığı belirtildi. Bununla birlikte, Afrika ülkelerine 1,8 milyar avro mali kaynak aktarılması planlandı.
Göç sorununda, kaynak ülkeler, geçiş ülkeleri ve varılan ülkeler olmak üzere tüm tarafların ortak sorumlulukla hareket etmesi ve bu yöndeki çalışmaların hızlandırılması gerektiği belirtildi. Zirvede kabul edilen ortak deklarasyonda düzensiz göç, mülteci ve sığınmacı rakamlarında yaşanan hızlı artıştan endişe duyulduğu belirtilirken, birinci önceliğinin insanların hayatlarının kurtarılması olduğu ifade edildi. Bu çerçevede göçmen akınını tüm yönleriyle ele alarak kararlı bir şekilde çalışılması gerektiğinin altı çizildi. Uluslararası yükümlülüklere ve insan haklarına saygı konusundaki kararlılıklarını yinelediklerini belirten açıklamada, göçmen kaçakçılığı ve insan ticaretinin ortadan kaldırılması konusunda mücadele edileceği ifade edildi. Kıtalar içinde ve arasında iyi yönetilmiş göç ve hareketliliğin faydalarının farkında olduklarını ifade eden liderler, bu kapsamda ekonomik, sosyal ve çevresel gelişimin sağlanması için geniş bir yaklaşımın gerekliliğini vurguladılar.
Zirvede ayrıca bir ortak eylem planı kabul edildi. Plan 5 ana madde üzerine odaklandı:
- Göç yardımlarının geliştirilmesi, düzensiz göç ve zorunlu yer değiştirmenin ana nedenlerinin hedeflenmesi,
- Yasal göç ve hareketlilik konularında işbirliği,
- Göçmen ve sığınmacıların korunmasının güçlendirilmesi,
- Düzensiz göç, insan kaçakçılığı ve insan ticareti ile mücadele
- Dönüş, geri kabul ve yeniden entegrasyonla ilgili işbirliğinin geliştirilmesi.
Avrupa Komisyonu, 6 Kasım 2015 tarihinde, TTYO müzakereleri kapsamında sürdürülebilir kalkınma bölümüne ilişkin önerisini kamuoyu ile paylaştı. Avrupa Komisyonunun ticari ortakları ile yaptığı anlaşmalarda sürdürülebilir kalkınma konusunda bugüne kadar hiç bu kadar iddialı hükümlere yer verilmemişti. Sürdürülebilir kalkınma bölümünün öncelikleri kapsamında, AB ve ABD’de çevre ve istihdam alanlarında uygulanan yüksek standartların korunarak, çocuk işgücü, iş sağlığı ve güvenliği ile çevrenin korunması gibi küresel sorunlara yönelik mücadele öngörülüyor.
Avrupa Komisyonunun sunduğu sürdürülebilir kalkınma bölümünde çevre alanında şu önerilere yer veriliyor:
- Yabani canlı türleri üzerinden yapılan ticaret ve kaçakçılık, yaşa dışı ağaç ticareti, balıkçılıkla mücadele konularında AB ve ABD arasında işbirliğinin artırılması;
- Kimyasal atıkların ticaretinin insan sağlığı ve çevre üzerinde yaratabileceği olumsuz etkilerin önlenmesi veya azaltılmasına yönelik politikaların belirlenmesi;
- Çevre-dostu ürünler ve teknolojilerde ticaretin ve yatırımın teşvik edilmesi;
- Biyoçeşitiliğin ve ekosistemlerin korunması ile doğal kaynakların (özellikle ormanlar, balık ürünleri, vahşi tabiat ve biyolojik ürünler) sürdürülebilir kullanımının ve yönetiminin sağlanması.
Sürdürülebilir kalkınma bölümünün istihdam alanında ise şu öncelikler belirlenmiş durumda:
- Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Düzgün İş Gündemi’nin; işçi hakları, sosyal haklar, sosyal diyalog, ayrımcılığın yasaklanması ve cinsiyet eşitliği gibi stratejik hedeflerinin desteklenmesi;
- ILO’nun uluslararası çalışma standartlarının dikkate alınması (örneğin; sendika kurma ve toplu müzakere hakkının korunması);
- Sosyal diyaloğun teşvik edilmesi ve çalışanların bilgilendirilmesi;
- Çocuk işçiliğinin ve zorunlu çalışmanın yasaklanması;
- İşyerinde sağlık ve güvenlik standartlarının korunması.
Komisyon önerisi ile ilgili daha detaylı bilgilere buradan ulaşılabilir.
İngiltere Başbakanı David Cameron, ülkesinin AB üyeliği hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Cameron açıklamasında, İngiltere için üyelik perspektifinin, ulusal parlamentoların yetkisinin artırılması, AB genelinde daha güçlü rekabet sisteminin ve entegrasyonun uygulanması ile sıcak tutulabileceğini belirtti. Ayrıca ülkesinin Avro Bölgesi’nde yer almamasına bağlı olarak, üyeliğin aynı zamanda Avro Bölgesi dışında olan üye ülkelere yönelik daha adil bir yaklaşımın benimsenmesine bağlı olacağını açıkladı. Daha güçlü entegrasyon sürecine ilişkin olarak özellikle göçmen politikasının yeniden yapılandırılması gerektiğini ifade eden Cameron, AB’nin, daha esnek politikaları öne çıkarabilecek reform sürecinden geçmesi gerektiğini söyledi.
Cameron’ın açıklamasının ardından Avrupa Komisyonu sözcüsü Margaritis Schinas özellikle Ekonomik Birliğin tamamlanması konusunda farklı ekonomik yapıların sorun teşkil ettiğini ve aynı zamanda Ortak Pazar konusunda sıkıntı yaşanabileceğini kaydetti.
Hırvatistan’da 8 Kasım 2015 tarihinde gerçekleşen genel seçimlerin galibi, muhafazakâr Hırvat Demokrat Partisi (HDZ) öncülüğünde kurulan Vatansever İttifakı oldu. Seçim sonuçlarına göre, 151 üyeli mecliste “Vatansever” İttifakı 59, Sosyal Demokrat Parti (SDP) öncülüğündeki “Hırvatistan Büyüyor” İttifakı 56, “Most” İttifakı 19, İstra Demokrat Meclisi (IDS) 3, Slovanija ve Baranija Hırvat Demokratik Birliği (HDSSB) 2, “Milan Bandic 365” Hareketi 2, “Başarılı Hırvatistan” Hareketi 1 ve “Canlı Duvar” Hareketi 1 sandalye elde etti.
Mecliste geriye kalan 8 sandalye ise azınlıkların temsilcilerine ayrılıyor. Sonuçlara göre, hiçbir parti tek başına mecliste çoğunluğu sağlayamadığı için, yeni hükümetin kurulması amacıyla koalisyon görüşmelerinin başlaması bekleniyor. HDZ Genel Başkanı Tomislav Karamarko, seçim zaferinin kesinleşmesinin ardından yaptığı açıklamada, sonuçtan duyduğu memnuniyeti dile getirerek diğer partilerle koalisyon görüşmelerinde işbirliğine hazır olduklarını hatırlattı. Yeni görev alacak hükümetin, ekonomik sorunlar ile Avrupa çapında devam eden mülteci krizine odaklanacağı belirtiliyor.
10 Ekim 2015 tarihinde gerçekleşen AB Ekonomi ve Maliye Bakanları Toplantısı’nda Avrupa Komisyonunun geçtiğimiz Ekim ayında sunduğu Sermaye Piyasaları Birliği Eylem Planı olumlu karşılandı; Birliğin AB’de istihdam ve büyümenin artırılmasına yönelik Avrupa Yatırım Planı’nın önemli bir ayağı olduğu belirtildi. Üye ülkeler arasında sermaye piyasalarının iyi işlemesinin Ekonomik ve Parasal Birliğin güçlendirilmesinin yanı sıra AB’nin ekonomik ve mali şoklara daha dayanıklı hale gelmesini kolaylaştıracağı ve başta KOBİ’ler olmak üzere, bütün işletmeler için mali kaynakların çeşitliliğinin artmasını sağlayacağı ifade edildi.
AB Ekonomi ve Maliye Bakanları, 30 Kasım-11 Aralık 2015 tarihlerinde Paris’te gerçekleşecek BM İklim Değişikliği Zirvesi’ne (COP21) sunulmak üzere iklim hedeflerini kabul ettiler. Buna göre, AB ve Üye Devletler tarafından, gelişmekte olan ülkelere yönelik 2020 yılına kadar her yıl 100 milyar avro mali destek sağlanması taahhüdü, AB’nin, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum için gerekli olan çalışmaların destekleneceği teyit edildi.
Toplantıda ayrıca vergi kaçaklarının önlenmesi amacıyla vergi idareleri ve tasarruf sahiplerinin bilgilerine daha kolay erişimi sağlayan, 2003 yılında kabul edilmiş “tasarrufların vergilendirmesine ilişkin” AB yönergesinin feshedilmesi kararlaştırıldı.