HAFTANIN HABERİ
Paris Saldırılarının Ardından AB'deki Son Gelişmeler
13 Kasım 2015 tarihinde Paris’te yedi ayrı yerde meydana gelen terör saldırılarının ardından geçtiğimiz hafta boyunca AB tarafından yapılan resmi yazılı açıklamalar, konuya ilişkin hassasiyetin devam ettiğini gösterdi. AB ve Üye Devletler arasında bilgi akışının koordinasyonu, dış sınırların güvenliği ve terörle mücadele alanlarında ortak politikanın oluşturulması çağrıları öne çıktı.
Saldırıların ardından 14 Kasım 2015 tarihinde Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’a ilettiği yazılı mesajında, saldırıların Fransa’ya ve tüm AB’ye yapıldığını ve Fransa’ya tam destek sözü verdiklerini açıkladı. Konsey Başkanı Tusk ayrıca 15-16 Kasım 2015 tarihinde Antalya’da gerçekleştirilen G20 Zirvesi’nde teröre karşı birlik olunması için yardım çağrısının yapılacağını hatırlattı.
17 Kasım 2015 tarihinde yapılan AP Genel Kurulu, Fransa’nın milli marşı ve bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. AP Genel Kurulu’nda konuşma yapan AP Başkanı Martin Schulz, saldırıların AB değerlerine, AB’nin yaşam koşullarına ve AB vatandaşları olarak herkese yönelik yapıldığını dile getirdi.
Benzer bir mesaj, AB’nin Devlet ve Hükümet Başkanlarının ve AB kurumlarının 15 Kasım 2015 tarihli ortak resmi yazılı açıklamasında da dile getirildi. Açıklamada Paris’te meydana gelen saldırıların tüm üye ülkelere yapıldığı ve AB’nin, terörle mücadelede ortak hareket etmesi gerektiği belirtildi. Açıklamada ayrıca Fransa’nın güçlü bir ulus olduğu ve Fransa’dan çıkan “özgürlük”, “eşitlik” ve “kardeşlik” değerlerinin, AB’nin temel değerlerine ilham verdiği hatırlatıldı. Her türlü istenmeyen aşırılık, terörizm ve nefreti yenmede AB olarak Fransa’ya verilen destek mesajının yanı sıra, 13 Kasım 2015 tarihinin Avrupa yas günü olarak hatırlanacağı belirtildi.
19 Kasım 2015 tarihinde AP üyelerinin, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Polis Ofisi (EUROPOL) yetkilileri ile bir araya geldiği toplantıda, yasal zeminde güçlendirilmiş AB vatandaşlarının güvenlik koşulları ve uluslararası suçlar alanında etkili bir ortak politikanın oluşturulması gerektiği gündeme alındı. Buna göre, AB üye ülkeler arasında bilgi akışının sağlanması, terörle mücadelede EUROPOL’un etkinliğinin artırılması, AB vatandaşlarının terör örgütlerine katılımının önlenmesi, uluslararası suçlar alanında AB etkinliğinin artırılması ve uçak yolcularına ait bilgilerin sistemli bir şekilde toplanmasına ilişkin gerekli düzenlemelerin uygulanması çağrısı yapıldı. Aynı zamanda Schengen Alanı kapsamında AB ve üye ülkeler arasındaki işbirliğinin yanı sıra AB sınırlarının güvenliğinin de gündeme alınması savunuldu.
Avrupa Halk Partisi üyesi Fransız Michèle Alliot Marie AB Antlaşması’nın “ortak dayanışma maddesi” olarak bilinen ve terörist saldırılarda üye ülkelerin birbirlerine yardım etme konusunu içeren 222’nci Maddesi’ne atıfta bulunarak, AB ve üye ülkelerin ortak eylem düşüncesi etrafında hareket etmesi gerektiğini ve bu algının AB’nin etkin savunma gücünü tetikleyeceğini ifade etti.
Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier sorunun çözümünde askeri müdahalenin tek başına etkili olmayacağını savunurken, Avrupa Halk Partisi üyesi ve Dışişler Komitesi Başkanı Elmar Brok ise göç ve terörün ayrı konular olduğunu ve mültecilerin terörün bir parçası olarak algılanmaması gerektiğini belirtti. Sosyalistler ve Demokratlar İleri İttifakı üyesi Afzal Khan ise değerlendirmelerinde pek çok Avrupalı Müslümanın terör saldırıları nedeniyle ayrımcılığa uğrama korkusu içinde olabileceğini vurguladı.