İKV`DEN ANALİZ
G20 Liderler Zirvesi’nin Gündemi: Terör, Mülteci Krizi ve Ekonomi
15-16 Kasım 2015 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilen G20 Liderler Zirvesi’nin ekonomi dışındaki gündemi terör ve mülteci krizi oldu. Dünyanın en büyük 20 ekonomisine sahip ülkelerden oluşan G20, küresel ekonominin yüzde 85’ini, küresel ticaretin yüzde 75’ini, dünya nüfusunun ise yüzde 65’ini oluştururken, 65 trilyon dolarlık bir ekonomiyi temsil ediyor.
Bilindiği üzere, 1999 yılında kurulan ve küresel ekonomik krizin yaşandığı 2008 yılına kadar maliye bakanları ve merkez bankası başkanları düzeyinde toplanan G20, 2008 yılından bu yana devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla küresel ekonominin geleceğine ilişkin kritik kararların alındığı bir platform olma özelliği taşıyor. Öte yandan, bu yıl Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen G20 Liderler Zirvesi’nin hemen öncesinde Paris’te yaşanan ve 129 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan terör saldırısı nedeniyle G20’nin ekonomik gündemi, terörle mücadele ve mülteci krizinin gölgesinde kaldı.
Aynı şekilde bu yıl ilk defa bir Zirvede siyasi konular da oturumların resmi konusu olarak belirlenmiş; Türkiye’nin talebiyle sürdürülebilir kalkınma, yatırımlar ve kapsayıcılık dışında “Küresel Zorluklar: Terörizm ve Mülteci Krizi” başlıklı bir oturum düzenlenerek liderlerin görüşeceği konular arasına alınmıştı. Hâlihazırda gündeme alınmış terörle mücadele konusu, Paris’te yaşanan saldırının ardından ikili görüşmelerin de ana maddesi olarak diğer konuların önüne geçti. 15 Kasım 2015 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Barack Obama arasında gerçekleşen ikili görüşmenin ardından liderlerin yaptığı basın açıklaması da bunu doğrular nitelikte oldu. Liderler yaptıkları açıklamada, G20’nin küresel ekonomik meseleleri tartışmak için oluşturulan bir platform olduğunu; ancak, tüm dünyada artış gösteren terör saldırıları ile karşı karşıya olunduğunu ve G20’nin Diyarbakır’da, Ankara’da ve Paris’te yaşanan saldırıları gerçekleştirenlerin karşısında durduğunu belirtirken bu saldırıların yalnızca hedef ülkelere değil, tüm insanlığa karşı düzenlenen saldırılar olduğunu belirtti.
Liderlerden Terörle Mücadeleye İlişkin Bildiri
Terörle mücadelenin G20 gündeminin öncelikli konularından biri haline gelmesiyle G20 tarihinde ilk defa Liderler Bildirisi’ne ek olarak terörle mücadeleye ilişkin bir bildiri yayımlandı. Dokuz maddeden oluşan “Terörle Mücadele Hakkında G20 Bildirisi”nde Paris ve Ankara’da gerçekleşen terör saldırıları kınanırken G20 ülkelerinin terörle mücadelede dayanışma ve kararlılığının devam ettiği belirtildi. Terörle mücadelenin G20 ülkeleri için bir öncelik haline geldiği ve terörün uluslararası dayanışma ve işbirliği çerçevesinde önlemek için birlikte çalışma kararlılığın devam ettiği belirtilen Bildiri’de, BM’nin bu konudaki merkezi rolü kapsamında BM Şartı ve uluslararası hukuktan doğan yükümlülükler ile insan hakları hukuku, uluslararası mülteci hukuku ve uluslararası insancıl hukuk uyarınca BM Güvenlik Konseyi kararları ve BM Terörle Mücadele Küresel Stratejisi’nin tam uygulanmasının önemi vurgulandı.
Terörle mücadeleye ilişkin Bildiri’de aynı zamanda, bilgi değişimi konusunda geliştirilmiş işbirliği, teröristlerin mal varlığının dondurulması, terörün finansmanının suç sayılması ve hedef odaklı finansal yaptırımlar ile uygulamaların güçlendirilmesine ilişkin önlemler belirlenmesi için Mali Eylem Görev Gücü’ne çağrıda bulunuldu. Liderlerin terörle mücadeleye ilişkin Bildiri’de vurguladığı bir diğer konu ise yabancı terörist savaşçı akımına karşı bilgi paylaşımı, sınır yönetimi ve uygun cezai yaptırımlar oluşturulması için işbirliğinin geliştirilmesi gerektiği oldu.
Mülteci Krizi
Terörle mücadelenin yanı sıra G20 liderlerinin gündeminde yoğun bir şekilde tartışılan diğer konu ise mülteci krizi oldu. Bilindiği üzere, son yıllarda Türkiye’nin komşu bölgelerinde yaşanan krizler ve mülteci sayısının büyük bir artış göstermesiyle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra en büyük mülteci krizi yaşanıyor. Türkiye’nin Suriye’deki krizden büyük ölçüde etkilenmesi ve çoğu Suriyeli olmak üzere 2,2 milyon mülteciyi barındırması hiç şüphesiz mülteci krizinin Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen G20 Liderler Zirvesi’nin gündemine girmesinde önemli bir etken oldu. Öte yandan, Türkiye ve Yunanistan üzerinden Avrupa’ya geçiş yapan mülteci sayısının son dönemde artış göstermesi, konunun AB’nin G20 öncelikleri arasında yer alması ve Suriye’deki savaşın ABD ve Rusya’nın gündeminde olması, G20 tarihinde ilk defa Sonuç Bildirisi’nde mültecilere ilişkin bir madde eklenmesine neden oldu.
G20 Liderler Zirvesi öncesindeki çalışmaların ve Zirve boyunca gerçekleşen toplantıların bir çıktısı olan G20 Liderler Bildirisi’nde mülteci krizinin insani, siyasi, sosyal ve ekonomik sonuçlarıyla küresel bir endişe haline geldiği belirtilirken, söz konusu krizin ve uzun dönemli sonuçlarının üstesinden gelinebilmesi için koordineli ve kapsamlı çözümlere ihtiyaç duyulduğu ifade ediliyor. G20 liderlerinin dünyanın çeşitli bölgelerinde sayısı giderek artan mülteciler ve yerinden edilmiş kişilere koruma ve destek sağlayacakları ve kalıcı çözümler bulunması yönündeki tüm çabalara destek vereceklerinin belirtildiği Bildiri’de, tüm devletlere mevcut krizin aşılmasına katkıda bulunmaları, mültecilerin yeniden yerleştirilmesi ve mültecilerin sağlık, eğitim gibi temel hizmetlere erişimine destek olmaları için yük paylaşımı çağrısında bulunuluyor.
Bildiri’de mülteci krizine ilişkin değinilen ve dikkat çeken bir diğer konu ise, göç ve mülteci akımlarına yönelik uzun vadeli hazırlık ve bu akımların yönetimi için kapasitenin güçlendirilmesi amacıyla ülkeler arası işbirliğine gidileceğinin belirtilmesi oldu. Bu çerçevede, tüm ülkelerin ulusal kapasiteleri çerçevesinde bu krizden etkilenen ülkelere yardım etme yeteneklerinin artırılması için ilgili uluslararası kuruluşlara katkılarını artırma çağrısı yapan G20 liderleri, özel sektör ve kişilerin de söz konusu uluslararası faaliyetlere desteklerinin önemli olduğunu vurguluyor.
Arka Planda Kalan Ekonomi Gündeminde Neler Tartışıldı?
Her ne kadar G20’nin ekonomi gündemi Paris’te yaşanan terör saldırısı ve mülteci krizi nedeniyle arka planda kalsa da liderler kalkınmadan finansal düzenlemelere; uluslararası vergiden genç istihdamının artırılmasına uzanan geniş bir yelpazede birçok konuyu ele aldı. G20 Liderler Bildirisi’nde bu doğrultuda, geçen yıl Avustralya’da belirlenen G20’nin toplam GSYİH büyümesini 2018 yılına kadar yüzde 2 oranında artırma yönündeki hedef tekrarlanırken, istihdam oluşturulması, kapsayıcılığın sağlanması, eşitsizliklerin azaltılması ile fiili ve potansiyel büyümenin artırılması için talebi destekleyici önlemler ve yapısal reformlar içeren büyüme stratejilerinin tam ve zamanında uygulanmasının bir öncelik olduğu ifade ediliyor. Öte yandan Bildiri’de, Türkiye’nin dönem başkanlığında oluşturulan izleme çerçevesiyle G20 ülkelerinin verdiği taahhütlerin uygulanmasının yakından takip edileceği de belirtiliyor. Söz konusu izleme mekanizmasıyla, Türkiye’nin G20 Dönem Başkanlığı’nın önceliklerinden biri olan “uygulama” ayağının güçlendirilmesine yönelik önemli bir adım atılmış oldu.
G20 liderlerinin ekonomik konulara ilişkin vardığı bir diğer önemli karar da istihdamın artırılmasına yönelik 2025 yılına kadar G20 ülkelerinde işgücü piyasasında daimi olarak geride kalma riskini en çok taşıyan gençlerin oranının yüzde 15 azaltılması hedefinin belirlenmesi oldu. G20 liderleri böylece, genç istihdamının ve G20 ekonomilerinin gelecek dönemde büyüme beklentilerinin artırılmasına yönelik ölçülebilir ve somut bir hedef belirlemiş oldu. G20 liderleri toparlanmanın güçlendirilmesi ve potansiyelin artırılmasına ilişkin önlemlerin yanı sıra, küresel olarak daha adil ve modern bir uluslararası vergi sistemine ulaşma amacıyla G20/OECD Matrah Aşındırması ve Kar Kaydırma (BEPS) Projesi kapsamında geliştirilen tedbirler paketini de onayladı.
G20 Liderler Bildirisi’nde sürdürülebilirliğin desteklenmesi kapsamında ise Eylül 2015 tarihinde BM nezdinde kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin uygulanmasına ilişkin taahhütler yinelenirken, G20 ülkelerinin 2030 Gündemi ile uyumlaştırılması için 2016 yılında bir Eylem Planı hazırlanacağı belirtildi. Bu açıdan bakıldığında, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmaya yönelik önlemlerin Çin’in G20 Dönem Başkanlığı’nda ve önümüzdeki yıl kabul edilecek G20 Liderler Bildirisi’nde önemli bir yeri olacağını söylemek mümkün.
G20 ve Küresel Yönetişim
G20’nin ekonomik konular yanında terörle mücadele ve mülteci krizi gibi konuları da gündemine alması, hatta bu konuların ekonomi gündeminin bir nebze önüne geçmesi, akıllara G20’nin küresel yönetişim sistemindeki rolü sorusunu getiriyor. Her ne kadar G20’nin daimi bir sekretaryası ve kurulu bir yapısı olmasa da küresel gündemde oynadığı liderlik rolünü göz ardı etmek zor.
2008 yılında küresel ekonomik ve mali krizle birlikte devlet ve hükümet başkanları düzeyinde toplanmaya başlayan G20’nin 2010 ve 2013 yılları arasında düzenlenen Zirvelerde ekonomik işbirliğinin yanında finans, ticaret, yapısal reformlar, yolsuzlukla mücadele, kalkınma, enerji güvenliği ve hatta yeşil büyümeyi ele alması, G20’nin çok kutuplu dünyada yaşanan liderlik boşluğunu doldurabileceği tartışmalarını gündeme getirdi. Bir yandan, G20’nin kurumsal bir yapısının olmaması nedeniyle uluslararası meşruiyeti ve uygulama yetkisinin olmadığı; bu nedenle de küresel yönetişimin yalnızca bir parçası olduğu savunulsa da öte yandan Çin, Hindistan ve Brezilya gibi gelişmekte olan ülkeleri de bünyesinde bulundurmasıyla G7’den daha geniş bir coğrafyayı kapsadığı ve BM’den daha az bürokratik olduğu için potansiyel bir lider olduğu tartışılıyor.
15-16 Kasım 2015 tarihlerinde gerçekleştirilen G20 Liderler Zirvesi’nin çıktılarına bakıldığında ise, Türkiye’nin G20 gündemine ekonominin dışında jeopolitik bir boyut da getirdiğini söylemek mümkün. Hiç şüphesiz, terörle mücadele ve mülteci krizi konularının G20 gündeminde önemli bir yer bulması küresel gelişmelerden bağımsız değil; ancak, Türkiye’nin bu konuda çabalarını göz ardı etmek zor. Her ne kadar bu konuların Çin’in G20 Dönem Başkanlığı’nda yer alıp almayacağı henüz bilinmese de, terörün ve mülteci krizinin yanında Düşük Gelirli Gelişmekte Olan Ülkeler başta olmak üzere yoksulluk ve eşitsizlikle mücadelenin G20 gündemine alınması ekonomik işbirliğinin dışında siyasi konuların da G20 gündeminde giderek daha fazla yer aldığını gösteriyor.