AB’nin dış sınırların kontrolü ve güvenliğinden sorumlu ajansı Frontex’in 22 Şubat 2016 tarihinde yayımladığı verilere göre, Akdeniz üzerinden Yunanistan’a gelen mülteci sayısının 68 bine düştüğü belirtildi. Yunanistan’dan AB’ye giren mülteci sayısında geçen yılın aralık ayına göre yüzde 40 oranında bir azalma yaşandığı görülürken, bu durumun kötü hava koşullarından kaynaklandığı ifade edildi. Frontex’e göre, Yunanistan’a ocak ayında giriş yapan mültecilerin çoğunluğu Irak, Suriye ve Afganistan’dan geldi. İtalya’ya gelen ve çoğunluğu Nijeryalı olan mültecilerin sayısı ise 5.600 olarak kaydedildi. Ocak ayında Batı Balkanlar üzerinden AB’ye yasadışı giriş yapan mülteci sayısında da düşüş gözlemlendi. 2015 yılının aralık ayına göre üçte bir oranında düşüş kaydedilirken, bu yol üzerinden AB topraklarına geçiş yapan mülteci sayısı 65.300 oldu.
Öte yandan, Suriyeli mültecilerin durumuna ilişkin olarak Türkiye-AB Ortak Eylem Planı kapsamında düzenli olarak bir araya gelmesi öngörülen tarafların 7 Mart 2016 tarihinde özel bir zirvede konuyu ele alacakları belirtildi. Bilindiği üzere, 18-19 Şubat 2016 tarihlerinde gerçekleştirilen AB Liderler Zirvesi’nde AB liderleri, Türkiye ile özel bir zirve düzenlenmesine karar vermişti. Zirvenin ardından AP’de bir konuşma yapan AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Türkiye ve AB yetkililerinin 7 Mart 2016 tarihinde bir araya geleceğini duyurdu.
22 AB üye ülkesi, Norveç, İsviçre, uluslararası işletmeler ve hastalara ilişkin kuruluşlar gıda ürünlerinde tuz, doymuş yağ ve şeker içeriğinin azaltılması yoluyla ürünleri daha sağlıklı hale getirme konusunda uzlaşmaya vardı. Bunun gerçekleştirilmesi amacıyla 22 Şubat 2016 tarihinde, Hollanda AB Dönem Başkanlığı himayesinde Amsterdam’da düzenlenen konferansta söz konusu ülkeler gıda sanayi ve sivil toplum kuruluşları işbirliğinde çalışma kararı aldı.
Avrupa’daki birçok insan çok fazla tuz, yağ ve şeker tüketiyor. Bu tüketim diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve obezitenin de önemli sebepleri arasında gösteriliyor. Çeşitli AB ülkeleri, hâlihazırda gıda üretiminde tuz, doymuş yağ ve şeker oranını azaltmaya çalışıyor. Her bir ülke farklı bir yaklaşım ele alıyor, ancak Tek Pazarda AB düzeyinde işbirliği, tüketicilere sağlıklı seçim imkânı sağlamak açısından oldukça önem taşıyor.
Hollanda Sağlık Bakanı Edith Schippers ve Tarım Bakanı Martijn van Dam, Avrupa Komisyonunun Sağlık ve Gıda Güvenliğinden Sorumlu Üyesi Vytenis Andriukaitis, İşletmeler ve Sanayi Genel Müdür Yardımcısı Antti Peltomaki, gıda sanayi temsilcileri, süpermarketler, STKlar, Dünya Sağlık Örgütü Temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen konferansta “Eylem için Yol Haritası” oluşturulmasına yönelik geniş bir destek sunuldu. Katılımcılar, ürünlerin tuz, doymuş yağ ve şeker oranının azaltılarak daha sağlıklı hale getirilmesi için ortaklaşa hareket etmeye acil ihtiyaç duyulduğunun önemini vurguladı. Gıda endüstrisi, hasta ve tüketici kuruluşlarının yanı sıra, üye ülkelerin uzmanları kamu-özel ortaklığı işbirliği yapacaklarını açıkladılar. Amsterdam’daki konferans Avrupa Sağlık Komisyonunun yıl sonunda düzenleyeceği ve politik kararların alınması gereken resmi ve gayri resmi toplantılara öncülük etti.
Avrupa Komisyonu tarafından AB genelinde sigorta acenteleri arasında adil şartların hâkim olduğu bir piyasa yaratmak amacıyla hazırlanan Sigorta Acenteleri Yönergesi 23 Şubat 2016 tarihinde yürürlüğe girdi. Yönerge ile sigortanın satın alındığı üye ülkeye bakılmaksızın, müşterilerin tercih ve hizmette aynı standartlara ulaşmasının garanti altına alınması hedefleniyor. Yönerge, sigorta sözleşmelerinin imzalanması öncesinde tüketicileri daha şeffaf kurallar çerçevesinde bilgilendirmeyi ve gerekli bilgileri düzenlemelerine yardımcı olmayı sağlayan standartları getiriyor. Söz konusu yönerge ile tasarruflarını yatırıma dönüştüren tüketicilerin, karşılaştırma yapma imkânını korumak amacıyla, sigorta ile ilgili yatırım ürünlerinin dağıtımına ilişkin belirli kurallar getirilmesi de öngörülüyor. Öte yandan yönerge, sınır ötesi işlemlerin açıklığa kavuşturulması ve sigorta acentelerinin denetimi ile ilgili kuralları da içeriyor. Üye ülkelerin söz konusu kuralları kendi iç mevzuatlarına 2 yıl içinde aktarmaları öngörülüyor.