Britanya AB Üyeliğinden Çıkma Kararı Aldı
Britanya’nın AB’den ayrılması anlamına gelen Britanya ve exit (çıkış) kelimelerinin birleşiminden oluşan “Brexit” kavramı son dönemlerde, dünya gündeminin ilk maddesini oluşturuluyordu. 23 Haziran 2016 tarihinde Britanya’da yapılan referandum AB üyeliğinden ayrılma yanlılarının zaferi ile sonuçlandı. Yüzde 72,2 oy verme oranı ile yaklaşık 30 milyon kişinin katıldığı referandumda, seçmenlerin yüzde 52’si AB üyeliğinden ayrılma yönünde oy kullandı. Sonucun ardından, AB yanlısı İngiltere Başbakanı David Cameron istifa kararı aldı. Söz konusu referandum, İngilizlerin yakın tarihlerinde verdikleri en önemli siyasi karar.
Britanya’daki AB referandumda halkın yüzde 52'sinin “AB'den ayrılalım” yönünde oy vermesi sonrası AB liderlerinden açıklamalar geldi. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, AP Başkanı Martin Schulz ve AB Konseyi Dönem Başkanı Hollanda'nın Başbakanı Mark Rutte, referandumun sonucunu görüşmek üzere 24 Haziran 2016’da Brüksel’de toplanarak önemli açıklamalarda bulundu. Açıklamada, eşi benzeri olmayan bu duruma saygı duyulduğu ve sonucun ardından barışı destekleyen ve halkın refah düzeyinin yükseltilmesine katkıda bulunan AB’nin öz değerlerinin korunacağı mesajı verildi. AB’nin 27 üye ülke ile yoluna devam edeceği, tarihsel, coğrafi ve ortak çıkarlar üzerine kurulu Birlik içinde, birbirine bağlı ülkeler olarak çalışmalara devam edileceği ve işbirliğinin geliştirileceği belirtildi. AB liderleri ayrıca Britanya'nın üyelikten kaynaklanan tüm hak ve yükümlülüklerinin ayrılana kadar devam ettiğini; ancak, sürecin uzamasıyla ortaya çıkabilecek belirsizlik ortamının oluşmaması adına bir an önce sonuca doğru ilerlenmesi gerektiği de vurgulandı.
Bundan sonraki süreçte, öncellikle Britanya Parlamentosu referandum sonuçlarını onaylayan bir karar alacak, Hükümet bu karar uyarınca AB üyeliğinden çıkma başvurusunda bulunacak. Sonraki adım Lizbon Antlaşması’nın 50’nci Maddesi uyarınca, Britanya ve AB arasında üyelikten ayrılma koşullarını belirleyen yeni bir anlaşmanın müzakere edilmesi. Bilindiği üzere, Lizbon Antlaşması ile bir Üye Devletin AB üyeliğinden ayrılması durumu ilk defa Kurucu Antlaşmalara girmişti. Buna göre, tüm AB Üyesi Devletlerin kendi anayasal çerçevelerine göre Birlikten ayrılma hakları bulunuyor. AB üyeliğinden ayrılmaya karar veren Üye Devlet, AB Konseyi’ne talebini sunar, AB ve söz konusu Üye Devlet arasında üyelikten çekilme koşullarını ve AB ile bundan sonraki ilişkisinin mahiyetini belirleyen bir Anlaşma imzalanır. Bu Anlaşmanın imza tarihinden itibaren, AB Kurucu Antlaşmalarının o ülke üzerindeki etkisi sona erer. Üyelikten ayrılan ülke tekrar AB üyesi olmak isterse, herhangi bir diğer ülke gibi üyelik başvurusunda bulunup üyelik müzakereleri yürütmesi gerekir. Herhangi bir üyenin bu şekilde AB üyeliğinden ayrılmasından sonra, geri kalan Üye Devletlerin, bütçeye yapılan katkılar, kurumlarda temsil, ortak karar prosedürleri gibi konuları görüşmek üzere kendi aralarında müzakereler yürütmesi gerekir.
Uzmanlar bu ayrılma sürecin 4 yıla kadar sarkabileceğini belirtiliyor ve uzun vadeye yönelik bir tespit yapmanın zorluklarına dikkat çekiyor. Ancak Brexit’in kabul edilmesinin gerek İngiliz iç siyaseti, gerek İngiltere’nin AB’deki konumu, gerekse AB’nin uluslararası sistemdeki yeri açısından derin etkiler yaratması bekleniyor.