Türkiye-AB ilişkilerinde yaşanan gelişmeler şu şekilde:
Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog Toplantısı Gerçekleşti
Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog Toplantısı, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Avrupa Komisyonunun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik’in katılımıyla 9 Eylül 2016 tarihinde Ankara’da gerçekleşti. Toplantı, Türkiye ile AB arasında, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından düzenlenen ilk siyasi diyalog toplantısı olması bakımından önem taşımaktaydı. AB katılım müzakerelerindeki mevcut durum, her iki tarafı da yakından ilgilendiren mülteci krizi ve vize serbestisi diyaloğu gibi ikili işbirliği alanları ile bölgesel konular, Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog Toplantısı’nın ana gündem maddelerini oluşturdu.
Toplantının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, geç de olsa Mogherini ve Hahn’ı ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, müzakere süreci ve Türkiye ile AB arasındaki işbirliği konularını değerlendirme imkânı bulduklarını kaydetti. Göç mutabakatının başarılı şekilde işlediğine dikkat çeken Türkiye’deki Suriyelilere yönelik yardımın aktarımının hızlandırılması gerektiğine dikkat çekti. Türk vatandaşlarına yönelik vize serbestisinin en kısa zamanda uygulanması gerektiğini vurgulayan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, 18 Mart göç mutabakatı, vize serbestisi ve geri kabulün birbiriyle ilişkili olduğunu belirtti ve vize serbestliğinde somut bir yol haritası üzerinde uzlaşılması gerektiğini kaydetti. Çavuşoğlu, AB’li muhataplarıyla darbe girişimi ve terör örgütü FETÖ ile mücadele kapsamında atılan adımları paylaşma imkânı bulduklarını kaydetti. Türkiye’nin aynı anda çok sayıda terör örgütüyle mücadele ettiğine dikkat çeken Dışişleri Bakanı, AB’den destek beklediklerini belirtti ve AB üye ülkelerinde terör örgütü PKK’nın propaganda faaliyetlerine izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin milli güvenliği açısından FETÖ ile mücadelenin birinci öncelik olduğunu belirtti ve bu konuda AB’den güçlü fiili destek beklentisinin gerçekleşmediğine dikkat çekti. Bakan Çelik, Türkiye’de olağanüstü hal uygulaması söz konusu olmasına karşın demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarından ödün verilmediğini vurguladı. Katılım müzakereleri sürecinin Türkiye-AB ilişkilerinin kalbi olduğunu kaydeden Çelik, 23’üncü ve 24’üncü fasılların açılması gerektiğini belirtti ve söz konusu fasılların mevcut Dönem Başkanlığı sona ermeden açılmasını bir samimiyet testi olarak gördüklerini vurguladı. Toplantının, taraflar arasındaki diyaloğun yenilenmesi ve gerçek ajandanın altının çizilmesi açısından çok önemli olduğunu kaydeden Çelik, bundan sonra ilişkilerin yeni bir ivme ve daha güçlü bağlarla sürmesi temennisinde bulundu.
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ise açıklamasında, toplantı vesilesiyle bir kez daha Türkiye halkı ve kurumlarıyla dayanışma mesajı verme imkânı elde ettiklerini belirtti. AB adına darbe girişimini ilk saatlerinde güçlü şekilde kınadığına dikkat çeken Yüksek Temsilci, Avrupa topraklarında ve dünyanın hiçbir yerinde askeri darbe girişimlerinin yeri olmadığını vurguladı. Demokrasinin, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerine uygun şekilde nasıl savunulması gerektiğini de kapsamlı biçimde ele aldıklarını ifade eden Mogherini, bu konuda Avrupa Konseyi ile işbirliğinin önemli olduğunu belirtti. Görüşmenin temel mesajının “diyaloğun ve tüm işbirliği alanlarında birlikte çalışmanın kararlılıkla sürdürülmesi” olduğunu kaydeden Mogherini, ortak çalışmaların durmadığına ve vize serbestliği, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve Suriyelilere verilen destek gibi dosyalarda artarak devam edeceğine dikkat çekti. Açıklamalarında, AB içerisinde terör örgütü PKK ile mücadelede önemli tedbirler alındığına değinen Mogherini, terör saldırılarının durması ve siyasi sürecin yeniden başlaması gerektiğini belirtti. Mogherini, Türkiye ile AB’nin birbirileri hakkında daha az, birbirileriyle daha çok konuşması üzerinde anlaştıklarını vurguladı.
Komisyon Üyesi Hahn, basın toplantısında yaptığı açıklamada, Türkiye ile dayanışma içerisinde olduklarını belirtirken, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye halkında olduğu kadar kendilerinde de şok etkisi yarattığını kaydetti. Enerji ve ekonomi gibi konularda yürütülen yüksek düzeyli diyalog süreçlerinin devam edeceğini belirten Hahn, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda yol alındığını söyledi ve buna yönelik müzakerelerin 2017 yılı başında başlayacağını duyurdu. 23’üncü ve 24’üncü fasılların açılması gerektiğine katıldığını belirten Hahn, Kıbrıs meselesinin çözümünün buna katkı sağlayacağını umduğunu dile getirdi. Hahn, AB’nin Türkiye’deki Suriyelilere yönelik desteği hakkında bilgi verdi. Vize serbestliği ile ilgili olarak zamanlamanın Türkiye’ye bağlı olduğunu ancak bir formül bulmanın mümkün olabileceğini belirtti.
AP Genel Kurulu’nda Türkiye Ele Alındı
AP üyeleri, AP Genel Kurulu’nun 13 Eylül 2016 tarihli oturumunda Türkiye’deki güncel durumu değerlendirdi. AP üyelerine, Komisyonun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn ile Türkiye’ye gerçekleştirdikleri ziyarete ilişkin bilgi veren AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Türkiye’deki temaslarında, AB’nin Türkiye ile tüm işbirliği alanlarında yoğun, samimi ve yapıcı bir diyalog tesis etme kararlılığına sahip olduğu mesajını verdiklerini belirtti. Konuşmasında, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye demokrasisini ve bölgeyi istikrarsızlığa sürükleyebilecek ciddi sonuçlar doğurabileceğini ifade eden Mogherini, bu nedenle darbe haberini alır almaz bizzat müdahale ettiğini ve AB’nin Türkiye’deki demokratik kurumların yanında yer aldığı mesajını verdiğini kaydetti. Ziyarette, Hahn ile birlikte Türk halkına gösterdiği kahramanlıktan dolayı saygılarını sunma fırsatı bulduklarını kaydeden Mogherini, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve çoğulculuk gibi değerleri de vurguladı.
AP Türkiye Raportörü Kati Piri, 15 Temmuz gecesinin Türk halkının bilincinde büyük bir etki bıraktığını söyledi. Piri, darbe girişimi sonrasında önlemler alınmasının normal olduğunu belirtirken bazı önlemlere ilişkin endişelerini dile getirdi. Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Elmar Brok ise Türkiye için anlayış ve destek çağrısında bulundu.
AB’den Türkiye’deki Suriyeli Mültecilere 348 Milyon Avro
Avrupa Komisyonu, 8 Eylül 2016 tarihinde, Türkiye’deki dezavantajlı Suriyeli sığınmacı ailelere temel ihtiyaçlarının karşılanmasına doğrudan yardım için 348 milyon avroluk destek vereceğini açıkladı. AB’nin bugüne kadarki en büyük insani yardım programı niteliğindeki Acil Sosyal Güvenlik Ağı (Emergency Social Safety Net - ESSN) kapsamında planlanan uygulamadan bir milyon Suriyeli mültecinin yararlanması hedefleniyor. Komisyonun, programı, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD), Türk Kızılayı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Dünya Gıda Programı (WFP) ile beraber yürütmesi öngörüldü. Bu doğrultuda, Ekim 2016 itibarıyla mültecilere çipli elektronik kartlar verilmesi planlanıyor.
Avrupa Komisyonunun İnsani Yardım ve Kriz Yönetiminden Sorumlu Üyesi Christos Stylianides, söz konusu yardım programını başlatmak üzere 26 Eylül 2016 tarihinde Türkiye’yi ziyaret etti. Komisyon Üyesi Stylianides ile ortak basın toplantısı gerçekleştiren AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AB’nin 3+3 milyar avroluk desteğini memnuniyetle karşıladıklarını belirtirken desteğin Türkiye’ye aktarılmasıyla ilgili mekanizmalarda yaşanan sıkıntılara dikkat çekti.
Can Dündar AP Sakharov Ödülü’ne Aday Gösterildi
AP’nin 1988 yılından bu yana her yıl, insan hakları ve temel özgürlükleri savunan kişi ve kuruluşlara verdiği Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü’ne aday gösterilenler arasında Cumhuriyet Gazetesi eski Yayın Yönetmeni Can Dündar da bulunuyor. 15 Eylül 2016 tarihinde AP tarafından yapılan açıklamaya göre, Kırım Tatarlarının lideri ve eski meclis başkanı Mustafa Abdülcemil, Yezidi toplumunun haklarının savunucusu Nadia Murad Basee ve Lamiya Aji Bashar ile Çin'deki Uygurlu azınlığın haklarını savunan akademisyen Ilham Tohti Sakharov Ödülü’ne aday gösterilenler arasında. Sakharov Ödülü’nün yapılacak değerlendirmelerin ardından, 27 Ekim 2016 tarihinde sahibini bulması bekleniyor.