TÜRKİYE-AB GÜNDEMİ
Türkiye-AB ilişkilerinde yaşanan gelişmeler şu şekilde:
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Estonya Ziyareti
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 27 Ekim 2016 tarihinde, Estonya’ya bir çalışma ziyareti gerçekleştirdi. Tallinn’deki temasları kapsamında, Estonya Başbakanı Taavi Rõivas ve Dışişleri Bakanı Jürgen Ligi ile bir araya gelen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Estonya Parlamentosu Dışişleri Komitesi Başkanı Sven Mikser'in yanı sıra Savunma Komitesi Başkanı Marko Mihkelson ve Türkiye Dostluk Grubu Başkanı Kadri Simson ile görüştü. Görüşmelerde, Estonya-Türkiye ilişkilerinin yanında mülteci krizi ve Suriye’deki durum başta olmak üzere bölgesel konular ele alındı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ayrıca Estonya Dış Politika Enstitüsü’nde “Belirsizlikler Çağında Türk Dış Politikası” başlıklı bir konferans verdi.
Yüksek Temsilci Mogherini, Kıbrıs’ta Temaslarda Bulundu
28 Ekim 2016 tarihinde, Avrupa Komisyonunun İnsani Yardım ve Kriz Yönetiminden Sorumlu Üyesi Christos Stylianides ile birlikte Kıbrıs’a bir ziyaret gerçekleştiren AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafından kabul edildi. Görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, Mogherini’ye Kıbrıs Türk halkının güvenlik ve garantiler konusunda geçmişteki deneyimlerden kaynaklanan talebinin ayrıntılı olarak aktarıldığı belirtildi. Rum tarafında da temaslarda bulunan Mogherini, GKRY lideri Nicos Anastasiadis ve Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis ile bir araya geldi. Kasulidis ile düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Mogherini, Ada’daki temasları kapsamında AB’nin ve kurumlarının kritik bir sürece giren Kıbrıs müzakerelerine nasıl etkin şekilde destek verebileceğini değerlendirme fırsatı bulduklarını belirtti. AB’nin Kıbrıs müzakerelerine verdiği desteği yineleyen Mogherini, AB’nin, liderlerin zorlu konuların aşılabileceği ve yıl sonuna kadar bütünlüklü bir çözüme varılabileceği yönündeki değerlendirmelerini paylaştığını kaydetti. Mogherini, liderlerin, İsviçre’de, kasım ayı başında müzakereleri hızlandırma yönünde sergiledikleri kararlılıktan cesaretlendiklerini de ifade etti. AB’nin sürece tam destek verdiğini belirten Mogherini, Kıbrıs meselesinin çözüme kavuşturulmasının sadece Ada için değil, AB ve tüm bölge için bir dönüm noktası olacağını vurguladı.
Mogherini ve Hahn’dan Diyarbakır Açıklaması
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve Avrupa Komisyonunun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, 26 Ekim 2016 tarihinde yaptıkları ortak açıklamada, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı’nın gözaltına alınmasına ilişkin haberlerin endişe verici olduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin güneydoğusunda şiddetin 15 aydır durmaksızın sürdüğüne dikkat çekilen açıklamada, AB’nin terör örgütleri listesinde yer alan PKK’nın Türkiye’nin güvenliğine ciddi bir tehdit oluşturduğu teslim edilirken, tüm adımların hukukun üstünlüğü ve temel özgürlüklere saygı ve Türkiye’nin bir aday ülke olarak yaptığı taahhütler doğrultusunda atılmasının esas olduğu belirtildi.
Açıklamada, AB’nin siyasi çözüm çağrısı yinelenerek, bunun tek gerçekçi seçenek olduğuna dikkat çekildi. Silahların bırakılması ve siyasi diyalog sürecinin öncelik olarak başlatılması gerektiği vurgulandı.
Cumhuriyet Gazetesi’ne Operasyon Avrupa’nın Gündeminde
Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjørn Jagland ve Avrupa Komisyonunun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, 31 Ekim 2016 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılan operasyona ilişkin açıklamalarda bulundu.
Sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, operasyonu eleştiren AP Başkanı Schulz, ifade özgürlüğünde bir kırmızı çizginin aşıldığını belirtti. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland ise Cumhuriyet’e yapılan operasyonun OHAL önlemleri kapsamında dahi orantılı bir önlem olarak değerlendirilebileceğinin şüpheli olduğunu kaydetti. Türkiye’de OHAL kapsamında da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin uygulanmaya devam ettiği hatırlatmasında bulunan Jagland, OHAL’in oldukça geniş şekilde kullanılması halinde Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde dava seliyle karşılaşma riski bulunduğuna dikkat çekti.
Komisyon Üyesi Hahn, açıklamasında, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’nun ve bazı gazete yazarlarının gözaltına alınması ve Can Dündar için yakalama kararı çıkarılmasının Türkiye’de ifade özgürlüğü konusunda endişe verici bir gelişme olduğunu belirtti.
Açıklamada, AB’nin, OHAL kapsamında çok sayıda gazeteci hakkında yakalama kararı çıkarılması ve bazı medya kuruluşlarının kapatılmasından endişe duyduğu dile getirilirken, medyada terörle bağlantılı olarak özellikle gözaltı, işten çıkarma ve kapatmaların boyutunun şüpheli olduğu değerlendirmesinde bulunuldu. İfade özgürlüğünün AB’nin temel taşlarından biri olduğu hatırlatılırken, AB’nin, Türkiye’nin aday ülke olarak mümkün olan en yüksek demokratik standart ve uygulamaları hedeflemesi gerektiğini defalarca vurguladığı belirtildi.
Komisyondan Kıbrıslı Türklere 33 Milyon Avro Mali Destek
Avrupa Komisyonu, 24 Ekim 2016 tarihinde, Kıbrıs Türk toplumuna yönelik 33 milyon avro tutarında yeni mali destek programını onayladı. Ada’nın ekonomik entegrasyonu, iki toplum arasındaki ilişkilerin ve AB ile temasın iyileştirilmesi odaklı mali destek kapsamında; altyapı inşası, KOBİ’ler ve STK’lara yönelik hibeler ile burslar ve Kayıp Şahıslar Komitesi gibi güven artırıcı önlemlere destek dâhil olmak üzere geniş bir yelpazede projelere destek verilmesi öngörülüyor. Avrupa Komisyonunun Avro ve Sosyal Diyalogdan Sorumlu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis, konuya ilişkin açıklamasında; söz konusu mali destek programının, Komisyonun Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik ve sosyal kalkınmasına verdiği desteğin güçlü bir göstergesi olduğunu vurguladı ve böylece Komisyonun BM himayesindeki müzakere sürecine desteğini sürdürmedeki kararlılığını teyit ettiğini belirtti.
Türkiye’den İki Şirkete AB Çevre Ödülü
AB Çevre Ödülleri, 27 Ekim 2016 tarihinde Estonya’nın başkenti Tallinn’de düzenlenen 2016-2017 ödül töreninde sahiplerini buldu. AB Çevre Ödülleri, her yıl sürdürülebilir kalkınma temelinde ekonomik büyümeye ve çevreye duyarlı yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesine katkı sağlayan işletmelere veriliyor. Finalistler; “yönetim”, “ürün ve hizmetler”, “süreç” ve “uluslararası işbirliği” başlıkları altında dört kategori üzerinden değerlendiriliyor. Bu yıl, AB Çevre Ödülü’ne layık görülen şirketler arasında iki Türk şirketi bulunuyor. Hydromx International A.Ş., kombi, merkezi sistem, yerden ısıtma vb. ısıtma ve soğutma sistemlerinde yüzde 35 oranında ısı tasarrufu sağlayan Enerji Tasarruf Solüsyonu ile “Ürün ve Hizmetler” kategorisinde birincilik ödülünün, Vestel Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. ise LCD televizyonlarda ve akıllı telefonlarda çevreye duyarlı nano krom kaplama sistemi ile “Süreç” kategorisinde ise ikincilik ödülünün sahibi oldu.