AB GÜNDEMİ
AB ile ABD arasında yürütülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) müzakerelerinin 15'inci turu, 7 Ekim 2016 tarihinde kayda değer bir ilerleme sağlanmadan tamamlandı. Görüşmelerin sonunda AB Başmüzakerecisi Dan Mullaney ve ABD Başmüzakerecisi Ignacio Bercero düzenledikleri ortak basın toplantısında müzakerelerin sonuçlarından ziyade TTIP’in faydalarından bahsettiler. Müzakerelerin 15'inci turunda daha çok teknik detaylar, kavramsal ve dile ilişkin farklılıkların üzerinde durulduğu belirtildi.
Temmuz ayında yayımlanan Eurobarometre kamuoyu yoklaması, Avrupa’da çoğunluğun TTIP’i desteklediğini ancak TTIP’i destekleyenlerin oranının İsveç dışında bütün ülkelerde azaldığını ortaya koyuyor. Ayrıca, ABD kamu alımları piyasalarının açılması ve AB’nin coğrafi isimlerle korunan tarımsal ürünlerine yönelik özel muamelenin ortadan kaldırılması gibi her iki tarafın da taviz vermek istemediği alanlar, görüşmelerin hızlı bir şekilde ilerlemesini engelliyor. Britanya’nın AB’den ayrılma kararı da görüşmelerin önemini azaltırken, AB’deki halkların son dönemdeki gelişmeler karşısındaki memnuniyetsizliği görüşmelerin seyrini etkiliyor. Temmuz ayında gerçekleşen bir önceki turda, görüşmelerin 2016 yılının sonunda sonuçlandırılmasının hedeflendiği belirtilmişti. Bu hedef hâlihazırda gerçekçi görünmüyor. AB yetkililerinin hedefi, müzakerelerin Obama yönetiminin görevden ayrılacağı Ocak 2017’ye kadar tamamlanmaması halinde, en azından ellerinde AB ile ABD’nin tutumlarını içeren bir metnin bulunması. Bununla amaçlanan ise TTIP müzakerelerinde üç yıl içerisinde kaydedilen ilerlemeyi ortaya koyacak söz konusu metnin, yeni ABD yönetiminin müzakereleri sürdürmek istemesi halinde görüşmelerin temelini oluşturması.
Avrupa Komisyonu, 11 Ekim 2016 tarihinde AB genelinde yüzde 8,6 olan işsizlik oranının Mart 2009’dan bu yana en düşük seviyede olduğunu açıkladı. Bu, geçen yıla kıyasla AB'de 1,6 milyon daha az kişinin işsiz olduğu anlamına geliyor. Söz konusu veriler, Komisyon tarafından üç ayda bir yayımlanan istihdam ve sosyal kalkınma alanında yaşanan gelişmeleri değerlendiren “Employment and Social Developments Quarterly Review” başlıklı yayının sonbahar sayısında yer alıyor.
Komisyon tarafından açıklanan veriler, uzun vadeli işsizlik ve genç işsizliğindeki düşüşe paralel olarak, işsizlik oranının 28 üye ülkeden 24’ünde azaldığını ortaya koyuyor. Ayrıca verilerde, AB genelinde, uzun vadeli işsizliğin düşmeye devam ederek yüzde 4,2 oranında kaydedildiği, genç işsizliğinin de son bir yıl içerisinde 1,5 puan düşerek yüzde 18,6 oranında olduğu görülüyor. 55-64 yaş grubunda aktif çalışma oranındaki artış da dikkat çekiyor; 2016’nın ilk çeyreğinde, bu yaş grubuna mensup neredeyse her dört kişiden üçünün (yüzde 72,8) işgücüne katılımını sürdürdüğü öne çıkıyor.
Komisyon verileri, 2016’nın ikinci çeyreğinde bir önceki yıla kıyasla 2,2 milyonu Avro Alanı’nda olmak üzere, AB’de toplam 3,2 milyon kişi için istihdam yaratıldığını ortaya koyuyor. Buna göre, istihdam neredeyse tüm üye ülkelerde arttı; Hırvatistan’da hafif bir düşüş kaydedilirken, Finlandiya'da ise durakladı. AB'de istihdam, 2008 seviyesinin üzerinde, ancak Avrupa 2020 Stratejisi’nde belirlenen yüzde 75 hedefinin gerisinde kaydedildi. Buna karşılık, istihdam oranında üye ülkeler arasında büyük farklılıklar bulunması dikkat çekiyor.
AB ile Güney Afrika Kalkınma Birliği’ne dâhil beş ülke arasında imzalanan Ekonomik Ortaklık Anlaşması (Economic Partnership Agreement- EPA) 10 Ekim 2016 tarihinde yürürlüğe girdi. İmzacı ülkelerde (hâlihazırda Botsvana, Lesotho, Namibya, Güney Afrika ve Swaziland) ekonomik kalkınmanın artırılmasını amaçlayan anlaşma ile söz konusu ülkeler, ürünlerini AB’ye kota ve vergiye tabi olmadan ihraç edebilecekler. Anlaşmayı imzalayan ülkeler arasında yer alan Mozambik’in de onay sürecini tamamladıktan sonra EPA’ya katılması öngörülüyor. Hâlihazırda AB ile arasında Serbest Ticaret Anlaşması (STA) bulunan Güney Afrika’nın ise EPA kapsamında, AB pazarına STA’nın ötesinde erişim imkânları elde etmesi öngörülüyor.
AB ile ilgili ülkeler arasındaki EPA’nın Afrika’nın güneyindeki ülkeler arasında sürdürülebilir ekonomik büyüme ve bölgesel bütünleşmeyi desteklemesi ve burada yaşayan nüfusun fakirlikten kurtarılmasına yardımcı olması bekleniyor. Anlaşmaya taraf ülkeler, piyasalarını AB’den ithalata aşamalı olarak açacaklar ve sanayilerini desteklemek için kullandıkları ara mallarını AB’den ithal ederken, hassas sektörlerini ise AB’den ithalata karşı koruma imkânı elde edecekler. Anlaşma, ayrıca bu ülkelerin farklı ülkelerden satın alarak ürettikleri nihai ürünleri AB pazarına serbest koşullarda satabilmelerine olanak sağlıyor. Anlaşmayı imzalayan Afrika ülkelerinin sosyal ve çevresel standartlar da dâhil olmak üzere sürdürülebilir kalkınmayı gözetmeleri bekleniyor. Sivil toplumun da anlaşmanın etkilerinin izlenmesinde önemli rol üstlenmesi öngörülüyor.
13-14 Ekim 2016 tarihlerinde ana gündemini AB’nin sınır güvenliği ve göç politikalarının oluşturduğu AB Adalet ve İçişleri Bakanları Konsey Toplantısı, Lüksemburg’da gerçekleşti. Bakanlar, AB üyesi ülke havaalanlarında üçüncü ülke vatandaşlarının kontrolü ve AB’ye kısa süreli giriş çıkışlarda üçüncü ülke vatandaşlarının kayıt altına alınmasına ilişkin AP’de tartışmaların sürdüğü iki düzenlemeyi ele aldı. Bu çerçevede oturumların en kritik gündem maddesi, sınır yönetimine ilişkin kurulan yeni AB biriminin faaliyetleri ve kapasitesiydi. Bilindiği üzere, Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Birimi 6 Ekim 2016 tarihinde faaliyete geçmişti.
AB’de bir süredir göç ve sığınma politikalarına ilişkin devam eden reform çalışmaları ve bu çerçevede en kritik konu kabul edilen Dublin Sistemi’nin iyileştirilmesi konusu da Üye Devletlerin bakanlarının öncelikli tartışma konuları arasında yer aldı. Nitekim bu alanda tasarı halindeki çalışmalara ilişkin detaylar kamuoyu ile paylaşılmadı. Son olarak, adalet bakanlarını bir araya getiren oturumda, AB çapında dolandırıcılıkla mücadeleye yönelik, üç yıl süren tartışmaların ardından kurulması yönünde ortak iradenin oluştuğu Avrupa Savcılık Makamına ilişkin düzenlemeler gündeme geldi. Avrupa Savcılık Makamının Slovakya Dönem Başkanlığı sona ermeden faaliyete geçirilmesi öngörülüyor.