AB GÜNDEMİ: AB Konseyi Başkanlığında Bulgaristan Dönemi: “Birlikten Kuvvet Doğar”
AB Konseyi Başkanlığında Bulgaristan Dönemi: “Birlikten Kuvvet Doğar”
2007 yılında Romanya ile birlikte AB üyesi olan Bulgaristan, önümüzdeki altı ay boyunca AB Konseyi dönem başkanlığını üstlenecek. AB Konseyinde 18 aylık dönemlerle belirlenen ana başlıklarda, üç üye ülke altı ay üstlendikleri başkanlık görevlerinde işbirliği içinde çalışıyor ve buna Trio adı veriliyor. İçinde bulunduğumuz üçlü başkanlık dönemini başlatan Estonya’dan sonra başkanlığı devralan Bulgaristan, 1 Temmuz 2018’de yerini Avusturya’ya bırakacak. 20 Haziran 2017’de açıklanan resmi Trio Programı’na göre, 18 ay boyunca yakın işbirliğiyle çalışacak olan Estonya, Bulgaristan ve Avusturya’nın güvenlik, AB sınırlarının güçlendirilmesi, ekonomik büyüme ve rekabetçilik odaklı politikalar benimsemesi kararlaştırıldı.
1946 yılından 1990’a kadar Bulgar Komünist Partisi (BKP) tarafından yönetilen ülkede, Berlin Duvarı’nın yıkılmasından bir gün sonra, yani 10 Kasım 1989 tarihinde komünizm sona erdi. Tek parti lideri Todor Jivkov’un görevden alınmasının ardından çok partili döneme geçen Bulgaristan, Sovyet etkisinden çıktığı 1990 yılında AB üyeliğine başvurdu. Aynı yıl 10 ve 17 Haziran tarihlerinde ilk kez demokratik seçimler yapıldı ve Bulgaristan, uzun yıllar devam edecek olan bir demokratikleşme sürecine girdi. Birçok Balkan ülkesinden farklı olarak, ülkede barışçıl bir demokratikleşme dönemi yaşanırken; 29 Mart 2004 tarihinde NATO, 1 Ocak 2007 tarihinde ise AB üyeliği gerçekleştirildi. Bu anlamda yaşadığı sosyo-ekonomik ve politik sorunlara rağmen ülke, küresel dinamiklere hızlı bir şekilde adapte olduğunu gösterdi.
Henüz Avro ve Schengen Alanları içerisinde yer almayan Bulgaristan’ın, önümüzdeki yıllarda Avro Alanı’nın 20’nci üyesi olabileceği konuşuluyor. Ancak oldukça yüksek yolsuzluk ve organize suç oranlarına sahip Bulgaristan, AB’nin en yoksul ülkesi. Bu yönüyle Avrupa bütünleşmesinin en önemli başarılarından biri olan Avro Alanı’nda yer almaya hazır olmadığı dile getiriliyor. Polonya ve Macaristan örneklerinde olduğu gibi; AB’nin temel değerleriyle çelişen Üye Devletler, Birlik içinde sorunlar yaratmaya devam ederken, Bulgaristan’ın Avro Alanı’na dâhil edilmesi bu sorunlara yenilerini ekleyebilir.
Bununla birlikte demokratikleşme süreciyle paralel ilerleyen AB’ye uyum süreci, ülkenin yıllar içerisinde gelişen Avrupa perspektifini ve Birliğin temel değerlerini benimseme isteğini yansıtıyor. Nitekim Bulgaristan, gurur duyduğu Avrupalı kimliğini milli değerlerinin de bir parçası haline getiriyor. Bu sebeple ilk kez üstlendiği dönemsel AB Konseyi başkanlığında Bulgaristan, geleceğine odaklanan AB için etkili adımlar atmak istiyor. Bu bağlamda kendi tarihsel ve kültürel değerlerini, Birliğin değerleriyle özdeşleştirerek ülkenin milli sloganını AB Konseyi dönem başkanlığı sloganı haline getirdi: “Birlikten kuvvet doğar.” 27 üyeli AB’nin geleceği üzerine kabul edilen Bratislava Yol Haritası ile Roma Deklarasyonu’ndaki vaatlere olan bağlılığının altını çizen Bulgaristan, dönem başkanlığı için dört öncelik alanı belirlediğini açıkladı: Avrupa’nın geleceği; güvenlik ve istikrar; Batı Balkanlar ve dijital ekonomi.
Geleceğini Arayan Avrupa için Öncelikler
Programında Avrupa’nın güvenlik, dayanışma ve istikrar ihtiyacı olduğunu vurgulayan Bulgaristan, bu amaçlar için çalışacağını dile getiriyor. Programda önceki yıllara damga vuran mülteci krizi ve terör saldırıları nedeniyle Avrupa güvenliğinin “hassas” olduğuna dikkat çekiliyor. Diğer yandan vatandaşlara AB’nin bir refah merkezi olduğunu yeniden hatırlatmak için istikrarlı bir Birliğin en önemli şartlardan biri olduğu dile getiriliyor. Son olarak Üye Devletler arasındaki dayanışmanın gerekliliği üzerinde duran Bulgaristan, yaşanılan tüm zorlukların ve krizlerin üstesinden tek başına değil, bir Birlik olarak gelindiğini belirtiyor. Bulgaristan’ın üzerinde durduğu Avrupa’nın geleceğindeki üç temel unsurun karşılanmasının anahtarı; üye ülkelerin ortak karar alma, rekabet edebilirlik ve uyum kapasitelerini geliştirmesi.
-Avrupa’nın geleceği ve genç nüfus
Avrupa’nın en genç demokrasilerinden olan Bulgaristan, AB Konseyi dönem başkanlığı için belirlediği ilk öncelik alanı kapsamında Avrupa’nın geleceğini iki temel olgu üzerine kuruyor: ekonomik büyüme ve sosyal bütünleşme. Yüksek borç oranı ve düşük maaş gibi sorunların hâlâ devam ettiği AB’de, aynı zamanda yeni istihdam alanları yaratılıyor, yatırımlar artıyor ve kamu maliyesi güçleniyor. Bu öncelik alanında sorunlarla mücadele etmek için Ekonomik ve Parasal Birliğin (EPB) güçlendirilmesi ve derinleştirilmesi gerektiği üzerinde duruluyor.
-Güvenlik ve istikrar
Güvenlik ve göç politikaları odağındaki ikinci öncelik alanı, güçlü ve bütünleşmiş bir AB’de geri kabul ve sığınma politikalarında uzun döneme yayılacak çözümler getirmeyi amaçlıyor. Avrupalıların AB’ye olan güvenlerini tazelemesi için Avrupa kıtasında güven ve istikrar ortamının yeniden oluşturulmasının birincil koşul olduğunu belirten Bulgaristan, sınır güvenliğini güçlendirmenin önemine dikkat çekiyor. Ek olarak bir Güvenlik Birliği oluşturulması ve yeni imzalanan Kalıcı Yapılandırılmış İşbirliği Savunma Anlaşması'nın (PESCO) en kısa zamanda uygulanması konularında çalışmalar yapılacağı belirtiliyor.
-Batı Balkanlar
Batı Balkanlardaki Avrupa perspektifini güçlendirmeyi hedefleyen öncelik alanı, gerçekçi olmayan beklentiler yaratmak yerine somut sonuçlar elde edilmesini amaçlıyor. AB üyesi ülkeler ile Batı Balkanlar arasında ulaşım, enerji, eğitim ve Dijital Pazar konularındaki bağların artırılması noktasında Bulgaristan, Batı Balkan ülkelerinde geniş bantlı internet kullanımının artırılması veya dolaşım ücretlerinin aşamalı azaltılması gibi inisiyatifler alıyor. Bu yönüyle Batı Balkan ülkelerine jeopolitik ve ekonomik destek verilmesinin, başkanlık döneminde hız kazanacağı belirtiliyor.
-Dijital ekonomi
Bulgaristan başkanlığının dördüncü öncelik alanı olan dijital ekonomi, aynı zamanda Estonya-Bulgaristan ve Avusturya Trio’sunun genel programındaki ana başlıklardan birisi. Elektronik iletişim, sınır ötesi hizmetlerin sağlanması, siber güvenlik, fikri mülkiyet hakları ve Dijital Tek Pazar alt başlıklarına sahip söz konusu öncelik alanı, Bulgaristan’ın altı aylık ajandasında ayrıcalıklı bir önem taşıyor. Bu konuda rekabetçi, esnek ve başarılı bir Avrupa’nın inşasında genç nüfusun eğitilmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Çağın gereksinimlerine daha hızlı ayak uydurmak eğitim sisteminin geliştirilmesi ve yenilenmesinin olmazsa olmazlardan biri olduğu belirtiliyor.
AB için Yeni Bir Yıl, Yeni Umutlar
AB şüpheciliği ve popülizmle mücadele içinde geçen 2017’nin ardından, 2018’in AB geleceği adına daha umutlu ve somut adımların atıldığı bir yıl olması bekleniyor. Bütünleşmenin hangi yönde evrileceği üzerine tartışmaların devam ettiği bir süreçte, AB Konseyi dönem başkanlığını üstlenen Bulgaristan’ın, Avrupa’nın geleceği üzerine öncelikler belirlemesi bu nedenle tesadüf değil. Bütünleşmenin geleceği konusunda büyük bir heyecan yaşayan Bulgaristan, Birliğin üye ülkelere sağladığı somut ve sembolik kazanımların kısa dönemli ulusal çıkarların üstünde olduğu vurgusunu yapıyor.
Göç ve İslam karşıtlığı ekseninde güvenlik ve ekonomi konularındaki endişelere sahip üye ülkelerin Avrupa bütünleşmesine olan güvenlerinin tazelenmesi ihtiyacının devam ettiğini söylemek gerekiyor. Üye Devletlerde hem iktidarda hem de muhalefette yer alan popülist ve korumacı görüşler, AB liderleri için engel teşkil edecek olsa da Macron örneğinde olduğu gibi, genç ve dinamik AB yanlısı seslerin giderek yükseliyor olması umut verici.
Türkiye-AB ilişkilerine baktığımızda da Geri Kabul Anlaşması, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestisi konularında yoğunlaşan ikili ilişkiler, 2017’deki seçimlerin de etkisiyle oldukça gergin geçti. Türkiye’nin AB üyeliğine olumlu yaklaşan Bulgaristan’ın AB Konseyi dönem başkanlığı sürecinde bu anlamda Türkiye-AB ilişkilerinde olumlu bir havanın eseceği düşünülüyor.
Bulgaristan’ın 1 Ocak-30 Haziran 2018 AB Konseyi dönem başkanlığı öncelikleri ve altı aylık ajandası hakkında daha detaylı bilgilere https://eu2018bg.bg/en/priorities adresinden ulaşılabilir.
Selvi Eren, İKV Uzman Yardımcısı