AB GÜNDEMİ: 27 Ülkenin Liderlerinin AB’nin Geleceği İçin Buluşması
27 Ülkenin Liderlerinin AB’nin Geleceği İçin Buluşması
23 Şubat 2018 tarihinde Brüksel’de bir araya gelen 27 AB üyesi ülkenin devlet ve hükümet başkanları, gerçekleştirilen gayriresmî toplantıda, son dönemde sıklıkla tartışılan ve AB’nin geleceğini yakından ilgilendiren Birliğin uzun vadeli bütçesi ve kurumsal konuların yanı sıra Suriye, Brexit ve Türkiye ile ilişkiler gibi meseleleri masaya yatırdı.
AB’nin 2020 Sonrası Bütçesinin Öncelikleri Neler Olmalı?
Liderlerin ana gündem maddesi, 2020 yılı sonrası dönemdeki AB Çok Yıllı Mali Çerçevesi’ydi. Devlet ve hükümet başkanları bu kapsamda, AB’nin uzun vadeli bütçesini ve 2020 sonrası AB Çok Yıllı Mali Çerçevesi’ni belirleyecek politika önceliklerini gündemlerine taşıdı.
Çok Yıllı Mali Çerçeve, AB bütçesinde yer alan harcama kalemlerine ilişkin ödeneklerin yedi yıllık dönemler itibarıyla ve yıllık tavanların önceden belirlenmesiyle; kaynakların AB'nin politika öncelikleri doğrultusunda ve etkin şekilde dağılımını sağlamayı amaçlıyor. AB’nin halen uygulanmakta olan 2014-2020 Dönemi Mali Çerçevesi yaklaşık 1 trilyon avro. 2020’den sonra AB’nin 2021-2028 dönemi AB bütçesi için oldukça kritik bir döneme denk geliyor. Gerek AB içerisinde gerekse de AB dışında küresel boyutta değişen koşullar, AB bütçesinin yeniden şekillendirilmesi ihtiyacını ortaya çıkardı. AB’yi gelecekte yakından ilgilendirmesi beklenen konuların başında göç ve savunmanın yanı sıra Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması geliyor.
Brexit sonrası dönemde; AB bütçesindeki gelirlerde ve harcamalarda ortaya çıkacak açığın ne şekilde kapatılacağı, bütçenin boyutu, öncelik verilecek konular ve bütçe müzakerelerine ilişkin sürecin belirlenmesi, üzerinde anlaşılması ve düzenlenmesi gereken konular olarak dikkat çekiyor. 28 Haziran 2017 tarihinde yayımlanan AB’nin Finansmanının Geleceğine İlişkin Düşünce Belgesi de AB’nin önümüzdeki dönemdeki finansman imkânları ve bütçesinin şekillendirilmesine dair olasılıkları içeren bir yol haritası ortaya koymuştu.
AB bütçesinin yaklaşık yüzde 70’i ortak tarım ve uyum politikasına ayrılmış durumda. Söz konusu payın aynı seviyede korunması, diğer politika alanlarının payının yaklaşık yüzde 45 dolayında kesintiye uğraması anlamına geliyor. Öte yandan AB bütçesi, üye ülkelerin toplam GSYH’sinin yüzde 1,1’ini oluşturuyor. Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması sonucunda bütçenin telafi edilebilmesi için ise AB bütçesinde bu payın yüzde 1,3’e çıkarılmasına ihtiyaç duyuluyor.
AB’nin Çok Yıllı Mali Çerçevesi, ortak hedeflerin gerçekleştirilmesi açısından son derece büyük önem taşıyor. AB bütçesi, Ortak Tarım Politikası’ndan, kırsal kalkınmaya, uyum politikasından bilim ve araştırmaya kadar bütün AB politika başlıklarını kapsayan geniş bir çerçeveden oluşuyor. Bilim ve araştırma için 2014-2020 Çok Yılı Mali Çerçeve’de ayrılan pay AB’nin rekabet gücünün yükselen önemi doğrultusunda artırılmıştı. AB’nin dış ilişkileri, Trans-Avrupa ulaştırma ve enerji altyapısı da diğer önemi artan alanlar arasında yer alıyor. AB liderlerinin önceki görüşmelerinde hareketlilik ve eğitim, göç politikası, güvenlik ve savunma alanlarında Erasmus+ Programı’nın güçlendirilmesi, düzensiz göçün önlenmesine yönelik bir aracın geliştirilmesi ve Avrupa Savunma Fonu’nun kurulması gibi yeni eylemlerin desteklemesi konusunda büyük ölçüde uzlaşılmıştı. Bunlara ilave olarak Komisyon da Ekonomik ve Parasal Birliğin güçlendirilmesine yönelik yeni bütçe araçlarının 2020 sonrası çerçeveye dâhil edilmesini önermişti. Yeni ve mevcut önceliklerin bileşimi, mevcut politikaların güncellenmesini ve bunun için de gelecek çok yıllı mali çerçevede ilave finansman ihtiyacını ortaya çıkarıyor.
Gerçekleşen gayriresmî toplantı sonucunda liderler, AB’nin 2020 sonrası bütçesinde düzensiz göçle mücadele, savunma ve güvenlik ile Erasmus+ Programı’na öncelik verilmesi konusunda anlaşmaya vardılar. Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması ile AB bütçesinde ortaya çıkacak açığın telafi edilmesi konusunun göz önüne alınması gerekiyor.
Ortaya çıkan bazı görüş ayrılıklarına karşılık liderlerin tamamı, AB bütçesinin modernize edilmesi ve önceliklerinin gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorlar ve bu konuda çalışmaya hazır olduklarını belirtiyorlar. Bunun için de görüşmelerin hızlandırılması gerekiyor. Ancak, bu yıl içerisinde bir anlaşmaya varılması güç görünüyor. Komisyonun bu konudaki çalışmaları ve sunacağı tasarı hazır olduğunda, tasarı üzerinden görüşmeler sürdürülerek daha fazla yol alınması öngörülüyor.
AB’nin mevcut, 2014-2020 Çok Yıllı Mali Çerçevesi, 29 ay süren görüşmeler sonucunda oluşturulmuştu. Bunun 20 ayının AB Konseyi’ndeki görüşmeler ve 4 ayının da AP’deki görüşmeler ile geçtiği göz önüne alındığında 2020 sonrası çerçeve için 2019 yılı sonu ve en geç 2020 yılı başında AB Konseyi’nde anlaşmaya varılması gerekiyor. Bu arada AP seçimlerinin de önümüzdeki yıl mayıs ayında gerçekleşmesi öngörülüyor. Bunun bütçe süreci üzerinde baskı yaratacağı düşünüldüğünde, mali çerçeve oluşturma sürecinin daha kısa zamanda sonuçlandırılması gerekiyor.
AB’nin Gelecek Dönem Kurumsal Konuları da Gündemde
AB kurumlarının geleceği ise gündemde olan ve AB’nin de geleceğini yakından ilgilendiren önemli bir konu. Son liderler toplantısında 2019’da gerçekleşecek AP seçimlerinden sonra AP‘nin üye sayısının ülkelere göre dağılımının nasıl olması gerektiği de tartışıldı. Liderler, Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılmasından ardından AP’deki sandalye sayısının azaltılmasını desteklediklerini belirterek sayının 751’den 705’e indirilmesi konusunda uzlaşmaya vardılar. Ancak politika önceliklerinin oranları hakkında henüz bir anlaşmaya varılmadı.
Liderler Toplantısında Görüşülen Diğer Konular da Dikkat Çekiciydi
Liderler, Suriye’deki durumu tartışarak derhal ateşkes yapılması çağrısında bulundular. Suriye’deki rejim güçlerinin, masum sivil, kadın ve çocukları öldürdüğü ve bunun durdurulması gerektiği uyarısını ortaya koydular.
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, mart ayında gerçekleşecek zirvede sunmak üzere taslak ilkeleri ve AB-Birleşik Krallık ilişkilerinin geleceğine ilişkin tasarı halindeki genel ilkeler hakkında bilgi verdi.
Zirve sırasında, GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis ve Yunanistan Başbakanı Alexis Tsipras’ın talebi üzerine GKRY’nin Akdeniz'deki faaliyetleri ve Türkiye'nin bu duruma gösterdiği tepki de görüşüldü. Rum lider, Türkiye’nin Batı Akdeniz ve Ege Denizi’nde kuralları ihlal ettiğini öne sürdü. Konsey Başkanı Tusk, GKRY ve Yunanistan ile dayanışma içinde olduklarını belirtti ve Türkiye’nin söz konusu faaliyetlerini durdurması gerektiği çağrısında bulundu. Görünen o ki AB üyesi olan Yunanistan ve GKRY, bunu her fırsatta bir avantaj olarak kullanıyor. Kendi sahasında maç oynayan takım edasıyla hareket eden bu ülkeler ile diplomatik sınırlar içinde mücadeleyi sürdürmek gerekiyor. AB kurumları ise Türkiye ile iletişimi her zaman sürdürmekten yana görünüyor. Nitekim AB Konseyi Başkanı Tusk, Türkiye ile işbirliği yapmaya hazır olduklarını ve mart ayında gerçekleşecek AB Konseyi Toplantısında, Türkiye ile AB liderleri arasında 26 Mart’ta Varna’da düzenlenmesi öngörülen zirveyi de değerlendireceklerini ifade etti.
Sema Gençay Çapanoğlu, İKV Kıdemli Uzmanı